Başbakan Ahmet Davtuoğlu, AK Parti İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda partililere hitap eden Davutoğlu, seçimdeki çalışmaları nedeniyle teşkilat mensuplarına teşekkür etti. AK Parti’ye karşı birçok kumpas kurulduğunu söyleyen Başbakan Davutoğlu, “Bütün vesayet odaklarına, bütün haksız kazanç odaklarına, kirli plan sahiplerine karşı dik durduk. İnsan odaklı yönetimi hakim kıldık. Bir yandan da işimize baktık. Türkiye’yi imar edilmiş bir ülke haline getirdik. Muhalefet içi boş beyanlarla zehirli, yıkıcı bir dille havanda su döverken biz yaptıklarımızı anlatacak zaman bulamıyoruz. IMF borcumuzu bitirdik. 117 yeni üniversite yaptık. 757 yeni hastane yaptık. 631 bin 449 konut yaptık. 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Atak helikopterini yaptık. Havalimanlarımızı 53’e çıkardık. İnsani yardımda dünya 3’üncüsü olduk. Krize rağmen 6 milyon istihdam ürettik” diye konuştu.
Konuşmasında Antep’te 8 kişilik Suriyeli bir aileye evini açan emekli Şerif Dağdelen ile yaptığı görüşmeyi anlatan Davutoğlu, “Antep’te Şerif Dağdelen 70 yaşında tek başına yaşıyor. Kendisini aradım. 8 nüfuslu bir Suriyeli aileyi evine alıyor ve bakıyor. Dün görüştük. Kendisine milletimiz adına teşekkür ettim. Avrupa’da mülteci karşıtlığı gösteriler yapılırken, bir yiğit insan, tek başına yaşayan Şerif amca 8 nüfuslu bir aileyi bağrına basıyor. Bu millet ne büyük bir millet. Bu Şerif amcalar olduktan sonra bizim sırtımız yere gelmez” şeklinde konuştu.
“CUMHURBAŞKANIMIZA YAPTIĞI KÜSTAHLIĞI AYNEN KENDİSİNE İADE EDİYORUZ”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün kongrede yaptığı konuşmayı da eleştiren Davutoğlu, “1 Kasım’da büyük bir yenilgi alanlar hala ders almış görünmüyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu dün kongrede yaptığı konuşmayla bunu bir kez daha ortaya koydu. Bu kongrede çıkmış sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak siyasi lidere yakışmayan bir üslupla tepki göstermeye kalkıştı. Mesnetsiz suçlamalarla Cumhurbaşkanımızı itham etmeye kalktı. Kötü söz sahibinindir. Cumhurbaşkanımıza yaptığı küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz. Dikta CHP siyasetine ait bir kavramdır. Kendisine de ifade ettim. Tek adamlığın sembolü olan milli şef kavramını CHP üretmiştir. Son zorbalıklarından birini de TRT’yi basarak gösterdiler. Bunlar fikir üretemeyince küfür üretiyorlar. Hakaret ettiği kişinin bu ülkenin yüzde 52 oyu ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olmasını umursamıyorlar. Orada Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaretin ötesinde, ona oy vermiş vatandaşlarıma da hakaret ettiğini düşünemeyecek kadar basiretsiz davranıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin şifa bulmaz hastalıklarını gözden kaçırmak için Cumhurbaşkanımıza hakaret etmek suretiyle kendi kitlesi karşısında kendisini kurtarmaya çalışıyor. Bir ana muhalefet liderine yakışan terbiye hudutlarını çiğnemek değil, ülkenin sorunları için fikir beyan etmektir. Kılıçdaroğlu’nun da, CHP’nin de ‘biz ne hata yaptık’ diye düşünmesinin vaktidir. Seçmeni bir arada tutacak özgün fikirlere sahip olmadığı için dil uzatarak partisini bir arada tutmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanımıza karşıtlıkla koltuğunu koruma kurnazlığı gösteriyor. Belediyelerdeki yolsuzlukların hesabı sorulmasın diye seçmenini meşgul etmeye çalışıyor. Bunlar kendi koltuklarını korumak için sergiledikleri küçük kurnazlıklardır. Eğer biraz sorumluluk sahibi olunsaydı koltuğu korumak adına böyle seviyesiz bir üsluba yönelmezlerdi. Kılıçdaroğlu’nun derdi Türkiye’yi ileri taşımak olsaydı önce bir özeleştiri yapar, sonra partisine bir vizyon çizerdi” ifadelerini kullandı.
"BİR TARAFTA GİRDİĞİ HER SEÇİMİ KAYBEDEN KILIÇDAROĞLU, DİĞER TARAFTA HER SEÇİMİ KAZANAN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ"
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun katıldığı her seçimi kaybettiğini vurgulayan Davutoğlu şunları söyledi:
“Bir tarafta katıldığı her seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu, diğer tarafta katıldığı her seçimi kazanan Cumhurbaşkanımız. Cumhurbaşkanımızın sığındığı tek merci mili irade. Bugün ona diktatör benzetmesi yapan zihniyet, şiir okuduğu için hapse attırdı, o millete gitti. 2010 referandumunda darbe yasalarının değiştirilmesine izin vermeyenlere ‘buyurun halka gidelim’ dedi. Gezi ve 17-25 Aralık kumpaslarından sonra ‘eğer haklıysanız buyurun milletin huzuruna çıkalım’ dedi. AK Parti kadroları sadece milletine hesap verdi. Tüm siyasi partiler, lobiler, paralel çeteler bir çatı aday çıkardılar. AK Parti kadroları Sayın Cumhurbaşkanı ile sadece millete gitti. Yüzde 52 oyla Sayın Cumhurbaşkanımız halk oyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı olma ünvanını kazandı. Siyasi hayatının tamamında ‘buyurun milletin huzuruna çıkalım’ diyen bir lidere diktatör demek sadece kendini aldatmaktır. Çünkü halk hiçbir zaman aldanmadı, aldatılamadı. Sayın Kılıçdaroğlu işte bunun için kaybediyorsunuz ve kaybedeceksiniz. Çünkü bu millet kendisini seveni, kendisine hizmet edeni biliyor ve emaneti teslim ediyor. Bu tablo siyasete katkı sağlayacak bir tablo değildir. Bir siyasetçiye yakışan, halkoyu ile seçilenlere ağır hakaretlerde bulunmak olmamalıdır. Millet siyasi partilerden hizmet bekliyor, ülke meselelerine sahip çıkmalarını bekliyor''