“Kılıçdaroğlu ‘Bunlara kapıyı kapatın’ dedi. 6-7 Ekim olayları sebebiyle ülkeyi kan gölüne çevirmek getirmek isteyen HDP, ‘Sadece ‘Kobani’dekileri alın, diğerlerini almayın’ dedi. Biz ne dedik? Dedik ki Allah şahittir ki biz Hoca Ahmet Yesevi’nin torunları, Ahi Evran’ın torunları, Hacı Bektaşi Veli’nin torunları kapısına gelen tanrı misafirine, mazluma kapısını kapatmaz.”
“HİÇBİR ZORLUĞUN KARŞISINDA DİZLERİMİZ TİTREMEZ”
Geçtiğimiz yıl 17-25 Aralık operasyonlarının arkasından, kendisinin de Çukurova’da olduğu bir zamanda 19 Ocak’ta MİT TIR’larına yönelik operasyonu da değerlendiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, paralel yapıyı şu sözlerle eleştirdi:
“Operasyonlardan sonra Dışişleri Bakanlığı’nı dinlemeye kalkıştılar. Neden? Tüm meseleleri Türkiye’nin 12 senelik yükselişini durdurmak. Bizi güçsüz kılmak, dizlerimizi titretmek, mümkünse AK Parti’yi zaafa uğratmak. Tam da MİT TIR’ları Bayırbucak Türkmenlerine yardıma giderken onları basan, talimatı veren hainler işte bu Türkiye’ye, yükselen Türkiye’ye karşıydılar. Ama yanıldıkları bir yer vardı. Biz hiçbir gücün karşısında boyun eğmeyiz, hiçbir zorluğun karşısında dizlerimiz titremez. Çünkü biz gücümüzü Rabbimizden ve milletimizden alırız, başka kimseye hesap vermeyiz, kimsenin önünde selam durmayız.”
“HEDEFİMİZ ZALİMLERE BAŞ KALDIRIP ADALETİ SAĞLAMAK”
AK Parti davasının tek hedefinin vatanda ve dünyada zalimlere karşı baş kaldırıp adaleti sağlamak olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ‘Birileri diyor ki ‘Zulüm olursa bırak olsun, sen keyfine bak’. Biz de diyoruz ki dünyada tek bir mazlum kalana kadar, biz hakkın bayrağını, bu al bayrağı kaldırmaya ve bu al bayrağı dünyada mazlum milletlerin bayrağı yapmaya kararlıyız. Onun için Suriyelileri bağrımıza basışımızı anlayamazlar. Bakın, bizim derunumuz Asya’dadır. Ufkumuz Avrupa içlerinde ve tüm dünyadadır. Geçenlerde Üsküp’teydik. Orada kardeşlerimizle buluştuğumuzda ne istediler biliyor musunuz? Dediler ki ‘Bize bayrak gösterin, bu al bayrağı çok sayıda, yüzlerce, binlerce gönderin’. Onlara dedim ki binlerce değil, Üsküp’te isteyen her haneye 3 hediye getiriyoruz, biri al bayrak, ikincisi Kur’an-ı Kerim, üçüncüsü Türkçe sözlük. Şimdi bir an düşünün. Eğer Ankara’da kudretli ve şefkatli bir devlet olmasaydı, gücü yeten bir hükümet olmasaydı, Ankara’da AK Parti olmasaydı, onlara söz verdiğimiz gibi yüz bin bayrak, yüz bin Kur’an, yüz bin sözlük oraya gidebilir miydi? Milliyetçilik nedir, idrak etmek için bakın” diye konuştu.
“IMF MEMURU NE DİYECEK, HERKES ONU BEKLERDİ”
12 yıl önce Türkiye’nin, Balkanlara yüz binlerce bayrak göndermek veya kendi savunmasını yapabilmek için tank üretecek gücü bile olmadığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, o dönemlerde ülkeyi IMF memurlarının şekillendirdiğini anımsattı. Gölcük depreminde dönemin başbakanının deprem yerine dahi gidemediğini savunan Davutoğlu, “Şimdi bırakın ülkemizin herhangi bir yerini, 20 senedir uçak inmemiş Somali’ye al bayraklı Türkiye Cumhuriyeti devleti başbakanının uçağı indi. İşte aramızdaki fark bu. 2001’de devletimiz öyle bir haldeydi ki birkaç yüz milyon Dolar borç alabilmek için IMF memurlarına hesap verilirdi. Başbakan, Başbakan Yardımcısı ne düşünür, kimse merak etmezdi. Acaba IMF’nin memuru ne diyecek herkes onu merak ederdi ama şimdi bırakın IMF’den borç istemeyi, IMF’ye borç veren Türkiye var. 2001 yılında bu ülkeyi namerde muhtaç eyleyenler utansın. Şimdi, bırakın IMF memurunu, hiç kimse bu ülkenin kaderi hakkında söz sahibi olamaz, çünkü bir kalemde Suriye’den gelen o garip mazlumlara 4,5 milyar Dolar yardım yapabilen bir ülke var” şeklinde konuştu.
“AK PARTİ 2013 MAYISINDA BORÇ DEFTERİNİ KAPATTI”
62. hükümeti kurma görevini aldıktan sonra Anadolu’yu karış karış gezmeye başladıklarının altını çizen Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Anadolu’nun her karışını gezen başka kimse var mı” ifadesini kullandı. Hain olan herkesin hesap vereceğini vurgulayan Davutoğlu, 12 yıl öncesiyle bugüne dair ekonomik ve teknolojik kıyaslamalarda bulundu. 12 yıl önce Türkiye’de aciziyet dönemi yaşandığını söyleyen Davutoğlu, Türkiye’nin şu an kendi tanklarını, savaş gemilerini, uydularını, üretebilir hale geldiğini söyledi. “İşte milliyetçilik bu” diyen Başbakan Davutoğlu, “Başkasından yardım isteyenler, başkasından borç isteyenler, kendi ülkelerinde ‘Milli birlik ve beraberlik’ diyemezler. Borç alan talimat alır. Elhamdülillah AK Parti 2013 Mayısında borç defterini kapattı. Allah bir daha bu milletten borç isteme zilleti yaşatmasın ama borç verme onuru yaşatsın. Merhamet elimiz bir kalemde, bir kampanyayla Somalili kardeşlerine 300 milyon TL verdi. Pakistan’daki kardeşlerimiz selle karşılaştığında bir kalemde tüm Pakistan’da okullar yaptık 150-200 milyon TL ile. Gazze’ye bombalar düştüğünde Ortadoğu’daki bazı liderler, insanlar uyurken Gazze’nin yardımına önce biz koştuk” ifadelerini kullandı.
“OSMANİYE’DEN EN AZ YÜZDE 55-60 OY İSTİYORUZ”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2015 Genel Seçimleri için Osmaniye Teşkilatı’ndan destek isteyip, Osmaniye ile ilgili projelerini açıkladı. Konya, Mersin, Adana üzerinden geçip Osmaniye’ye bağlanacak olan hızlı trenin Gaziantep’e yönleneceğini belirten Başbakan Davutoğlu, Osmaniye’nin bölgenin merkezi olacağını kaydetti. Başbakan Davutoğlu, Bahçe ile Nurdağı arasına 10 kilometrelik en uzun demiryolunu inşa edeceklerini açıkladı. “Osmaniye’den rekor oy bekliyorum” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:
“Haziran ayında inşallah en az yüzde 55 yüzde 60 istiyoruz. Var mısınız? Bakın Osmaniye’de 2002 yılında toplam ihracat 700 bin TL idi. Şimdi ne kadar? 134 milyon Dolar. 190 misli artmış ihracat Osmaniye’de. 1 tane organize sanayi bölgesi vardı 2002 de, sadece 25 kişi çalışıyordu. Şimdi 2 organize sanayi bölgesi var ama 10 bin 500 kişi çalışıyor. Osmaniye’nin adını ecdad bilerek Cebeli Bereket demiş. Dağı da bereket, ovası da bereket, ırmağı da bereket. Ama, şimdi diyoruz ki madem ki dağı ovası suyu bereketlidir, sandığı da bereketli olsun tamam mı? En az 55 60 alacak mıyız? Osmaniye’nin her ilçesine varacak mıyız? Her bir mahalleye, sokağa gidecek miyiz?"
Güncelleme Tarihi: 03 Ocak 2015, 19:44