BM İnsani Zirvesi’nin önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirileceğini anlatan Kalın, "Yardımların daha etkin bir şekilde ulaştırılması, gerekli adımların atılması konusunda uluslararası gündeme şiddetle ihtiyaç vardı. Krizden etkilenen toplumların yaralarını bir nebzede olsa sarabilmek adına bu zirve gerçekleşecek. Burada, çatışmaların önlenmesi noktasında uluslararası toplum olarak ne tür önlemler alınmalı, bu konular masaya yatırılacak. 60 milyona yakın insan dünyada şiddet ortamı içinde bulunmakta, yardıma muhtaç hale düşmektedir" şeklinde konuştu.
Bütün bu hususlar dikkate alındığında insani yardım konusunun sınır aşan uluslararası mesele haline geldiğine dikkati çeken Kalın, ne tür adımlar atılacağı konusunun insani zirvede ele alınacağını kaydetti. Kalın, mülteciler bağlamında Türkiye’nin insanlığının yüzünü ağartan bir tavır sergilediğini belirterek, aynı zamanda insan odaklı ve kalkınma odaklı insani yardım üzerine bütün çalışmaları yürüten bir zirveye ev sahipliği yapılıyor olmasının önemine dikkati çekti. Kalın, zirveye 60’a yakın devlet ve hükümet başkanının, bu seviyede bakan, krizlerden etkilenen topluluklardan etkilenenlerin bu zirveye katılacağını ifade etti. Pek çok devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerin olacağını anlatan Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ikili görüşmeler yapacağına işaret etti.
Terörle mücadele konusuna da değinen Kalın, "Türkiye ve Türkiye dışındaki terör saldırıları konusunda zorlu bir dönemden geçiyoruz. Türkiye, bu terör belası nereden gelirse gelsin bununla mücadele etmeye kararlıdır. Bölücü terör örgütüne karşı yürütülen operasyonları takip ediyorsunuz. Diyarbakır’da yaşanan elim hadise, orada hayatını kaybeden vatandaşlarımızla alakalı birkaç noktanın altını çizmek isterim. Bu planlı intihar saldırısının önlenmiş halidir, çok daha büyük bir patlama olabilirdi. Allah korusun, çok daha fazla can kaybı olabilirdi. Bu olay, bölücü terör örgütünün hain yüzünü bir kez daha göstermiştir" dedi.
Kalın, "Kanlı Esed rejimine söz edemeyenler, Türkiye Cumhuriyeti devletini, hükümetini, askerini suçlayabilmektedirler. Bu tür saldılar, terör saldırıları kadar alçakça yapılmaktadır. Terörle mücadele konusunda terörle mücadele konusunda ortak hareket etmeniz gerekir. Bazı ülkeler hala ülkemizi yabancı terörist savaşçıların geçişine imkan sağlamakla itham edebilmektedirler. Bu söylentilerin hala tekrar ediliyor olması da başka amaçların ortada olduğunu göstermektedirler. Bunu iddia edenler, öncelikle şiddet yanlısı terör örgütlerinin mensuplarını başka ülkelere, başka pasaportlarla nasıl gönderdiklerini, hepsini biliyoruz. Biz, DEAŞ terörüyle mücadele konusunda en ön saflarda yer alan ülkelerdeniz."
Suriye ve Irak’ın kuzeyinde yaşanan yönetim boşluğunun Türkiye’ye olan maliyetinin bir kez daha görüldüğünü anlatan Kalın, güvenli bölge meselesinin defalarca dile getirildiğini ifade etti. Kalın, tablonun ortada olduğuna dikkati çekerek, milyonlarca mültecinin kendilerine nefes alacak yer aradığını söyledi. Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının DEAŞ terör örgütü üzerinden devam ettiğini anlatan Kalın, terörü meşrulaştırmaya yönelik tavırlardan vazgeçilmesi gerektiğine dikkati çekti.
"27-29 MAYIS TARİHLERİNDE ANTALYA’DA 48 ÜLKENİN TEMEL MESELELERİ ELE ALINACAK"
Kalın, "Ülkemiz, en az gelişmiş ülkeler toplantısına 27-29 Mayıs tarihlerinde ev sahipliği yapacaktır. Türkiye olarak bunu sekretaryasını üstlenmiş durumdayız. Türkiye olarak bundan gurur duyuyoruz, 48 ülkenin temel meseleleri Antalya’da ele alınacak. Bu ülkelerin kalkınmaları konusunda neler yapılabilir, bununla ilgili adımları da en kısa zamanda atacağız" dedi.
"SOYKIRIM İDDİASI CİDDİ BİR İDDİADIR"
Ermeni soykırım iddiaları ile ilgili konuların çeşitli vesilelerle yine gündeme getirildiğini anlatan Kalın, "Soykırım iddiası ciddi bir iddiadır, tarihi ve hukuki delil olmadan konuşmak siyasi istismar yapmak demektir. Soykırım hakkında delilsiz konuşmak siyasi bir tutumdur. O dönemde yaşanan hadiselerin aydınlatılması, hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Ermeniler için önemli bir kazanım olacaktır diye düşünüyoruz. Arşivlerin ortak komisyon tarafından incelenmesinden neden korkuyorsunuz? Tarihi delillerin yanısıra, bir mahkeme kararının bulunması gerekiyor" diye konuştu.
Kalın, yarın 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili bir dizi faaliyeti olacağını, ardından yabancı öğrencilerin katılacağı televizyon programında gençlerle bir araya geleceğini ifade etti.
AK PARTİ’DE KONGRE SÜRECİ
Kalın, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Pazar günü yapılacak AK Parti Kongresi’nden sonra yeni genel başkanın belirlenmesi için süreç tamamlanmış olacak. Sayın Cumhurbaşkanı bu görevlendirmeyi pazar günü yapacak mı?" sorusuna Kalın, "Orada yaşanan süreci takip ediyoruz. AK Parti’nin kendi iç istişaresi sonucunda varılmış bir karar. Sayın Başbakanımıza yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Yarın Sayın Başbakanımız Sayın Cumhurbaşkanımıza bir veda ziyaretinde bulunacaklar. Orada Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız takvimin nasıl işleyeceğine, görev iade sürecine, tarihin nasıl şekilleneceğine karar verecekler. Onlar, o kararı verdikten sonra paylaşacağız" cevabını verdi.
AK Parti’nin temayül yoklamasının bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la paylaşılacağı yönündeki bilginin sorulması üzerine Kalın, "Bize ulaşan randevu söz konusu değil" dedi.
DİYARBAKIR’DA DÜŞEN HELİKOPTER
Diyarbakır’da düşen helikoptere ilişkin soru üzerine Kalın, konuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklama yaptığını, Genelkurmay Başkanlığı’nın incelemeyi sürdürdüğünü, görüntüler de dahil olmak üzere sürecin incelendiğini belirterek, "Neticeleri ortaya çıktıktan sonra kapsamlı bir açıklama yapılacak, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yakın bir zamanda açıklama yapmayı planlıyorlar" dedi.
Dokunulmazlıklara ilişkin soru üzerine Kalın, "Dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili Meclis’te şuan devam ediyor. Cuma günü de devam edecek. Bu tabloyu bütün olarak gördükten sonra değerlendirme yapmamız söz konusu olabilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuyu, referanduma götürme ya da Meclis’e iade etmesi söz konusu. Meclis Başkanımızla görüşerek o trafiği belirleyecekler" şeklinde konuştu.
DOKUNULMAZLIKLAR KONUSUNDA CHP’NİN TAVRI
Dokunulmazlıklar konusunda CHP’nin tavrının sorulması üzerine Kalın, "Orada tablo son derece açık. İlk yaptıkları açıklama, dünkü tavırlara ortada. Özelikle teröre destek mahiyetinde faaliyette bulunan kişilerle ilgili konunun kamuoyunda yaraya dönüştüğü ortada. İktidar partisi de hodri meydan yaptı. Tabii, burada özellikle terörle mücadele konusunda terör eylemleri kadar onlara destek verilmesi aynı şekilde suçtur. Dünyanın her yerinde de bununla ilgili yasalar vardır. Tabii ki nihai olarak takdir Meclisindir. Cumhurbaşkanımız bu konuda tavrını açık şekilde ortaya koymuştur" dedi.
KİLİS İÇİN İKİ YÖNLÜ TEDBİR PAKETİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kilis’e ilişkin yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Kalın, "Kilis, konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız başından beri süreci yakından takip etmektedir. Kiliste yaşananlar, hepimizi derinden üzmüştür. Bu olayların durması için iki yönlü tedbir paketi üzerinden çalışmalar başladı. Birincisi, Suriye tarafından, DAİŞ tarafından atılan roketlerin önlenmesi. Bununla ilgili biz koalisyonla ABD ile yakın istişareler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Son günlerde aldığımız tedbirler neticesinde kısmı iyileşme söz konusu. Suriye tarafından gelen tehdit, güvenli bölge meselesinin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.Kendi milli imkanlarımızı kullanarak, Kilis’e atış yapan DAİŞ mevzilerini imha ettik. İkinci yönü de Kilis’te yaşayan vatandaşlarımızın zararlarını telafi edilmesidir. Özellikle altyapıya yönelik tedbirleri, esnafın kamu bankalarından kredi kullanması. Gerekli talimatlar Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından verilmiştir. Özellikle sorunun kaynağına dönük olarak attığımız adımlar kararlı bir şekilde devam edecek. Türkiye’ye yönelik saldırılara sıfır toleransla gerekli karşılık verilmiştir, verilmeye devam edilecektir" ifadelerini kullandı.
GENELKURMAY BAŞKANI AKAR’IN SÜMEYYE ERDOĞAN’IN DÜĞÜNÜNE KATILMASI
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Sümeyye Erdoğan’ın düğüne katılması dolayısıyla getirilen eleştirilere ilişkin soru üzerine Kalın, "Genelkurmay Başkanlığı da bu konuda açıklama yaptı. Bunun suistimal edilmesi, esef verici bir durumdur. Sanki terörle mücadele eden bu askerler, generaller değilmiş gibi. Böyle pervasızca, edep yoksunu ifadelerle, Genelkurmay Başkanımıza, Cumhurbaşkanımıza saldırı yapılmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Nikah töreni ile ilgili bir sürü şey yazıldı, çizildi. Basit, sade nikah töreni yapıldı. Devlet protokolü çerçevesinde Başbakanımızın, Meclis Başkanımızın davet edilmiş olması söz konusu. Böyle istismar edilmesi, kendi duruşlarının ne kadar gayrimilli olduğunu göstermektedir. Bu tür saldırılarla acaba kimlere hizmet ediyor bu insanlar? Ona bakmaları gerekir. Genelkurmay Başkanımız, Cumhurbaşkanımızın yakın mesai arkadaşıdır, terör meselesini de birlikte yürütmektedirler. Bunun istismar edilmesi, eleştiri konusu yapılması hakikaten üzerinde düşünülmesi gereken, bu eleştiriyi yapanların durduğu yeri göstermesi bakımından büyük önem taşıyor" diye konuştu.
VİZE MUAFİYETİ
Vize muafiyeti konusuna ilişkin bir soruya Kalın, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Schengen’e çok önceden dahil olmalıydı. Avrupa’da yaşanan 5 milyona yakın vatandaş var, biz müzakere süreci yürütürken Türkiye’nin Schengen sürecine dahil edilmemiş olması aslında büyük bir kusur. Mülteci krizi ortaya çıkınca, erkene alınması yeni teşvik paketinin unsuru olarak gündeme getirildi. Bu çerçevede, süreç başarılı bir şekilde yürütüldü" karşılığını verdi. Kalın, konuşmasında şunları kaydetti:
"Türkiye, burada üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. 3 Milyar Euro fondan bahsedildi, bazen öyle bir hava estiriliyor ki sanki bu Türkiye’ye verilmiş bir para gibi lanse ediliyor. bu para Suriyeli mültecilere geliyor. AB, kendi sokaklarını korumak için bu parayı harcıyor. Schengen konusunda 72 kriter konusuna gelince, bu kriterler hızlı bir şekilde hayata geçirildi. Terörle mücadele maddesi var ki, adeta terör örgütlerini teşvik edici düzenlemeler yapın talebi, Türkiye gerçeklerini okumadığını gösteriyor. Terör karşısında bizim aldığımız tedbirlere herkesin saygı duyması gerekir. Bu tabloyu yok sayarak, birtakım marjinal görüşleri esas alarak, Türkiye gerçeğini doğru okumadan yapılan tavsiyelerin elbette karşılığı yok. Biz, bu meselenin çözülmesini istiyoruz. Daha da ötesinde Türkiye-AB eylem planının hayata geçirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz."
Güncelleme Tarihi: 18 Mayıs 2016, 17:57