"ANNE BABAYA ÖNEMLİ GÖREV DÜŞÜYOR"
Böyle durumlarda anne kadar babaya da önemli görevler düştüğünün altını çizen Sarıkardaşoğlu, "Mesela 3 yaşından sonra erkek çocuğu baba, kız çocuğu anne tuvalete götürmeli, hemcins ebeveyn banyo yaptırmalı ve banyo yapılırken anne veya baba giyinik olmalı. Çocuk en başta kız ve erkek farkını öğreniyor. 'Ben kız, o erkek' farkı çocukta oluşuyor. Karşısındaki çocuğun saçından, giydiği kıyafetten, eteğinden anlıyor cinsiyet farkını. Giydikleri renkten anlıyor, 'o pembe giydi, o mavi giydi algısı' oluyor. Mesela bir kız çocuğu için etekle nasıl oturması gerektiğinin öğretilmesi, kimin yanında nasıl hareket etmesi gerektiği gibi ufak ayrıntıların küçük yaşta anlatılması gerekiyor. Erkek çocuklar için de yine özellikle karşı cins arkadaşlarına karşı belirli sınırlara saygılı olması öğretilmeli ve gündelik hayatta çocuğa davranışlarla bu yönde örnek olunmalı. Çocukta sınırları belirlemek gerekiyor. Çocuk özelini bilmeli. Bedeninin kendine ait olduğu ve kendi rızası olmadan kimsenin dokunmaması gerektiği benimsetilmeli. Özellikle iç çamaşırı içinde kalan vücut bölümlerine kimsenin dokunamayacağı ve görmemesi gerektiği anlatılmalı. Böyle bir durumda mutlaka ebeveynlere söylenmesi gerektiği tembihlenmelidir. Küçük yaştaki çocuğa dedesi, anneannesi bile olsa 'öpebilir miyim' diye sormalı. Bir yerde kısıtlayıp, belli sınırlar çizip bir yerde de 'Aman canım o senin deden, o senin teyzen' derseniz o zaman çocuğun kafası karışabiliyor. Mümkün olduğunca çocuklarımıza 'Aşkım, sevgilim' şeklinde hitap etmemeliyiz. O dönemler somut dönem olduğu için çocuk bunu ayıramaz. Örneğin çocuğumuzu dudağından öpmemeliyiz. Evde bunu normal gördüğünde dışarıda bir arkadaşını öyle öpmek ona normal gelebilir. Fakat bu sefer karşı tarafın özelini ihlal edebilir" diye konuştu.
NE YAPILMALI?
Çocuğu cinsel istismara uğrayan ailelerin yapması gerekenleri de sıralayan Sarıkardaşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu çok ağır psikolojik bir süreç olduğu için hafif ya da ağır bir durum hiç fark etmeden her durumda bir uzmana götürmek gerekiyor. Çocuğa ulaşabilecek, bir süre onu dinleyebilecek bir psikoloğa götürülmeli. Olayın hemen sonrasında belki hemen konuşmayabilir, 3 ay- 6 ay sonra çocuk daha rahat anlatabilir. Bazı durumlarda olumsuz etkilerin çıkması zaman alabilir. Bu sebeple belli aralıklarla bu takibin yapılması lazım. Tabi ki adli kurumlara hemen başvurulması gerekir. 'Ayıp olur, başkaları ne der, çocuğun adı çıkar' gibi düşüncelerle aileler üstünü örtmeye çalışabiliyorlar. Ama bu çok yanlış. İstirmacının gelecekteki yapabileceklerini engelleyebilmek adına adli mercilere bildirmek çok önemli. Hiçbir durumda istismarcı ile uzlaşılmaması ve yetişkinse cezasını çekmesi, yaşı küçük ise hem psikolojik destek hem de eğitim aldırması sağlıklı bireylerin yetişmesi için çok önemli."