Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Recep Tayyip Erdoğan'a Çankaya yolunun açıldığını söyledi. Arınç, "Seçim sonuçları bunu gösterdi. Sayın Başbakanımız aday olmak isterse bence sayın Gül buna saygı gösterecektir ve onun adaylığını destekleyecektir" dedi.
Arınç, NTV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arınç, 'Twitter’la ilgili Anayasa Mahkemesinin kararını nasıl değerlendiriyor sunuz?' sorusuna, "Daha önceden idari mahkemenin de bir kararı olmuştu. Anayasa Mahkemesine de bir bireysel başvuru olmuştu mahkeme önce o kararın verilmesini ve uygulanmasını bekledi. Mahkeme tamamen kapatılmasının anayasal özgürlüğün ihlali olduğuna açılması gerektiğine kara verdi. TİB de bunu uyguladı. TİB bazı sayfaların kapatılmasını istemişti Twitter’dan. Başka ülkelerin mahkeme kararlarını uygulayan Twitter bizimkileri uygulamadı. Bunun üzerine tamamen kapatıldı. Anayasa Mahkemesi de 'Tek tek sayfaların kapatılması veya mahkeme kararlarının uygulanması mümkündür tamamen iletişime kapatılması doğru değildir' dedi. Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurular üzerine yaptığı uygulamaları takip ediyorum. Uzun tutukluluk süreleri ile ilgili, hak ihlalleri ile ilgili olarak verdi, bunların hepsini ben şahsen uygun buldum. Bu kararı da Sayın Başbakan saygı duymuyorum ama uygulamak zorundayız demişti. Bizde elbet uygulamak zorundayız. Bence bu emsal karar tek başına uygulanabilecek durumda. Ancak gerçek dünyada suç olan her şeyin sanal dünyada da suç olduğunu kabul etmemiz lazım. Dolayısıyla insanları suça teşvike deni özel hayata ilişkin saldırılarda bulunan gizli kalması gereken konuları deşifre eden ve bunu Twitter yoluyla yapanların bir şekilde engellenmesi lazım. Burada da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin özellikle bilişim konularında kabul edilmiş genel geçer kuralların da uygulanması lazım. 'Anayasa Mahkemesi 140 karakterden korkulmaması gerektiğini ortaya koydu' diyor Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. 3-5 karakterli Twit atarsınız ama bu suça teşvik olabilir. Öncelikli konu kim bunu yapıyorsa onun sayfasının kapatılmasına yönelik bir karar verilmesidir. Mutlaka bir mahkeme kararı olmasıdır. Bence Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı'mız pazartesi günü bir sunum yaparsa bu konuda bakanlar kurulunda bir eksiklik varsa onun giderilmesi konusunda bir şeyler yapılması gerekebilir. Başka ülkelerin mahkeme kararlarını uygulayan Twitter bizim mahkeme kararlarını uygulamadı. Kavga da bundan çıktı. AYM'nin bireysel başvurular üzerine 2010'dan beri uygulamalarını takip ediyorum. 'Sayın Başbakan bugün saygı duymuyorum ama uygulamak zorundayım' dedi, evet uygulamak zorundayız. Bu emsal bir karar" cevabını verdi.
'Cumhurbaşkanlığı seçimi artık ufukta belirdi ve cumhurbaşkanının açıklamalarıyla konuşmaya başladık. Cumhurbaşkanının sözlerini nasıl okumak lazım?' sorusuna Arınç, "Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili tabi Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa 2015’e kadar kim başbakan olacak, 2015’te nasıl bir şekillenme göreceğiz, 3 dönem yasağı kalkacak mı hepsi bağlı konular. Hiçbir zaman bir gerginlik olmaz, zamanı gelince kendi içimizde bu mesele çok rahat çözülür demiştik. İki tespit yapmak istiyorum. Seçimlerin hemen ardından cumhurbaşkanlığı tartışmasına girmek muhalefetin bir taktiği olabilir. AK Parti bu seçimlerde başarılı oldu muhalefetin tümü başarısız oldu. Muhalefetle birlikte hareket eden şu anda bir siyasi yapılanma içinde olabileceğini varsaydığımız bir grupta onlarda bu seçimi kaybettiler. Dolayısıyla kendi başarısızlıklarını ve bunun üzerinde konuşulmasını perdeliyor olabilirler. Bence hala 30 Mart’ı konuşmalıyız. Temel konu Recep Tayyip Erdoğan mı cumhurbaşkanı olacak sayın Gül mü ikinci kez olacak? Üçüncü bir isimden hiç bahsetmiyoruz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bir televizyon kanalında belki biraz da boş bulundu 'Sayın Erdoğan ve Gül’den birisi aday olsa biz hangisine oy verirsiniz' deyince Abdullah Gül diyivermişti. Şimdi ondan vazgeçtiği anlaşılıyor. Üçüncü bir adayın ve ismin ortak bir aday olarak belirlenmesi diyor. Bazen yine iyi tarafına geliyor 'Bir kadın aday niye olmasın' diyor. Bu sadece günübirlik kendilerinin bir düşüncesi olarak görüyorum. Sayın Başbakanımız aday olmak isterse bence Sayın Gül buna saygı gösterecektir ve destekleyecektir. Birbirlerine soracaklardır birisi de ifade edecektir. Arada bir zamanda var şimdi ne olur ne biter. Bu iki arkadaşımızın durumunda veya parti içinde bir gelişme olduğu taktirde ne olur bilemeyiz. Muhalefet liderleri ve hatta bazı yazarlarda artık Recep Tayyip Erdoğan’a Çankaya yolunun kapalı olduğuna dair 30 Mart’a kadar bir düşünce ortaya çıkmıştı. Ama 30 Mart gösterdi ki Çankaya yolu açık. Bugün bir genel seçime gitseydik bana göre yüzde 50’den aşağı almazdık. Bren rahatlıkla birinci tursa yüzde 51’i bulabileceğimizi düşünüyorum" cevabını verdi.
Arınç, Abdullah Gül’ün başbakan olma olasılığı konusunda ise "Ben sayın Cumhurbaşkanımız bizim ilk başbakanımız bence son referansı çok daha önemli Türkiye'de örnek bir cumhurbaşkanlığı yapıyor. Halkın sevdiği, takdir ettiği bir insan olarak tarihe geçti. Dolayısıyla tekrar siyasete bu en tecrübeli çağında dönmesi ve kendi kurduğu partisini tekrar başarılara götürmesi ve tekrar başbakanlık noktasında görev yapmasını kalben arzu ederim. Tabi bu arada bizler için üç dönem kuralı var. Sayın başbakanımız hepimizin bildiği düşüncesini bu sabahta tekrarlamış. Ben de katılıyorum. Ama AK Parti kimlerle yola devam ederse etsin 2015 seçimlerini inşallah başaracaktır" dedi.
Arınç, 3 dönem kuralı konusunda ise "Başbakanımız bu konuda çok ısrarlı 'Bu bir prensiptir bunun bozulmasını istemem' diyor. Ama Allah’ın emri de değil. Ben ve Sayın Başbakanımız ile birkaç arkadaşımız dışında bu kural kaldırılsın diyenler daha çoğunlukta. Bazı simge olmuş isimler üzerinde halkın siz devam edin gibi bir talebi var" dedi.
'Seçmen bu seçimde bir tercihle karşı karşıya kaldı mı ve neyi tercih etti?' sorusuna Arınç şu cevabı verdi: "Bu bir mahalli seçimdir ama hükümete ve Sayın Başbakanın şahsına yönelttiler. Hükümeti geçmişte yıpratamayanlar, sandıkta alt edemeyenler bir başka formülün üzerine gittiler. Halk 'ben başbakandan memnunum ona güveniyorum' mesajı verdi. Kasetlere, tape'lere dayanarak hakkında iddianame bile yazılmamış, yargılama yapılmamış sadece gizlice dinlenmiş, bir kısmı da montajla suç haline getirilmiş, bir takım konuşmalar kesinlikle inandırıcı değil. Bu güvenoyu başbakanın şahsında hükümete verilmiştir. Biz 30 ili büyükşehir yaptık, büyükşehirleri de bütün şehir yaptık. Bu bir şehir için çok önemli. Hemen hemen Türkiye'nin her noktasında biz varız. Cumhuriyet Halk Partisi sadece birkaç yerde nokta halinde kalmış, Milliyetçi Hareket Partisi aynı şekilde. Her yerde mutlaka birinci olan bazı yerlerde de ikinci konumdayız. Bence Cumhuriyet Halk Partisi kaybetmiştir, Milliyetçi Hareket Partisi kaybetmiştir, BDP de bir bölge partisi konumundadır. HDP dedikleri olgu da başarılı olmamıştır kesinlikle. 4 parti varsa parlamentoda seçim sonuçlarına göre AK Parti’yi başarılı, diğerlerini başarısız görmek lazım. Cemaat denen olgu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partililerden daha çok çalıştı, Cumhuriyet Halk Partisi için ve Milliyetçi Hareket Partililerden daha çok çalıştılar. Ama sonuca binde bir bile etki edecek güçlerinin olmadığı da anlaşılmış oldu".
Güncelleme Tarihi: 04 Nisan 2014, 17:22