Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde büyük başarıya imza atarak finalde İsmail Balaban’ı yenen Fatih Atlı, Samsun’un Ladik ilçesinde berberde çalıştığını belirterek, "Spora oldum olası ilgim vardı. 15 yaşlarındaydım, ben kuafördeyken, şimdiki ustam olan Bayram Ertan geldi. Ben o zamana kadar dev cüsseli bir adam görmedim. Aslında ustam onu gördüğümde 92 kiloymuş. Derler ya ’yürürken kaldırım taşları sallanırdı’ diye, insanlar işte böyle efsaneleşiyor. Berber ustama sordum, ’bu adam kim’ diye. O da güreşçi olduğunu söyledi. Ben o günden sonra güreşçi olmaya karar verdim. 2000 yılında Bayram Ertan nezaretinde güreşe başladım. O günlerde kuaförlük ve güreş yürümüyordu. Kuaförlüğü bırakmam icap etti. Daha sonra Mersin Tarsus Belediyesi’ne transfer oldum. Tabi yine ustama söyledim konuyu, istişare halindeydik. 2 yıl kadar minder güreşi yaptım. Onun da yağlı güreşe büyük katkısı oluyor. Özellikle puanlamada, ani ataklar konusunda minder güreşinin büyük faydasını gördüm" dedi.
"19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ BÖLÜMÜ’NDEN MEZUN OLDUM"
2010 yılında Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Beden Eğitimi bölümünü kazandığını dile getiren Başpehlivan Atlı, "Güreş hayatıma Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde devam ettim. Bu yıl da hayırlısıyla ilk kemerimizi aldık. 2006’da başaltı biricisi oldum, 2005’te büyük orta birincisi oldum. 2007’den bugüne kemere iddialı bir şekilde hazırlandık. Geldik ama bazı bireysel hatalardan dolayı, bazı hakem hatalarından dolayı olmadı. Başpehlivanlığa erken yaşta 21 yaşında çıktım. Tecrübe de çok önemli. Onun stresini, ağırlığını kaldırmam için erken bir yaştı. Şu anda tam 30 yaşındayım. Gücümün, kuvvetimin, tekniğimin, psikolojimin en derin olduğu çağda. İnşallah 2 yıl daha altın kemeri alarak, ebedi sahibi olmak istiyorum. Bu kemer çok el değiştirdi. Bir kere de bu kemeri ben taktım. İnşallah önümüzdeki yıllarda hedefimiz altın kemeri almak olacak" ifadelerini kullandı.
"BENİ İBRAHİM KARABACAK’A BENZETİRLERDİ"
Samsun’dan Yaşar Doğu, İbrahim Karabacak gibi güreşçilerin yetiştiğini hatırlatan Atlı, "Bizler onların efsaneleriyle büyüdük. Güreşte yeni yetişirken beni İbrahim Karabacak’a benzetirlerdi. Ona benzetmeleri beni çok motive ederdi. Biliyorsunuz Karabacak Edirne’de 4 defa altın kemeri almış bir güreşçi. Kendimize idol olarak onları örnek aldık. Ladik’e altın kemeri Karabacak’tan sonra ben getirdim. Samsun’a da Şaban Yılmaz, sonra da ben altın kemeri getirmiş olduk" diye konuştu.
"FİNALDE İSMAİL’İ YENMEM İÇİN 3 ÖNEMLİ FAKTÖR VARDI"
Atlı, finalde İsmail Balaban’ı yenmek için 3 önemli faktör olduğunu vurgulayarak, "İlki geçen yılın rövanşını almaktı. Çünkü geçen yıl 16 kişi kala Balaban yendi beni. Çok iyi hazırlanmıştım, o da çok iyiydi. Hatta benden sonra Şaban Yılmaz ve Recep Kara’yı da yendi. İkinci hedefim onun altın kemerini yakmaktı. Çünkü kemer ondaydı, sonuçta kemeri alabilmek için onu yenmem gerekiyordu. Üçüncüsü de altın kemeri almaktı çünkü çok açtım buna. İyi de hazırlandık, iyi de konsantre olduk. Allah nasip etti" şeklinde konuştu.
"İSMAİL’E ŞAPKA ÇIKARIYORUM"
Başpehlivan Atlı, finaldeki rakibi İsmail Balaban’ın çok zorlu mücadeleler yaptığını ifade ederek, "Kendisine gerçekten şapka çıkarıyorum. Başa baş güreşiyor. Fiziki olarak biraz daha zayıf ama hırsı, kondisyonu, enerjisi çok fazla. Kesinlikle önümüzdeki yıllarda bizim çekişmemiz devam edecek. Ben ’o yener, ben yenerim’ demiyorum, bizleri zorlu mücadeleler bekliyor. İsmail Balaban ile güreşten sonra doping numunesi verirken karşılaştık. Beni tebrik etti, sarıldı. Bizim yaptığımız güreş sahanın içinde kalır. Biz iyi arkadaşız. Maçtan önce sadece beni uyardı. ’İki kaşım açık, dikkat edersen iyi olur’ demişti. Güreş çok erdemli bir spor. Fair-play’in dışına çıkılmıyor. Bugün onun başına gelen yarın benim başıma gelir. ’Rekabetin olduğu yerde samimiyet olmaz’ derler ama bizde öyle değil. Biz İsmail Balaban ile iyi arkadaşız. Yenilseydim verdiğim emeklerden dolayı çok üzülürdüm ama İsmail de bunu sonuna kadar hak ediyor" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 24 Haziran 2014, 15:45