İzmir’in Dikili ilçesindeki Dikili Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde 2014 yılından bu yana taşeron işçi olarak çalışan Deniz C.(33), Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun’un kendisini sözlü ve fiziki olarak taciz ettiğini iddia etti. 17 Temmuz akşamı nöbetçiyken belediye başkanının makam odasında kendisini taciz ettiğini öne süren Deniz C., baskılar nedeniyle şikayetten vazgeçtiğini ancak bundan iki hafta sonra kardeşi Murat C. ve kendisinin belediyedeki işlerine son verildiğini söyledi. İşe iade davası açtıklarını kaydeden Deniz C., “Hiçbir kadın susmamalı ve susturulmamalı. Korkmadan mücadele vermeye devam etmeli” diye konuştu.
“ÇOK GÜZELSİN DEDİ”
Deniz C., taciz iddiasını şu sözlerle anlattı:
“17 Temmuz akşamı ben nöbetçiyken, belediye başkanı Çandarlı ek hizmet binasına geldi. Odasında sözlü ve fiziki tacizde bulundu. Elini omzuma atmaya çalıştı, elimden tutup kucağına oturtmaya çalıştı. ‘Çok güzelsin, çok seksisin’ dedi. ‘Seninle bir daha görüşelim’ dedi. Bahane ile dışarı çıktım. Arkadaşım ne kadar kötü olduğumu fark etti. Titriyordum. Arkadaşım ne olduğunu sorduğunda ağlamaya başladım ve durumu anlattım. O sırada zabıta odasında oturuyordum ve belediye başkanı beni eliyle işaret ederek ‘Gel’ dedi. Elimi tutmaya çalıştı. İmar müdürü o sırada gelince binadan ayrıldı.”
“ŞİKAYETTEN VAZGEÇMEMİZ İÇİN BASKI GÖRDÜK”
Taciz nedeniyle büyük şok geçirdiğini ifade eden Deniz C., “Ben olay sonrası bir şekilde kamera kayıtlarını aldım ama maalesef makam odasında kayıt yok. Orada bir şahidim yoktu. Tek şahidim Allah’tır. O dönem kardeşimin düğünü vardı. Ona anlatmayı düşündüm ama başını belaya sokabilir diye düşündüm. Düğünü atlatınca kardeşime durumu anlattım. Hemen şikayetçi olduk ama ifademe ulaşmışlar ve ona uygun şekilde bir ifade vermişler. Daha sonra şikayetten vazgeçmemiz için baskı gördük. ‘Sen de kardeşin de işten çıkartılabilirsiniz’ dediler. Biz baskı sonucu şikayetten vazgeçtik ama iki hafta sonra kardeşimle beni işten çıkardılar. Beni 25. maddeden işten çıkardı. Hiçbir kamu kurumunda artık taşeron olarak bile çalışamayacağım. Şu anda ikimiz de işe iade davası açtık ve inşallah adalet yerini bulacak” dedi.
“YÜZLEŞTİRİLDİĞİMİZDE ALKOLLÜ OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
Psikolojik olarak bitmiş durumda olduğunu ve tedavi gördüğünü söyleyen Deniz C., “Belediye başkanının içkili olduğu hal ve hareketlerinden belliydi. Vazgeçtiğimizde bizi yüzleştirdiler. Bize orada alkollü olduğunu, hatırlamadığını, kendinde olmadığını söyledi. Bunun ses kayıtlarını, ileride herhangi bir hukuki uyuşmazlıkta delil olarak sunmam için mecburen aldım. Bu tacizi belediye başkanı değil de başka biri de yapabilirdi. Hiçbir kadın susmamalı ve susturulmamalı. Korkmadan mücadele vermeye devam etmeli. Ben iftiracı konumuna düşürüldüm. Ben kimseye iftira atmadım ama o beni iftiracı konumuna sokunca olanlar oldu. Artık yapacak hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı.
KAMERA KAYITLARI ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan, Deniz C.’nin cep telefonuna kaydettiği güvenlik kamerası görüntülerinde belediye başkanının makam odasına Deniz C. ile girdiği, içeri girerken başka bölümdeki çalışanlara eliyle ’durun’ işareti yaptığı görülüyor. Daha sonra kamera kayıtlarına belediye başkanının Deniz C.’ye elini uzattığı, Deniz C.’nin ise elini vermediği ve kadının gerginliği de yansıyor.
DİKİLİ BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA TOSUN’DAN AÇIKLAMA
Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun ise yaptığı yazılı açıklamada, taciz iddialarının kendisine kurulmuş bir kumpas olduğunu savunarak, "Şu çok iyi bilinmelidir ki her zaman işini kentine ve kentlisine en iyi şekilde hizmet verebilmek için yapmakta ve kamu yararına hizmet etmekte olan şahsım asla bu oyunlara ve kumpaslara boyun eğmeyecektir. Her zaman dürüstlüğün ve ahlakın yanında olduğumu belirtir, sözde taciz olayına ilişkin ortaya atılan haksız iddiaları kabul etmediğimi bir kez daha kamuoyuna bildiririm. Şahsımı karalamaya, itibarımı zedelemeye yönelik yapılan bu linç girişiminin siyasi emel ve beklentileri olanlar tarafından tezgahlandığı kesindir" ifadelerini kullandı.
Bahse konu olayın 17 Temmuz 2017 tarihinde olduğunun bir yalan olduğunu savunan Başkan Tosun, "Çünkü bahse konu tarihte adı geçen personel görevini yapmadığı için tarafımdan sert bir şekilde uyarılmıştır. Kanımca sert bir şekilde uyarmamı hazmetmeyen bu şahıs, ilçede siyasi çıkarlarını düşünen kişi ve gruplarla işbirliği yapıp tarafıma böyle bir iftira atmaktadır. Dikili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve takipsizlik kararı verilen soruşturmanın dosyasında o gece yaşanılanların tek tanığı olan Buğra Akın’ın verdiği ifadelerde olayın bir taciz olayı olmadığını, aksine kaçak bandrolsüz kitapları toplaması gerekirken toplamayıp, görevini yapmayan zabıta yardımcı personelinin uyarılması olayı olduğunu net olarak ortaya koymaktadır. Yine bu konunun taciz olayı olmadığı, görevini yapmayan personelin uyarılması konusu olduğunu net olarak ortaya çıkaran Çandarlı Jandarma Komutanlığının 17 Temmuz 2017 saat 20.00’de tuttuğu tutanak elimizdedir. Kamera kayıtları kesilerek servis yapılmıştır. Kendimden bir şüphem olsa şeffaf davranmam ve görüntülerin erişimini engellerdim. Ayrıca bahse konu kamera kayıtları incelendiğinde şahsa karşı elimi uzatarak gelip sizin elinizden tutup ben mi işlem yaptıracağım kendiniz yapamıyor musunuz dediğimi gösteren reflekste net olarak ortadadır. Yine görüntülerde göründüğü gibi şahısta, tacize uğradığını ortaya koyan bir ruh hali, ağlama ve kıyafetlerinde herhangi bir değişiklik durumu mevcut değildir. Şahsın ortaya koyduğu durum tarafımca yapılan uyarıya verdiği tepkidir. Bu konu ile ilgili bir diğer önemli nokta da olayın olduğu iddia edilen gün ile şikayet tarihi arasında uzunca bir süre vardır. Kanımca bunun sebebi de şahsıma yapılan bu kumpas için art niyetli kişilerin kendilerine ortam ve zaman kazandırma çabasıdır. Ben Dikili ilçesinde 17 yıldır veteriner hekim olarak görev yaptım. Girmediğim ev, damına uğramadığım, sofrasına oturmadığım üretici ve çiftçi yoktur. Tüm halkımız tarafından karakterim iyi bilinmektedir. Bahse konu ses kayıtlarında kesilip servis edilen konuşmalardaki özür dilememin sebebi özellikle zabıta müdürümden gelen telkinlerdir. Bende insani bir reflekste bulunup, çalışma arkadaşlarımı kırmamak için davetlerine icabet ettim ve konuyu kapatmak ayrıca şahısların başkan sarhoştum özür dilesin konuyu kapatalım dedikleri için ve konunun çok uzamaması için özür diledim. Özür dilememin asıl etkeni de o gece şahsa sert bir şekilde bağırmamdır" dedi.
Yaptığı uzun açıklamanın son kısmında bahse konu kişilerin taciz iddiası nedeniyle ilk olarak para istediklerini belirten Tosun, "Müdürümün siz şerefsiz misiniz tepkisinin ardından ikinci bir plan devreye girer. Bu planda şahsa sözleşmeli memurluk, şahsın kardeşine birim değişikliği ve masa başı görev, kardeşinin eşine belediyede iş ayrıca olayın tek görgü tanığı olan müdürümüzün görevden alınmasının gerçekleştirilmesi taleplerinde bulunmuşlardır. Yine bu konuda diğer ayrıntıları da irdeleyecek olursak, bir meclis üyesi çalışanlarımızdan birine bu olayın daha önceden planlandığını ortaya koyan ifadelerde bulunmuştur. Bir başka meclis üyesi haberin yayınlandığı siteye finansal destek için reklam vermiştir. Bu reklam da çıkan sözde haberin altında yer almıştır. Bir diğer meclis üyesinin avukatı da sözde iddiaların ifadelerini kaleme almıştır. Kişisel çıkar peşinde koşan bazı yerel siyasilerde bu olayı farklı noktalarda olaydan önce dile getirerek bu konunun planlı, işbirlikçi bir şekilde ortaya koymuşlardır. Ben Dikili sevdalısı Mustafa Tosun’um. Bu olay alçakça yapılmış bir kumpastır. Hukukun, kolluk kuvvetlerin yapmış olduğu incelemeler, soruşturmalar ve verilen takipsizlik kararı ortadayken yapılan iftira ve alçaklıkları halkımızın vicdanına havale ediyorum. Ayrıca bu konuda tüm hukuksal mücadelemi sonuna kadar yürüteceğimi ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 18 Aralık 2017, 21:55