Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki bugünkü köşesinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Mardin'de açıkladığı 10 maddelik Eylem Planı ve terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonları masaya yatırdı. Yaşar'ın bugünkü köşesine taşıdığı 'Fotoğraf karesindeki o dikkat çeken ayrıntı...' başlıklı yazısının tamamı şöyle:
"Fotoğraf karesindeki o dikkat çeken ayrıntı…
İçeride terörün kontrol altına alınabileceğini hiç ama hiç hesaplayamamışlardı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu dün Mardin’de 10 maddelik, önü arkası çok iyi çalışılmış, içi ve altı doldurulmuş, müthiş bir sosyal restorasyon eylem planı açıkladı.
Terörle mücadelede tüm zamanların en etkili planı artık devrede. Daha öncekilerden farklı olarak işin hem güvenlik, hem de ekonomik, kültürel ve sosyal boyutu eş zamanlı uygulanacak. Birinden biri hep ihmal edilmişti.
Buna karşılık peki karşı taraf sahaya neleri sürdü biliyor musunuz?
-Rusya ve Esad durup dururken Halep’i bombalamaya başlamadı tabii ki.
-DHKP-C birdenbire devreye alındı.
-PKK’nın Nusaybin, Yüksekova ve Doğubayazıt’ta terörü yeniden yapılandırmaya çalışması…
-İstanbul’daki terör saldırıları.
İçeride marjinalleştirilmeye çalışılan teröre dışarıdan oksijen desteği sağlamak.
‘Türkiye için acil terör eylem planını devreye alalım’ dedi yine birileri.
Batılı müttefiklerimiz malum biliyorsunuz. İkili oynasalar yine iyi, buna da şükür diyeceğiz. Düşünün işin boyutunu.
Ama özellikle Almanya’yı son dönemde diğerlerinden ayırmak gerekiyor.
Rusya neyse ama PYD aşkı giderek kara sevdaya dönüşen müttefiklerimiz...
Evet yine şaşırmadık değil mi? Önceleri benim de pek inanmadığım şu analizi duymayan kalmamıştır herhâlde aramızda:
“DAEŞ filan bahane. ABD ile Rusya sanki karşıtlarmış gibi yapıp koordineli planlarını Suriye’de adım adım uyguluyorlar.”
Ne dersiniz?
ABD’nin Suriye’nin Kuzey Doğusundaki havaalanı çalışmaya başladı. Rusya da bunun karşısında (Karkamış) 2. havaalanını kuruyor.
Daha havadan atılan dağıtılan silahlardan hiç bahsetmedik.. ‘O silahlar kimin elinde peki’ diye hiç ama hiç sormayın..
Rusya’nın hamleleri, çok uzun süreliğine Suriye’ye geldiğini gösteriyor.
İlave S-400 füzeleri getirdi. En modern uçağı olan SU-35’lerden 6 tane daha getirdi. Rus tankları her yerde. Rus askerlerinin sayısı giderek artıyor.
Son iki günde Esad’la birlikte yaptığı kara ve hava operasyonları ile Türkiye’nin Halep koridorunu kapattı.
DAEŞ’e bir mermi bile atmazken tonlarca bombayı ılımlı muhalefetin üzerine yağdırmayı sürdürüyor.
Şu iki cümleye ne dersiniz.. Katılır mısınız?
“Türkiye’ye terör ihraç etmek.”
“Sur, Cizre ve Silopi’deki başarıyı gölgelemek.”
Cenevre üzerlerine çökünce, sivillerin, masumların kanı üzerine bulaşınca ve Ankara da bunu dünyaya çok iyi bir şekilde anlatınca kuzeydeki eski dostumuz âdeta çıldırdı.
Suriye’deki bombardıman yetmiyormuş gibi, “Türkiye Suriye’ye girecek, kapsamlı bir kara harekâtı yapacak” gibi söylentiler de yaymaya başladı.
Biliyorsunuz gizli bir şekilde yapılan hazırlıklar genelde Moskova’nın kullandığı bir argümandır.
Yağdırılan bombaların ardından 10 bin sığınmacı Türkiye sınırlarına dayandı. ‘Çok daha fazlası gelebilir’ diyorlar. 1 milyon rakamını zikredenler var.
Ama hemen belirtelim; Türkiye açık kapı politikasından geri adım atmayacak.
Ankara, ABD Suriye’de bir şey yapamadı. Yanlış anlaşılmasın. ABD sırt çevirdiği için.
Hani Cerablus DAEŞ’ten temizlenecekti
7 Temmuz’da Ankara’da anlaşmaya varılmıştı. Ne oldu 90 kilometrelik Mare-Cerablus hattına?
Bu ikili oynama değil de nedir peki?
Durum gerçekten çok ciddi. Şansölye de zaten o yüzden apar-topar Ankara’ya geliyor. Bakalım Almanya ile neler yapılabilecek. Hep beraber göreceğiz.
‘Peki Türkiye ne zaman müdahil olacak, kara harekâtına katılacak mı?’ soruları kamuoyunun malumu.
Türkiye zaten müdahil, 2 senedir de her türlü planı ile hazırda bekliyor. Kara birlikleri konuşlanmış durumda.
Ankara tek başına kara harekâtını hiçbir zaman düşünmedi ki zaten. Katar’a ait savaş uçakları İncirlik'te konuşlandı. Haftaya Suudi Arabistan savaş uçakları da gelecek.
Kimse merak etmesin Ankara da kendi oyun planını zaten sahaya yansıtmış durumda.
Suriye muhalefeti tek destekçilerinin kim olduğunu da çok iyi biliyor.
***
Lütfen, “Sur’da, Cizre’de iş ne zaman bitiyor” diye güvenlik güçlerimizin üzerinde psikolojik baskı kurmayalım.
Şu yüzden. Anlatılanı aynen aktaralım:
“Cizre’de 50 bina kaldı. Salı günü 4 katlı bir binaya girmeye çalıştık. Tam 68 tane el yapımı patlayıcı tuzaklanmıştı. 2 günde anca temizledik.
Birileri gibi yapsak (havadan akıllı bombaların kullanılması kastediliyor) bir güne bile kalmaz temizlenir. Türkiye’nin farkı bu işte. Demokrasi havarisi geçinenler duysun. Ya içeride hâlâ masum insanlar varsa...”
Evet, herkes kendi senaryosu ile bölgede.
Her şey birbiri ile bağlantılı.
Evet yukarıdan bakınca, fotoğraf karesindeki “Türkiye’ye yeni ve yeniden terör ihracı” ayrıntısı çok belirgin."