Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "2017 yılının ülkemize, milletimize ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Mevlam'dan niyaz ediyorum. Acılarımızı ve mutluluklarımızı paylaştığımız oranda millet olma bilinci daha da güçleniyor. Milletimize güveniyoruz, milletimiz de hükümetine, devletine güveniyor. Daha müreffeh bir Türkiye'ye ulaşmak için yeni yılda canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Demokrasimizi, hukuk devletimizi daha da güçlendireceğiz. Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi bozmak isteyenler bilsinler ki bunu katiyen başaramayacaklar. Karanlıktan beslenen terör örgütleri Türkiye'nin gün ışığına kavuşmasından belli ki rahatsız oluyorlar. Demokrasi, hukuk ve adaletin güçlenmesi vatandaşımızın devletiyle bütünleşmesi, belli ki belirli çevreleri rahatsız ediyor, teröristleri rahatsız ediyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, yok olmaya mahkumdurlar. 2017, Türkiye'nin terörle mücadelede mutlak bir hakimiyet sağlyacağı yıl olacaktır. Bu aziz milleti hiçbir beşeri güç ayrıştıramadı bundan sonra da ayrıştıramayacak. Millet olma vasfımızı kimse zedeleyemez. Bin yıllık kardeşlik tecrübemizi, bin yıllık dayanışma ruhumuzu hiçbir alçak girişim bozamaz. İktidarıyla, muhalefetiyle terör karşısında dimdik durduk, bundan sonra da durmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"Bu ülkede bütün hayat tarzları, bütün inançlar, bütün düşünceler devletin güvencesindedir"
"Masum ve savunmasız sivil insanları mutlu ve güzel anlarında katleden alçakların amacı, insanlığa korku salmak ülkemize zarar vermek" diyen Yıldırım, "Bu katilleri aramıza salanlar, bu alçakça eylemleriyle farklı yaşam tarzı üzerinden inançlar üzerinden ayrışacağımızı bekliyorlarsa boşuna hevesleniyorlar. Türkiye, bir hukuk devletidir. Bu ülkede bütün hayat tarzları, bütün inançlar, bütün düşünceler devletin güvencesindedir. Her türlü ayrımcılığı, her türlü kin ve nefret söylemini şiddetle reddediyoruz. Bizim inancımız açık ve nettir, bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir. Bizler çoğulcu, demokratik hukuk düzenimizi ve sağlam toplumsal dokumuzu özenle muhafaza edeceğiz. Dünya bilmelidir ki bu alçak saldırılar karşısında millet olarak birbirimize daha fazla kenetleneceğiz, daha fazla kaynaşacağız. Uluslararası toplumdan tek bir beklentimiz var, terör işinde ikircikli davranışları bir tarafa bırakalım, hakkaniyetli olalım, Londra'yı, Paris'i, Brüksel'i, Moskova'yı, Berlin'i kana bulayan teröristlerle İstanbul, Kayseri, Ankara'yı da masum insanları katledenler aynı örgütlerdendir, aynı kaynaklardan beslenmektedir" şeklinde konuştu.
Yurtiçi ve yurtdışında terör örgütleriyle mücadelenin amansız bir şekilde sürdüğünü anlatan Yıldırım, "Karşımızda aynı merkezden yönetilen farklı örgütler var. Türkiye, bugün sadece bir terör örgütüyle mücadele etmiyor. Türkiye, 40 yıldır PKK bölücü terör örgütüyle mücadele ederken, bugün PKK'nın yanısıra DEAŞ, FETÖ, PYD, DHKP-C gibi örgütlerle de aynı anda mücadele ediyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir anda bu kadar terör örgütüyle mücadele eden hiçbir ülke yok. Bunun iyi bilinmesi lazım. Bunun sebebi ne? Bunun sebebi, emperyal hayallerin ülkemizin civarındaki komşularımız üzerindeki hesaplarıdır ve Suriye'de, Irak'ta son 5-6 yıl içerisinde yaşanan istikrarsızlık, otorite boşluğu terör örgütleri için mükemmel bir ortam oluşturmuştur. Buradan en büyük zararı gören ülke de Türkiye olmuştur. Şimdi, terörle mücadeleyi yaparken sadece yurtiçinde bu mücadeleyi yapmamız yeterli değil. Hatay'da, Kilis'te, füzeler roketler düşerken masum insanlar hayatını kaybederken neredesiniz? Niye terörle etkin mücadele etmiyorsunuz diyenler, Fırat Kalkanı ile peşlerine düşüp kendi inlerinde yok ettiğimiz zaman da bizim orada ne işimiz var diye bas bas bağırıyorlar. Bu bir muammadır. Bu bir haksızlıktır. Türkiye bugün terörü sadece kendi topraklarında değil, nerede ülkemize zarar veriyorsa, insanlarımıza zarar veriyorsa, orada bulup yok etmek kudretine sahiptir. Fırat Kalkanı ile bunu gerçekleştirmektedir" açıklamasında bulundu.
"Amacının ne olduğu çok açıktır"
"İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırısı seçilen mekan ve zaman dikkate alındığında amacının ne olduğu çok açıktır" diyen Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu saldırıyla etnik kökenli, mezhep temelli ayrıştırmaya, kışkırtmaya yönelik ülkemizde süreç başlatılmak isteniyor. Terörün hayat biçimlerimiz üzerinden bizi ayrıştırmaya yönelik bu provakatif oyunları bizi asla yanıltmasın. Biliyoruz ki bu kirli tuzaklar toplumun sağduyusunu, kardeşliğini hedef alıyor. Caniler ve onları azmettirenler toplumsal barış ve huzurumuzu bozmaya çalışıyorlar. Onlar biliyorlar ki Ortaköy'de yüzyıllarca cami, kilise, havra, hep yanyanaydı, farklı inançtan insanlar hep birlikteydi. Biz, bir arada yaşama felsefesini yıllardır tecrübe ediyoruz. Sonsuza kadar da evrensel insani hasletlerimizi koruyacağız ve sahipleneceğiz. Yarınlarımız için hepimiz yediden yetmişe uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Her türlü ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylemin terörün amacına hizmet ettiğini aklımızdan çıkarmayalım. Sosyal medya üzerinden yapılan ve terörün amacına hizmet eden kışkıştırıcı paylaşımlar maalesef ülkemize kardeşliğimize zarar veriyoruz. Özellikle sosyal medya gençlerimize, kardeşlerimize buradan önemli bir uyarım var. Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Sosyal medyada suç niteliğinde yapacağınız paylaşımlar başınıza bela olabilir ve nitekim olmaya da başlamıştır. Hiç kimsenin bir başkasının kin ve nefret duygularıyla bilenmesine motive edilmesine karşı yaptığı faaliyetin kabul edilebilir tarafı yoktur ve suçtur. Kin ve nefret söylemi, terörü açıkça övmek ve toplumda kargaşayı teşvik etmek gibi faaliyetler hukuk devletinde suçtur, cezai karşılığı vardır. Nitekim bu yönde paylaşımlar yapanlar yargı harekete geçmiş ve gerekli hukuki işlemler başlatılmıştır. O bakımdan vatandaşlarımızın ve gençlerimizin terör örgütünün oyununa alet olmamaları ve suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmamalarını özellikle rica ediyorum."
Güncelleme Tarihi: 03 Ocak 2017, 14:07