Başbakan Davutoğlu, hem müjde verdi hem uyardı!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "İlk Bakanlar Kurulu kararıyla hayata geçirilmek üzere kapanan belediyelerden ilçe ve beldelere intikal eden borçlar bir yıl ertelenmiştir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, hem müjde verdi hem uyardı!
banner98
 Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rixos Otel’de AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı’nın yerel yönetim çalışmalarını değerlendirmek için organize ettiği ’Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada yaptığı konuşmada Davutoğlu, 62. hükümetin kurulmasıyla şehir ve şehir sorunları bağlamında birçok istişarenin birlikte gerçekleştirildiğini belirterek, “AK Parti siyaseti istişare ile şehri birleştiren bir partidir. İstişare ortak bir bilinç oluşturma faaliyetidir, şehir ise tek tek bireylerden ortak kültür oluşturma faaliyetidir. İstişare ihmal edildiğinde şehir ihmal edilir. AK Parti belediye, belediye başkanları ne zaman biraraya gelseler bu sadece belediye başkanları arasında istişare olmuyor, aynı zamanda Türkiye’nin akıl çabası oluyor. Belli bölgelere sıkışmış AK Partiler ancak o bölgelerin sıkıntılarıyla ilgilenebilirler. 846 belediye başkanımızla Türkiye’nin en geniş şehir istişare platformunu oluşturuyoruz. Kader seçimine 7 Haziran’a giderken belediyelerimizin durumunu, şehirlerimizin ihya projelerini hayata geçirme konusunda bu konuları birlikte ele alacağız" ifadelerini kullandı.

’Şehri’ üç unsurun biraraya gelmesi olarak niteleyen Davutoğlu, "Sakinleriyle birlikte ortak sosyal ortamın oluşmasıdır. İşlevsel ve estetik yönü vardır. Şehir kültürü sosyal hayatın olmazsa olmazıdır. Ortak hayat alanının olmadığı yerde insani sosyal çevre oluşması imkansızdır. İbni Haldun ve birçok düşünür şehir ile iman arasında öyle bir bağ kurmuştur ki, aynı zamanda işlevsel bir birlikteliktir. Ticaret odaları, sanayi odaları işlevsel bütünlüktür. Sosyal hayat bakımından organik, işlevsellik bakımından kurumsal bütünlüktür. İnsanlar birarada yaşamak için şehirleri kursa daha şehrin olmazsa olmaz üçüncü şartı estetiktir, mimaridir. Şehre ruhunu veren şey o şehri oluşturanların dünya görüşüdür. Şehrin formuna yön veren ise o şehrin estetik öncülerin şehre kattığı değerlerdir. Şehri dokuyan anlayışla şehrin formu arasında ayrım yapmak mümkün değil. Size düşen vazife, mahalleden büyük şehre kadar inşa etmek, yapılar arasında organik bütünlüğü oluşturan yapıları inşa edip organik karakteri korumaktır. Her bir şehir için özel olarak ihtimam gösterilmesi gereken noktalar var. Her şehrimiz güzeldir. Her şehrimize gittiğimizde alacağımız dersler, onun mimarisiyle konuştuğumuzda bize öğreteceği medeniyet dersi vardır" diye konuştu.

Şehirlerde üç unsura dikkati çekmek istediğini söyleyen Davutoğlu, "Birincisi öyle şehirlerimiz vardır ki kadimden bu yana insanın mülahasını oluşturmuşlardır. Mimarisini nüfuz etmiş formunu korumaktır. Orada da birinci görev formu korumaktır. Mardin, tüm Mezopotamya tarihini barındırır. Bütün Osmanlı şehirciliği bakımından Bursa ya da Edirne bütün şehirlerimizde bu özellikler var. Keşfedilmemiş hazine gibi duran şehirlerimiz var. Bütün bu şehirlerde bizim birinci görevimiz bu şehrin kadim kimliğini korumaktır. Bütün şehirlerimizde bu kadim özelliği koruyacağız. İkinci kategoride şehirlerimiz var ki Sakarya ve daha nice şehirler. Bu şehirlerde de entegre ekonomik hayat ve yükselme söz konusudur. Gelişen sanayi, iktisadi faaliyeti, ekonomik aktiviteleri bakımından çekim alanı oluşturan şehirlerimiz. Gelişen sosyal yapıları yansıtan sorunları aynı zamanda büyük birikimleri olan şehirler. Gelişen sanayinin şehrin kültürel dokusunu mimari bakımından zedelememek için özel çaba gerekiyor. Üçüncü şehirlerimiz, küreselleşen dünyada yükselen şehirler. Birini diğerine alternatif ve karşıt olarak gösterirsek işte o zaman küreselleşme bizim İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizi bozmaya başlar. Kalbini koruyacağız. Küreselleşmenin getirdiği meydan okumalara şehir politikaları geliştireceğiz" dedi.

DAVUTOĞLU, ŞEHİRLERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 5 PRENSİBİ AÇIKLADI

Şehirlerde dikkat edilmesi gereken 5 prensip hakkında bilgi veren Başbakan Davutoğlu, "Birincisi şehir aidiyeti. Şehir aidiyetini inşa ettiğimiz parklarla, tarihi ortamlarla her bir fert o şehirli olmakla gurur duymalıdır. Şehir derken il merkezlerini kastetmiyorum, ilçelerde de bu önemlidir. İkincisi şehir kültürü. Şehirli olmak sadece bir şehirde yaşamak, şehrin sakini olmak değil şehrin sahibi olmak. Şehir kültürü bu anlamda bir rafine kültürün doğuşunu da ifade eden anlayıştır. Şehirlerimizde nefret, karşıtlık kültürünü yayan anlayışa karşı net tutum sergilemeliyiz. Biz, şehrin bütününde herkes aynı apartmanda farklı dairelerde toplumumuzun her kesimi barış içinde yaşayabilsin. Bu çerçevede Özgecan kardeşimize yöneltilen şiddeti bir kez daha lanetliyorum. Bu ne şehre ait olma anlayışıyla ne de hemşehrilik anlayışına sığar. Mehmet Aslan’ın ifadeleri bu topluma nüfuz etmiş ortak kültürün. Türkiye’de ana muhalefet partileri dahi birçok karşıtlıklar üretilmeye çalışıldı. Mehmet aslan bu toprakların nüfuz etmiş gür sesiyle haykırdı. Kendisine Özgecan sadece sizin kızınız değildi, bu toprakların kızıydı. Hatırası ebediyen bu topraklarda yaşayacak. Özellikle kadınlara yönelik şiddete karşı ilk göreviniz bu şiddeti önlemek olacak. O kadınlarımıza kendi ailemizin fertleri olarak bakacağız. Şehir kültürü nezaket kültürüdür. Bu anlamda bu nezaketi kaybettiğimiz anda şehir de yavaş yavaş yok olmaya başlar. 6-7 Ekim olayları şehir kültürüne yönelik saldırının ürünüydü. Kim ne yaparsa yapsın her yerde yeni formlarda yeni değerlerde inşa etmede yürümeliyiz" dedi.

Üçüncü hususun ise adalet ve şehir ahlakı olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şehir kültürünün ancak şehir ahlakıyla oluştuğunu ifade etti. "Niye Ahilik şehir kültürü içinde gelişmiştir?" diyen Başbakan Davutoğlu, "Çünkü adaleti yaygınlaştıracaksınız. Adaletin olmadığı yerde şehir medeniyet omurgası olarak doğamaz. Ahlak şehir kültürüne nüfuz edecek. Şehirde yaşayan sakinlerine, tek tek vatandaşınız olarak yaklaşırken adalet terazini elden bırakmayınız. İmar politikalarında adaleti ölçü olarak ele alınız. Büyük düzenlemeler yaptık, ama hiçbir zaman AK Partili olan belediyelerle olmayanlar arasında bir ayrım yapmadık. Sizler de şimdiye kadar sürdürmüş olduğunuz ilkeli tutumu bundan sonra da devam ettiriniz" diye konuştu.

Davutoğlu, dördüncüsünün ehliyet ve liyakat olduğunu belirterek, "Şehir idaresi de ancak ve ancak liyakatla taçlanır. Yaptığınız görevlerde mutlaka ehliyete, liyakata ağırlık veriniz. Nepotizmden uzak tutunuz. Letafet ve estetik boyutunu sakın ola ki ihmal etmeyiniz. Kentsel dönüşüm çerçevesinde dönüştürdüğümüz yeni şehri önce şehrimizde kuralım. Bizim torunlarımız bu şehirlerde yaşarken kendilerini buraya ait hissedecekler mi diye şehir kuralım. AK Parti döneminde yerel yönetimlerde devrim yaşandı" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, beşincisinin letafet ve estetik olduğunu ifade etti.

"ALDIĞIMIZ 5 KARAR VAR"

Bazı temel kararlar aldıklarını ve 5 kararı paylaşacağını anlatan Davutoğlu, "Yasa gerektirmediği için ilk Bakanlar Kurulu kararıyla hayata geçirilmek üzere kapanan belediyelerden ilçe ve beldelere intikal eden borçlar bir yıl ertelenmiştir. Mazeret kalmadı, borcunuz yok o belediyelerde hiçbir karşılık beklemeden hizmet etmek sizin göreviniz. İkincisi, bir yıl bittiğinde bunlar son derece elverişli şartlarda yapılandırılacak. Yine burada büyükşehir belediye başkanlarımızın özen gösterdiğini biliyorum. Son ziyaret ettiğimiz birkaç ilde ilçe belediye başkanlarımızdan şu şikayetler var. O hizmetleri bize yapmıyor, kendilerine ait belediyelerde yapıyorlar. Büyükşehir belediye başkanlığı, ilçe belediye kime ait olursa olsun aynı görevi yapmak durumundadır. O ilçeye hizmet götürmek sizin görevinizdir. Son olarak İzmir’de bunu gördük. Belli AK Parti’ye mensup belediyelere neredeyse yazılı cevap veriliyor. Birçok büyükşehirde bunu görüyoruz. Neredeyse AK Parti’ye oy verdiler diye cezalandırılıyorlar. Ayrım gözetmeyiz, hiçbir ayrım gözetmedik ve gözetmeyeceğiz. Onlar ne kadar partizanca davransalar biz aynı şekilde muamele etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Üçüncü kararı açıklayan Davutoğlu, "Eğer herhangi bir ilçeye dönük ayrımcılık yapılırsa o ilçe hizmeti alamıyorsa gerekli hukuki işlem yapılacak. Buradan bütün 12 büyükşehir belediye başkanını uyarıyorum. Bulunduğunuz şehirlere aidiyet bilinciyle yaklaşın. Bunun yapılması durumunda gerekli hukuki prosedür işletilir" dedi.

"Dördüncü önemli husus, biz belediyelerin sadece merkezi bütçede talepte bulunan yapılar haline gelmesini istemiyoruz" diyen Davutoğlu, "Özel bir çalışma yaptırıyoruz. Bu çalışma tamamlandığında belediyelerimizin öz gelirleri artacak. Bu da seçim sonrasında atacağımız adımları şimdiden planlıyoruz. Beşincisi, bazı şehirlerin normalde kendilerinden beklenen hizmetlerden ötesi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarının farkındayız. Suriye’den gelen kardeşlerimiz. Aynı vatan bilinciyle onları bağrına basmışsa, Irak, Suriye’den gelen kardeşlerimize etnik köken gözetmeden kucaklarımızı açtık. Elini, sofranı kapını açık tut der Hacı Bektaş-ı Veli. Biz de açık tuttuk" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, "4 ilimizden başlamak üzere Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis’e kardeşlerimizin getirdiği ek yükü karşılamak üzere 60 milyon TL bu sabah gitti. Bu yük hafifletilecek. Ek tedbirler alınması gerekirse ek tedbirler alınması konusunda da hiçbir tereddüt göstermeyeceğiz. Sizler, şehir sakinlerimiz yalnız bırakılmayacaklar" dedi.

"DEVLET HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN GEREKEN TEDBİRİ ALIR"

"Siyasi hareketler, partiler vardır" diyen Davutoğlu, "İhya ve inşa edilmek üzere. Son dönemde Türkiye’de yaşadıklarımız bu iki ana çizgiyi belirgin şekilde ayıran örnekler. AK Parti olarak şehir adaleti, ahlakı, ehliyeti, bakımında inşa edici bir hareketiz. Bugün İç Güvenlik Paketi görüşülmeye başlanacak. İnşallah ilk gün olduğu gibi kürsüdeki saygıyla dinlenir. Aslında tam da bunun konuşulması gereken yer bu toplantıdır. Neden? Doğu, Güneydoğu belediye başkanlarımız özellikle 6-7 Ekim olaylarında Diyarbakır’ın sokakları ne hale getirildi. Mardin, Bitlis, Van’da nasıl bir vandalizm sergilendi? Hepimizin gözleri önünde. Bazıları dünü de unutmak istiyor, çünkü mazileri karanlık. 6-7 Ekim olaylarında şehirlerimizi yakıp yıkanlara, Ankara’da hükümete meydan okuyan MHP ve CHP’ye soruyorum. Kimse, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını istismar ederek demir bilyeler, taşlar sopalarla halkı tahrik ederek, şehirlerimizi Suriye, Irak şehirlerine dönüştürmeye çalışırsa devlet hiç tereddüt etmeden tedbir alır. Güzelim Diyarbakır’ı Halep’e çevirmeye çalışırlarsa ’dur deriz" diye konuştu.

"MECLİS’TE ÇOK İLGİNÇ BİR KOALİSYON OLUŞTUĞUNU İZLİYORUZ"

Davutoğlu, özgürlüklerin korunması için İç Güvenlik Paketi’nin Meclis’e sevkedildiğini söyleyerek, "Meclis’te çok ilginç bir koalisyon oluştuğunu izliyoruz. HDP’lilerle o günlerde 6-7 Ekim’ çanak tutan CHP yan yana geldi, birlikte Meclis’in o vakur ortamını kirlettiler. Arkasında MHP buna destek verdi. Bir yerde HDP ve MHP karşı çıkıyorsa biz doğru yoldayız demektir. Bunların tek meselesi kaos çıkarmak. Bir muhalefet partisi seçime giderken bir seçim güvenliğini önceler. Sonra meydana iner, legal, yasal yollarla halkı kendisine oy vermeye, sandığa teşvik eder. Bunlar halkı sokağa, şiddete, nefrete teşvik ediyorlar. Demirtaş, Kılıçdaroğlu, Bahçeli yapacağınız iş halka inmek. Bu yasayı iki kez erteledik. Bir şans verin muhalefete, bize objektif veriler ışığında bu kanunun neresinden rahatsızsa. Bu madde evrensel standartlarda doğru bir madde diyen dinlemeye hazırız. Molotof kokteylinin yasaklanmasına, silah olarak görülmesine niye karşısınız? İngiltere’de bugün de motolof kokteyli ve bütün patlayıcıları taşımak suçtur. Geçtiğimiz günlerde PKK yanlısı 3 kadın motolof kokteyli kullandığı için 19 yıl hapis cezası aldı. Gitsinler baksınlar. Bir tek ülke göstersinler molotof kokteylinin serbest olduğunu biz değerlendirmeye hazırız. Molotof kokteyliyle gösteri özgürlüğünün ne alakası var? Şehirlerimizin ateşe boğulmasını mı istiyorlar? Genç kızlarımızı, belediye otobüslerinde o güzel kızlarımızın yüzünü yakanlara kimse cevaz veremez. El bombası neye yol açıyor? El bombası yakıyorsa molotof kokteyli de öldürüyor. Molotof kokteylini savunmak siyasi partilerin işi olamaz, şiddet yanlısı terör örgütünün işi olabilir" dedi.

DAVUTOĞLU, İÇ GÜVENLİK PAKETİ İÇİN MUHALEFET PARTİLERİNE SESLENDİ

Polisin şu anda gözaltı yetkisi olmadığını belirten Davutoğlu, "Savcı 24 saat içinde ifade alıyor. 6-7 Ekim olaylarında gördük ki polis görevini yapıyor, savcıya sevkediyor. Savcı farklı değerlendirmeler ya da o anki delil eksikliğinden serbest bırakıldığında bunlar kişi tekrar sokağa çıkıyor. Biz ne yaptık? Avrupa’daki standartları gözden geçirdik. Verdiğimiz talimat açıktır, AB standartlarının dışında bir şey olmayacak. İngiltere’de polis 36 saat gözaltında tutuyor. Almanya 24 saat muhafaza, 36 saat adli amaçlı gözaltında tutuyor. Belçika ve Avusturya savcı değil polis 48 saat gözaltında tutabiliyor. İspanya 72 saat polis gözaltında tutuyor. Böyleyse Avrupa’da hepsi polis devleti. Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı güvenlik riskleri bizim gibi değil. Demokrasiyi korumak durumundayız. Hiç tereddüdümüz olmasın, bir daha şehirlerimizin yıkılmasına, yakılmasına izin vermeyeceğiz. Bize molotof kokteylini savunmasınlar. Bizi Avrupa’da olan gözaltı süreleri için eleştirmesinler. Herkesi, TBMM’de görüşmeleri başlayacağı için Kılıçdaroğlu’nu muhasebeye davet ediyorum. Ana muhalefet partisi gibi getirsin bunu tartışmaya hazırız" ifadelerini kullandı.

"HODRİ MEYDAN"

Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:

"Pensilvanya’daki zatın vurguladığı şekilde Türkiye’de insanları direnişe çağırmasın. Ana muhalefet partisi genel başkanının görevi değildir direniş çağrısı yapmak. Hukuk dışına çıkarsan sen de olsan vatandaşlar arasında ayrım gözetmeyiz, hodri meydan. Bahçeli’ye sesleniyorum, işte sınavdasınız niye HDP ile aynı çizgide bu kanunu engellemeye çalışıyorsunuz. Bahçeli’nin meselesi devletin bekası, güvenliği değil. Ne olursa olsun ak parti zaafa uğratmak. Bizi zaafa uğratamazlar. Kendisi Tunceli’ye gittiğinde o tedbirler alınmasaydı gidebilir miydi Tunceli’ye? Sayın Demirtaş’a sesleniyorum. Biz çözüm sürecinde ivme kazanmışken neden Meclis’te böyle bir görüntüyle halkı tahrik ediyorsun? Tekrar çözüm süreci ivme kazandı şiddeti gündeme getiriyor. Sizin meseleniz özgürlükler mi çözüm sürecini provoke etmek mi? mesele özgürlük ortamı değil. Mesele aynen geçen sene 30 Mart seçimlerine giderken Gezi ile ortamı bozmaya çalıştılar. Şimdi de bu üçüzler biraraya geldiler. 7 Haziran seçimlerini etkileyecek kaos çıkarmaya çalışıyorlar. Milletimiz nasıl her türlü komploya rağmen 12 yıllık başarı hikayesinin kurucu lideri Erdoğan’ı başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına getirdi, şimdi de sivil anayasayı hayatı geçirmek üzere 7 Haziran’da vakur şekilde sandığa gidecek ve sandık son sözü söyleyecek. Belediye başkanlarımız lütfen gittiğiniz şehre bizim selamımızı iletin. Sizin için uyamayan belediye başkanları, meclis üyeleri var deyin."

Bütün belediye başkanlarına teşekkür ettiğini belirten Davutoğlu, "6-7 Ekim olaylarında Türkiye şiddetler karşılaşmış, bütün Güneydoğu’daki belediye başkanlarımızı selamlıyorum. Sizin kahraman duruşunuz o şehri korumuştur" dedi.

Başbakan Davutoğlu, salona girişinde Ayna grubunun ’Bir Yiğit Adam’ şarkısıyla karşılandı. Toplantıda belediye başkanlarına öneri ve talep formları dağıtıldı. Belediye başkanlarının öneri ve taleplerini yazmasının ardından formlar görevliler tarafından toplandı. Toplantıda belediyecilik hizmetleri, halkla ilişkiler, bütçenin nasıl, ne şekilde yönetildiği, vatandaşlara sözü verilen projelerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği konularında belediye başkanlarının tabi tutulduğu performans sisteminde bir yılın muhasebesi yapıldı.

846 AK Partili belediye başkanının katıldığı toplantıya, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı.

Güncelleme Tarihi: 19 Şubat 2015, 18:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0