Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Av. Farah Diba Kartal, "Dosyanın içinde bulunduğu karmaşa içerisinde, yargılama sürecinde 10 müvekkil yönünden tahliye kararı çıksa da müvekkillerin masumiyetini ispatlamak haksız tutukluluğun önüne geçmek çok kolay olmadı. Her suç adalet terzisinde aynı görünse de bazı isnatlar sonuçları itibari ile daha yıkıcı ve incitici olabilmektedir. Bu dosyanın can alıcı noktasını iki kişinin öldürülmesi fiiline müvekkilin iştiraki olup olmadığının tespiti oluşturmaktaydı. Toplumsal bakış itibari ile bu suçun sonuçları vahim olacaktı. Müvekkilin 38 ay tutuklu kalması ürkütücü ve kaygı verici olsa da adalete olan güvenimizi kaybetmeden delillerimizi sözlü, yazılı ve görsel olarak sunmaya devam ettik ve sayın mahkeme sunduğumuz deliller kapsamında adaletin henüz kurtarılabilecek bir aşamada olduğunu adalete güvenmeye devam etmemiz gerektiğini bize göstermiş oldu" dedi.
Onlarca suç atfında bulunularak müvekkilinin "adil yargılanma hakkı", "masumiyet karinesi" ve yargılama sürecinin bu sebeple uzamasından dolayı "makul sürede yargılama ilkesinin" ihlal edildiğini kaydeden Kartal, “Söz konusu 100'ü aşkın dava dosyası, 82 sanık ve çok sayıda suç isnadına ilişkindir. Üç yıldan fazla süren yargılamada onlarca tanık dinlendi yüzlerce belge sunuldu, bilirkişi raporları alındı. Ancak buna rağmen tutukluluğun önüne geçemedik, bunun nedeni ise yargılama mercilerinin soruşturma sürecinde yeterince ve gerekli hassasiyeti göstermeden, Anayasa ve AHİS’te, işaret edilen hakların korunmasına yönelik haklar ihlal edilerek açılan kamu davalarında masumiyetin ispatının kolay olmadığını bir kez daha görmüş olmaktayız” diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 04 Haziran 2016, 12:30
Bana ulaşırsanız çok çok sevinirim