Arınç: 'Bu bir yaygın şiddet ve terör olayıdır'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kurul'da Kobani provokasyonu konusunun ele alındığını belirtti. Arınç, "Bu bir yaygın şiddet ve terör olayıdır, suçlar vahşice işlenmiştir' dedi.

Arınç: 'Bu bir yaygın şiddet ve terör olayıdır'
banner98
 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "İç güvenlik kapsamında yeni bir reform düşünüyoruz. Kapsamlı bir incelemesini yapıyoruz. Öyle bir organizasyon olmalı ki bu tür olaylar anında bastırılabilmeli. 'Bugün şununla karşılaştık, hadi orayı yamayalım' düşüncesinde değiliz" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, AB Bakanı Volkan Bozkır'ın AB katılımı için ulusal eylem planı hazırladığını hatırlatarak, 2014'ün 13 Ekim'inden 2015 seçimlerine kadar birinci aşamanın olumlu karşılandığını, sunumunun yapıldığını ve kabul edildiğini belirtti. 1 Ekim'de yeni yasama dönemi başladığını hatırlatan Arınç, "Tezkere çalışması yapıldı, kabul edildi. Kurban Bayramı dolayısıyla Meclis 14 Ekim'e kadar çalışmalarına ara verdi. Yarın TBMM yasama dönemine fiilen başlamış olacak. Yasama dönemiyle çalışma dönemi dikkate alınarak kanun tasarı ve tekliflerine öncelik verileceği teknik bir çalışma önümüze konuldu. Zamanı ekonomik kullanmak ve gündemde önemli saydığımız konuların yasama çalışmasına konu edilmesi nedeniyle fikri mülkiyet hakkıyla ilgili tasarımız var, kişisel verilerinin korunması önemli bir kanun tasarısıdır. Elektronik ticaret kanunu, perakende kanunu, iş güvenliğiyle ilgili ek tedbirler, tahkim konusu, İstanbul tahkim ve diğerleri, CMK'da yapılacak değişiklikler, cezaevlerinin dış korunmasının yeniden değişikliğe uğramasıyla ilgili kanun, yargının özlük haklarıyla ilgili ve diğer bası hususları içeren ve komisyonda bulunan tasarımız ve bugün de imzaladığımız şekliyle Yüksek öğretim Personel kanununda değişiklik yapılması öncelik alan konulardan birisi oldu. Bütün öğretim üyelerine tek tek tazminat verilmesi konusunu fiilen bir tasarı haline getirdik, imzaya açıldı. Bugün yarın TBMM'ye sevk edilmiş olacak. Konumlarına göre ek göstergelerinde yüzde 100, yüzde 115 artış yapan bir tasarı imzaya açıldı" diye konuştu.

Gündemin en önemli maddelerinden birisinin de son yaşanılan şiddet olayları, sonuçları ve bunun üzerinde değerlendirme ihtiyacının olduğunu anlatan Arınç, "Esasen olaylara anında müdahale edilmiştir. Efkan Ala, olaylara müdahale ederken karşılaştıkları olayları rapor halinde etraflıca gözden geçirdik. tüm güvenlik güçlerimizin aşırı ve yaygın şiddet kullanımı söz konusu olduğunda güvenlik güçlerinin elini güçlendirecek bir çalışma yapılacaktı, bu bugünün meselesi değildi geçmişten günümüze bir konuydu. Konu üzerinde çalışıldı. Bununla şunu yapmak istiyoruz, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak ve kamu düzeninin sağlamak. Bununla ilgili olarak güvenlik güçlerine ve kuvvetlerine verilen birtakım imkanların olduğunu biliyoruz. Geçmişten bu yana güvenlik reformuyla ilgili bazı çağdaş ve modern düzenlemelerin yapılması ihtiyacı çıktı. AB müktesebatına önem veriyoruz, esas alıyoruz. Bu kez de kapsamlı iç güvenlik reformunda bunlar nasıl karşılanmaktadır, Türkiye özeline uygulanabilecek düzeyde çalışmalara devam etme kararı verilmiş oldu" dedi.

Açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Arınç, bir gazetecinin, "Kobani'deki gelişmelere bağlı olarak kültür kurumlarının, okulların hedef alınması söz konusu. "Bu bir yaygın şiddet olayıdır, terör olayıdır. Burada verilen zarar vahşice işlenmiştir. Bir başka olayda gördüğümüzden çok farklıdır. Çok acı olaylar yaşandı. Dileriz ki tekrarı olmasın. Bütün tedbirleri alacağımızı ve kamu düzenini esas olacağını belirtmek istiyorum. Buna sebep olanların aslında hangi yolu açtıklarını bilmeleri, kendilerine düşen özür dileme, af dileme erdemini göstermelerini arzu ederim" ifadelerini kullandı.

Arınç, "6 Ekim'de başlayıp 11 Ekim'e kadar yoğun olarak devam eden olaylarda toplam 37 ilimizde bin 419 olay meydana gelmiştir. Bu olaylarda iki emniyet mensubumuz şehit olmuştur. Ayrıca çatışmalarda 5 örgüt mensubu ölü olarak ele geçirilmiştir. Maalesef müzeler, kütüphaneler tahrip edilmiş, okullar yakılmış, ilim ve kültür merkezlerine saldırılar gerçekleştirilmiş" şeklinde konuştu.

Arınç, konuşmasında şunları kaydetti: "Bu olaylarda vahşet ön plandadır. İşadamlarına, kamu mallarına yönelik, genelde AK Parti binaları, Hüdapar binalarına saldırılar olmuştur. Bunları herkes biliyor artık acı olan şudur Türkiye'de maalesef bir anda ortaya çıkıveren, organize, kimin hangi evde ikamet ettiği önceden tespit edilerek önlere yönelik terör eylemiyle karşı karşıya kaldık. Bundan böyle bu tür olaylara müdahale edileceğini, yaşanmayacağını söylemek istiyorum."

Bir gazetecinin, "Beyazsaray güvenlik danışmanı Türkiye'nin ABD ve ortaklarına üslerini kullanma imkanı verildiğini açıkladı. İncirlik üssüyle ilgili olarak savaş uçaklarının kullanılması söz konusu olabilir mi" sorusuna Arınç, "Farklı kişiler açıklamalar yapabilir, maksadını aşmış olabilirler. Türkiye'yi bir şeklide kendi çalışmaları doğrultusunda görevlendirmek istemiş olabilirler. Dışişleri Bakanımız ABD'dedir. Bakanlığımızın açıklamalarına dikkat etmek gerekir. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ne söylüyorsa, Dışişleri Bakanlığımızdan ne tür açıklama yapılıyorsa onlara dikkat etmek gerekir. Türkiye IŞİD'le mücadele konusunda uluslararası koalisyonla işbirliği yapmaktadır. Müttefiklerimizde yoğun temaslar, istişareler yapılmaktadır. Terörle mücadele kapsamında yürütülen işbirliği dışında İncirlikle ilgili bir çalışma yok. ABD ile görüşmeler derinleştirilerek sürdürülecektir. Türkiye'ye gelen insanların da Türkiye'deki muhatapları bu görüşmeleri sürdürmektedir. Ulusal çıkarlarla örtüşecek çalışmayı yapacağımızın herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir" cevabını verdi.

Zarar gören işyerlerinin yeniden inşasına ilişkin hükümetin bir program yapıp yapmadığının sorulması üzerine Arınç, "Maliye Bakanlığımızla il valiliklerine gönderilen. Bu konuda zarar görenlerin hiçbirisinin şikayetinin kalmayacağını düşünüyoruz. Bu zararları meydana getirenlerle ilgili olarak cezai soruşturmalar başlayacaktır. Bunların dışında kalan konularda ceza hukukumuzda ne varsa, medeni hukukumuzda ne varsa tazmin edilecek ne varsa yapılacaktır. Hazine'den aldığımız yardım kapsamında teşkilatlarımızın inşaatlarını gidereceğiz. Sivil şahısların verdiği zararlar derhal yerine getirilecektir. Herşey planlı şekilde yapılmıştır. Bir belediye başkanının aracı kullanacak kimse yok hakkına sahip değildir. Vatandaşlarımızın hiçbir endişesi olmasın" diye konuştu.

Başka bir gazetecinin, "Askeri güvence konusunda çalışma tamamlandı mı" sorusunu Arınç, "İç güvenlik kapsamında yeni bir reform düşünüyoruz. Kapsamlı bir incelemesini yapıyoruz. Öyle bir organizasyon olmalı ki bu tür olaylar anında bastırılabilmeli. 'Bugün şununla karşılaştık, hadi orayı yamayalım' düşüncesinde değiliz. TCK, 2005 yılında tamamen yenilendi. Eğer çözüm süreci sonuçlanmış olsaydı belki Terörle Mücadele Kanunu'na güle güle diyecektik. Ama bu yaşadığımız olaylar gösterdi ki hayır o noktada değiliz. Su uyuyor düşman uyumuyor. Bu ülkenin birliğine kasteden insanların bir iki gün içinde neler yapabileceğini gördük. Biz, AB üyesi ülkelerin bu konudaki mevzuatına baktığımızda, biz madem ki AB müktesebatına uyum kapsamında yasal düzenleme yaptık niçin yeni bir iç güvenlik reformu çıkarmış olmayalım. Özgürlükler, demokrasi ve hukuk esas olacaktır. Hukuk dışında bir uygulamaya, bazıları fazlaca konuşmaya başladı '90'lara Türkiye'yi döndürmek istiyoruz' dedi. Yasal düzenlemeleri elbette yapacağız, asker konusunda askeri ceza kanunu üzerinde bir görüşme yapıldığını' söylemiştim. Henüz sonuçlanmış değil" şeklinde cevapladı.

"Eğit-Donat çerçevesinde tesisler yapılacak mı" sorusunu Arınç, "Bu bizim için yeni bir unsur değil. Biz, Suriye'deki ılımlı muhalefetin güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ilımlı muhalefet, alanda zayıf kalınca onların boşluğunu aşırı unsurlar dolduruyor. Radikal unsurlar sahayı doldurdular. Muhalefete gerçekten bir yardım yapılsaydı, onları zalim Esed'in güçleriyle mücadele etmesi mümkün olacaktı. Sayılarının birkaç yüz olacağı faaliyet yapılması gerektiğini düşünüyorlar. Türkiye bunun sadece eğitim görevinde olabilir. Eğitim donatımda mutlaka Suriye halkından olması yabancı unsurları içinde olmaması düşünülüyor. Suriye'de bu işi yapmak isteyen, onların eğitilebileceği bir ortamı yapmak istiyoruz" diye cevapladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin ilk Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ele alınacağı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Arınç, "Bu ayın MGK toplantısında 30 Ekim'de yapılacak bildiğim kadarıyla. Gündemi tayin etme yetkisi Cumhurbaşkanımızdadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın gündemi nasıl belirleyeceğini bilmem mümkün değil" dedi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Arınç, "Sayın Barzani'nin açıklaması olumlu bir açıklamadır. Onun da. bu bir serzeniş, eksiklik değil. Türkiye çıkarlarını her bakımdan ön planda tutmak durumundadır. O yönetimle Türkiye'nin ilişkilerinde sorun yok. Kobani'de yaşanan olaylar sebebiyle Türkiye'den talepleri yapılmış olabilir. Barzani, Türkiye'nin kendileriyle ilgili ilişkilerindeki dürüstlüğünü iyi bilir" diye konuştu.

HSYK seçim sonuçlarının sorulması üzerine Arınç, "Bence yargıda güzel, sonuçları itibarıyla herkesin tartışabileceği , yargıçlara yakışan ağırbaşlılıkla bir seçim yapıldı. Ümit ederiz ki bu yapı iyi bir HSYK ortaya çıkarır. Mevcut sorunları asgariye indirir. Tüm adalet dünyasını kuşatacak işler yapar" ifadelerini kullandı.

Güncelleme Tarihi: 13 Ekim 2014, 21:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0