Biri kimya, diğeri bilgisayar mühendisi olan Akın çifti, 2001 yılında evlendiklerinde birçok çift gibi önceleri çocuk sahibi olmayı ertelemiş. Mübahat Hanım 30’lu yaşlarına geldiğinde ise çift, çocuk sahibi olma zamanının geldiğini karar vermiş. Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çift, bir uzmana başvurmuş. Hikayenin bundan sonraki kısmını Mübahat Hanım şöyle anlatıyor: “Gittiğimiz kontrollerde polikistik olduğum ortaya çıkmıştı. Yaşadığımız infertilite (kısırlık) sorununun bu kistik yapıdan kaynaklandığı düşünüldüğü için tedavi burada yoğunlaştı ancak tedavide başarıya ulaşılamadı. Daha sonra başka bir hekime başvurduğumuzda sorunun tüplerden kaynaklandığı ortaya çıktı ve tüp bebek tedavisine başladık. Tüm yaşadıklarımdan çok kötü etkilendiğim için yumurtalar toplandıktan sonra hemen gebe kalmak istemedim. Embriyolarım donduruldu ve 1,5 yıl sonra, kendimi hazır hissettiğimde rahme transfer işlemi yapıldı. Üçüncü transfer denemesinde ilk kızım Meyra’ya gebe kaldım. ‘’

İlk bebeklerinin ardından aradan çok zaman geçmeden ona bir kardeş yapmaya karar veren ve ‘’bu döngünün içine girmişken devam edelim’’ diye düşünen Akın çifti, 2014 yılında yapılan yeni embriyo transferinde ikiz gebelik gerçekleşince yeniden büyük sevinç yaşadılar.

Mübahat Hanım, duygularını şöyle anlatıyor: “Aslında ilk seferinde de iki embriyo çözdürülüp transfer edilmişti, ama tek gebelik gerçekleşti. Bu nedenle ikinci transferde ikiz olacağı aklıma bile gelmedi. Transfer yapıldı ve ikisi de tuttu. Çok şaşırdım. Ama ilginç bir psikolojiyle transfer işlemi sırasında, daha hiçbir şey belli değilken birisini “canım kızım gelsin”, diğerini ise “canım oğlum gelsin” diye çağırdım. “
Biri 3 kilo 500 gram, diğeri ise 3 kilo 200 gram doğan Ayça ve Batur bugün bir yaşındalar ve çok sağlıklılar. Çok zor bir süreçten geçtiklerini söyleyen Mübahat Hanım, “Çok zordu ama çift olarak hiç umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılmadık. İlla ki olur diye düşündük” diyor.

Bu vakayla ilgili konuşan Bahçeci Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Selen Sakar Sezginsoy, tedavide başarılı sonuca ulaştıran en önemli noktanın doğru tanı koyabilmekten geçtiğini söyledi. Mübahat Akın örneğinde olduğu gibi bazı polikistik vakalarda altta yatan rahimle ilgili sorunların gözden kaçabileceğine işaret eden Op. Dr. Sezginsoy, bu nedenle doğru tanı konulabilmesi için tüm detayların incelenmesi gerektiğini vurguladı. Akın ailesinin tedavisinde başarıyı sağlayan en önemli etkenin dondurulan embriyoların saklandığı laboratuvar şartları olduğunu belirten Op. Dr. Sezginsoy, “Dondurulan embriyo doğru şekilde saklandığında ve çözdürüldüğünde elde edilen gebelikler sağlıklı olabilmektedir. Hatta bugün biz dondurulmuş embriyolarla neredeyse taze embriyonun da üzerinde başarı sağlayabiliyoruz” dedi.

Anne Mübahat Akın’ın polikistik over hastalığı nedeniyle daha önce bazı tedaviler gördüğünü, ancak infertiliteye sebep olan doğru tanı konulamadığı için uygulanan tüp bebek tedavilerinin başarısız olduğunu belirten Op. Dr. Sezginsoy, tedavinin aşamalarını şöyle anlattı: “ Hasta bize ulaştığında çektiğimiz rahim filmi sonucunda tüplerin çift taraflı olarak tıkalı olduğunu tespit ettik. Bu noktaya kadar tüplerle ilgili sorun olduğunu hiç kimse tahmin etmemiş. Sorun ortaya konulduğunda, tüp bebek tedavisine başlamadan önce çift taraflı ameliyatla tüpler kapatıldı ve aynı seansta histeroskopi yapıldı. Hemen akabinde ise tüp bebek tedavisine başladık. Tedavinin ilk aşamasında çok sayıda yumurta toplandı ve embriyoları donduruldu. Hasta o aşamada kendini rahat hissetmediği için transfer işlemi yaklaşık 1,5 yıl sonra yapıldı. Bu aşamada da gebelik üçüncü denemede gerçekleşti. Çiftin ilk bebeği Ülkü Meyra sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. ’Aile, yaklaşık iki yıl sonra ikinci bebek kararı aldı. Daha önce dondurulan embriyolarıyla transfer yapıldı. Bu aşamada da iki deneme negatif olarak sonuçlandı ve ancak üçüncü denemede anne iki bebeğe daha hamile kaldı. Bu çocuklar aslında üçüzler çünkü embriyoları aynı gün donduruldu, fakat aralarında iki yaş var.’’