Yurtların depreme ve yangınlara karşı sağlam yapılması gerektiğini vurgulayan Kayrak, "Ben bir yandan AFAD olarak bunun denetimi ve eğitimi konusunda adımları atacağım. Devlet eliyle kuvvetli bir denetim olacak. Ortaöğretim yurtlarının tamamına devlet olarak el atacağız” dedi.
"Faizdeki yükseliş şirketlerimizi çok etkiliyor"
Ekonomideki dalgalanmaların ABD seçimleri sonrasında başladığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Kaynak, "Trump’ın seçim kampanyaları doları arttırdı. Türkiye’nin bir miktarda etkilenmesinin büyük sebebi 15 Temmuz’dan sonra sıcak darbe girişimi milletimizin cesaretiyle sonuçsuz kaldı. Çeşitli yeni varyasyonlarla devam edecekti, biliyorduk. Avrupa Birliği, maalesef uzun yıllar takip ettiği politikadan vazgeçip radikal bir yöne saptı. DEAŞ ve PKK’nın şehirlere yaptığı saldırı öngörüleri etkili oldu. Biz benzer süreci 2008-2009 dünya global sisteminde yaşamıştık. O zaman Başbakanımız 'teğet geçecek' demişti. O zamanlar günlük hayatı etkileyecek sağlam kararlar vermiştik. Bu dönemde yine Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplandı, bu perşembe günü alınan kararları Başbakanımız açıklayacak. Şunu ifade edebilirim şirketlerimizin yüksek faizle borçlanmasının önüne geçeceğiz. Faizdeki yükseliş şirketlerimizi çok etkiliyor. 2000 yılındaki gibi şirketleri etkilemesi, bankaları etkilemesi ve Türkiye’nin krize gitmesi. Bunu hepimiz tedbir paketiyle göreceğiz. Bankaları, şirketleri, insanları rahatlatacak paket. Bu hemen uygulanacak bir paket uzun vadede değil. Bunun içinde 2017 yılında reel sektörü ve iş gücü piyasalarında istihdamı arttıracak hareketler var. Avrupa’da Türkiye ile müzakereleri dondurma kararından sonra Gümrük Birliği ne olacak, Türkiye’de 3 milyon mülteci var denildi. Türkiye ne Gümrük Birliğinden çıkmayı düşünüyor ne de Avrupa Birliği bundan konuşuyor. 20 yıllık bir süreçte reform edilmesi gerekenler var.”
“Türkiye’de 177 bin Suriyeli çocuk doğdu”
Türkiye’nin çadır devleti olmadığını kaydeden Kaynak, “Türkiye bu olaya ilk başta 2011 yılında Esad’ın halkın üzerine bomba yağdırmasından sonra insanlık dışı deyip kapılarını açtı. Türkiye buna insanlık dramı olarak baktı. Başbakanımız Davutoğlu’nun 18 Mart'ta imzaladığı mutabakatta Ege her gün 2 bine yakın mülteci taşıyordu. Biz kendi sınırlarımızda bunları kontrol altına alalım dedik. Olaya insani yoldan bakmaya devam edeceğiz. İnsan pazarlık unsuru olamaz. Bunun için de 900 bin okuma çağında çocuk, yaklaşık 2 milyonu da kadın. Dolayısıyla biz bunları pazarlık konusu görmeyiz. Türkiye bu meseleye 25 buçuk milyar dolar para harcamıştır. Bugün sadece Avrupa Birliği bakımından 677 milyon euro mali yardım yapıldı. Avrupa Birliği kendisi 1 milyar 200 bin euro fazladan parayı hesabına çıkardı. Önce sektörler belirlendi, eğitim, sağlık, belediyelerin alt yapısı, göç idaresi ve sahil güvenlik gibi kurumların güçlendirilmesi. Bu sektörler belirlendikten sonra Avrupa Birliği ile bir çatı altına alınıyor. Türkiye’de 177 bin Suriyeli çocuk doğmuş. Türkiye çadır devleti değil. Dünyanın en iyi hastane, okullarını yapan bir ülkedir. Avrupa Birliği kendi sivil toplum vasıtalarıyla bu parayı harcatırsa siyasi ilişkilerde bu para yitip gider” dedi.
“2 milyon 700 bin Suriyeli mülteci var”
Yeni kart sistemleriyle kamplarda kalan vatandaşlara destek sağlandığını belirten Kaynak, “AFAD kartla Türkiye hazinesi bütçesinden buna ilave yapıldı. Türkiye’deki kamplarda kalan vatandaşların bu kartlarına aylık 100 TL para yatırılıyor. Kızılay kartla 267 milyon euro Avrupa Birliğinden Kızılay’a yatırıldı. Kamp dışındaki mültecilere ait bir kart bunun içinde de yine 100 TL var. Yaşlısına da gencine de verilen bu kart ile 100 TL tutarında temel ihtiyaçlar karşılanıyor. Bunu barınma gibi yerlerde kullanabiliyorlar. 1 milyon mülteciye bunu ulaştırmak istiyoruz. 2 milyon 700 bin Suriyeli mülteci var. 184 bin çocuk eğitim hizmetinden yararlanıyor. Bunların birçoğu kamplarda ya da Hatay, Kilis gibi mültecilerin çok olduğu yerlerde. 510 bin öğrenci eğitimden yararlanıyor. Arapça ve Türkçe eğitimler veriyoruz. 12 bin Suriyeli öğretmen bu çocukların eğitimi için çalışıyor. MEB 4 bin 500 öğretmen daha aldı" diye konuştu.
“Türkiye’de 50 bin yüksek tahsilli Suriyeli var”
Vatandaşlık önceliğini hatırlatan Kaynak, şunları kaydetti:
“9 bin çocuktan bahsediyoruz, bunların bir kısmı Türkiye’de doğmuş. Biz bunlara bir umut vermezsek, bir vizyon vermezsek, bir umut ışığı aşılamazsak bunlar ya El Nusracı ya da başka terör örgütlerine kayarlar. Bunları tamamen eğitime alacağız. Bunların tamamına meslek kazandırmaya çalışacağız. Suriye’de savaş bitse benim tahminim, yaptırdığım gayri resmi araştırmalarda yarısından fazlası kalacaktır. Türkiye imkanları daha iyi olduğu için bunu normal karşılamak lazım. Bunları eğitirsek ekonomimize çok faydalı olacaktır. Türkiye’de sadece fakir mülteciler yok. Önemli Suriyeli iş adamları da var. Gaziantep’te 796 Suriyeli şirket var. Türkiye’de 23 ilde Türkiye-Suriye iş adamları derneği varmış. İki önemli tedbir alındı. Biri Turkuaz kart yani çalışma izni, oturma izni ve vatandaşlığa gidilecek bir süreç yaşanacak. Türkiye’de 50 bin yüksek tahsilli Suriyeli var. Mühendis, doktor, eczacı var. 10 bine yakın doktora yapmışı var. Öncelikle bunlara vatandaşlık verilecek.”
“Bin 820 kilometrelik alan DEAŞ ve PYD’den temizlendi”
Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra bir tane kayıt içi ve kayıt dışı geçiş olmadığını söyleyen Kaynak, şöyle devam etti:
“Türkiye’ye belli bir oranda gayrimenkul yatırımı ve sermaye getirenlere öncelik verilecek. Bu öncelikle Türkiye’nin milli güvenliği açısından risk oluşturmayacak kişilerden oluşturulacak. Bunlar önce sınırda bizim iç ve dış güvenlik birimimiz tarafından denetime tabi tutuluyorlar. Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra bir tane kayıt içi ve kayıt dışı geçiş olmadı. Fırat Kalkanı, bin 820 kilometre bir alan DEAŞ ve PYD'den temizlendi. Geçen hafta pazar günü temizlendi diye bildiğimiz Çobanbey’de bir bombalı araç patlatıldı. Bu tarz saldırılar olabilir. Her operasyonun riskleri vardır. Bu alan içerisinde maalesef evsiz 172 bin insan var. Bunların 70 bini çadır kentlerde yaşıyorlar. 100 bini zeytinlik dediğimiz bir ağacın altında yatıyorlar. Yardım etmek isteyen dünyadaki kuruluşlara sesleniyoruz, gelin bu insanlara yardım edelim.”
“Kahramanmaraş’ta 25 bin kişilik bir konteynır kent yapıldı”
Kahramanmaraş’ta 25 bin kişilik konteynır kent yapıldığını kaydeden Kaynak, “Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana’da çadırları konteynırlara çevirdik. Isı yalıtım, ses yalıtımına duyarlı olan, anne baba yatak odası var. Çamaşırhaneler var. Çamaşır makinesi var. Kahramanmaraş’ta 25 bin kişilik bir konteynır kent yapıldı. 18 Aralık'ta Başbakanımız havaalanı ve çadır kent açılışına geliyor. Adana Sarıçam'da, Osmaniye’de çadırı konteynırları geliştiriyoruz. Adana’da 50 dönümlük sera yapıyoruz kendi ürünlerini ekip biçsinler diye” ifadelerini kullandı.