Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden olan Yumuktepe Höyüğü'ndeki çalışmalarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan İtalya'nın Lecce Üniversitesi'nden Arkeoloji Bölümü Öğretim üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. İsabella Caneva, 3 gündür çalışmalara başladıklarını söyledi. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda çalışmaların 2 ay süreceğini belirten Caneva, "Şimdilik ekip 6 kişiden oluşuyor ama daha ekip arkadaşlarımız gelecek. Bizimle birlikte 9 işçi çalışıyoruz. Restorasyona dönük bir kazı olduğu için az kişi çalışıyor. Çok ince bir iş yapılıyor. Bizde kazma, kürek yok. Yumuktepe'nin özelliği çok uzun zaman yerleşim olmasıdır. O zaman biz değişik tabakalarda, değişik dönemlerde çalışıyoruz. ilk tabakalarda Neolotik Çağ tabakalarda o çok önemli çünkü daha önce hiç kimse bunun üstüne çalışmadı. İlk defa bunun üzerine kazı yapılıyor" diye konuştu.
"İLK KEZ BÜYÜK BİR BİNA BULUNDU"
Kazılarda çok eski tabakalar bulduklarını belirten Caneva, "Bunlar M.Ö. 7 bine ait tabakalar. Ondan sonra buralarda bu kalkolitik tabakalar M.Ö. 5 bine ait. Burada yeni bir büyük bir bina bulundu. Kerpiç bina ama çok odalı bir bina. Yani saray gibi bir bina. Büyük bir aileye ait muhtemelen. Odalar kerpiç döşemeli. Bu da çok acayip ve çok yeni. Hiçbir yerde şimdiye kadar bulunmadı. M.Ö. 5 binde tam bir döşeme yapılmış. Yukarıda Orta Çağ tabakalarında çalışacağız. Bu sene güneyde yeni bir açma yapacağız. Orada da Hitit surlarını bulmaya çalışacağız. Burası Mezopotamya'dan çok daha eski" şeklinde konuştu.
"MERSİN'DE BÜTÜN TARİH BURADA BULUNUYOR"
Kazılarda sonuç aldıklarına ancak yeni soru işaretleri çıktığını vurgulayan Caneva, "Kazılara o yüzden sürekli devam ediyoruz ve edeceğiz. Fakat aynı zamanda bir açık hava müzesi çoktan beri benim projem var, ona çalışacağım, çok istiyorum. Önemli bir sit alanı ama kimse bilmiyor. Toprak gibi görünüyor ama önemli yerleşim yerleri var burada. Heykeller, sütunlar yok ama burası daha çok eski, daha çok enteresan sonuçları verilen bir sit. Günümüzden önce 9 bin yıl önce Yumuktepe başlıyor ve yerleşim devam ediyor. 13. yüzyılda ise yerleşim bitiyor. Ondan sonra Mersin şehri başlıyor. Mersin'de bütün tarih burada bulunuyor. Yani Mersin'in tarihi burada kalıyor" ifadelerini kullandı.
"TARIMSAL ÜRÜNLERİN ANADOLU'NUN İÇLERİNE YAYILMASINDA YUMUKTEPE'NİN ANAHTAR BİR ROL OYNADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"
O dönemin tarımıyla ilgili bilgi veren Roma La Sapienza Üniversitesi'nden arkeobotanik uzmanı Burhan Ulaş ise özellikle Yumuktepe'de yaptıkları arkeobotanik çalışmalarda bu bölgeye dışarıdan yeni bitki türlerinin ülkeye getirildiğini tespit ettiklerini belirterek, "Bunun yanında Neolotik Çağ'ın erken tabakalarından itibaren yoğun bir incir, üzüm, zeytin tüketiminin olduğunu söyleyebiliriz. Yine bunun yanında mercimek ve diğer baklagillerin tüketildiğini söyleyebiliriz. Erken tabakayla birlikte tarımsal ürünlerin depolandığı sistemlerin geliştirildiğini tespit ettik. Yumuktepe yerleşmesi genel olarak tüm tarihsel süreçler boyunca kültürler arası bir geçiş bölgesi olarak niteleyebiliriz. Burada ilk kez tarımı yapılan tarımsal ürünlerin daha sonra Anadolu'nun içlerine yayılmasında Yumuktepe'nin anahtar bir rol oynadığını düşünüyoruz. İlk çiftçilerin tarımda kullandıkları teknik ve yöntemleri de anlamaya çalışıyoruz" dedi.