Sürecin zor olmasından ziyade ülkede birlik olamamanın acısını yaşıyor insanlar. Milli meselelerde topyekûn beraber hareket etmemiz gerekirken insanlarda ki Cumhurbaşkanı antipatisi devletin menfaatlerinin önüne geçmiş durumda.
İhraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen Sayın Deniz Baykal’ın tavrı insanların gönlünde bir yer edinmesine karşın, demokrasiden asla şaşmadığını iddia edip Deniz Baykal’ı disiplin kuruluna göndererek aczi yetini gösteren Kemal Kılıçdaroğlunu yine yurdum insanı gönüllerinde kara bir leke olarak hapsetmiştir.
Partisine mensup bir milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun terörist cenazesine katılması ihanetinin ardından, Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ile alakalı hak ihlali kararı alması sonrası Silivri Cezaevinin önünde ki yerini almış İnsan haklarına aykırı ölümlere bir son verilmesi gerektiği açıklamasıyla ihanetini pekiştirmiş, safını belli etmiştir. En nihayetinde de şehitlerin kemiklerini tekrar sızlatmıştır.
Deniz Baykal konusunda aslan kesilen Genel Başkanın bu duruma neden kayıtsız kaldığı merak konusu olmaya devam edecektir sanırım.
Diğer yandan Paralel yapının lideri Fetullah Gülen’in Şehitler için yayınladığı taziye mesajına ne demeli? Taziyesinde acıyı paylaşmak yerine hala ‘’Devlet önlem alabilirdi’ ’imasıyla suçun Devlette olduğunu ince bir üslup ile dile getirmesi beynin işlevlerini yapmadığını, vicdan ve merhamet duygularının ise sadece İsrail’e karşı harekete geçtiğini gösteriyor.
Yine aynı örgütün gazetesi 24 Şubat 2016 tarihinde ki yazısında Akademisyenlerle ilgili başlatılan hukuki sürecini ve savcılık soruşturmasını bir ‘’ cadı avı ’’ olarak haber yapmış bir kez daha PKK ya karşı ‘’Düşmanımın düşmanı DOSTUMDUR’’ mantığı güttüğünü göstermiştir.
2002 yılında ki HSYK yapılanmasının ispatlanmasından sonra her şeyin netleştiğini gören bu yapı şimdilerde inkâr yoluna gitmekte.
Bu zorlu süreçte bile HDP ye oy isteyen bu cemaat lideri ülke söz konusu olduğunda her şeyin teferruat olmadığını, HDP dâhil herkesin CHP ile koalisyon yapması gerektiğini izah eden zavallı bir örgüttür.
Peki, neden herkes Türkiye’ye düşman?
Neden herkes her fırsatta Türkiye’ye saldırma peşinde?
Diğer bir yandan ise Artvin halkına gezi olayları gibi bir rol biçen üst akıl yöre halkına yalan yanlış bilgiler vererek bölge halkını tahrik etmekte.
Halkın tepki göstermesi yürüyüş yapması demokrasinin bir gereği olabilir ama Gezi olaylarının aktörlerinin Ankara ve İstanbul’dan gelip Cerattepe halkını provoke etmesi ihanettir, hainliktir.
Toplamda 3500 ağacın kesilip yerine ardından 3 katı kadar ağacın tekrar dikilecek olması ne derece çevreye zararlı olabilir? Bu Artvin halkına nasıl anlatıldı? Bu oyunlara gelmemek lazım.
Ama birkaç soruyu halk adına yetkililere sormak haddime düşer diye düşünüyorum
Bu madeni Devlet mi işletecek özel sektör mü işletecek?
Özel sektör işletecekse devletin kazancı veya elde edeceği pay ne olacak?
O kadar zengin bir rezerv var ise Devlet kendi işletmek yerine neden işletme hakkını malum şirkete veriyor?
Tüm bu olanların gölgesinde terörle mücadele sürmekte. Leş haberlerine sevinmekle beraber şehit haberlerine içimiz kavrulmaya devam etmekte. Unutulmamalı ki operasyonlar devlet adına yapılır parti adına değil. Gün birlik olma günü. Gün kol kola girme günüdür. İşte o gün Bu gün.
Partici olmak yerine Ümmetçi, Milliyetçi olmayı tercih etmeliyiz..