Ülker Bisküvi’nin Türkiye ekonomisine katkısı 2018'de de devam etti

- Ülker Bisküvi 2013-2017 yılları arasında yaptığı 919 milyon TL sabit sermaye yatırımıyla Türkiye'nin milli gelirine 21,6 milyar TL katkı sağladı - Yıldız Holding Üst Yöneticisi Mehmet Tütüncü: - "2017 yılının ardından 2018 yılında da büyümeye ve ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ettik. 2018 yılını 5,9 milyar TL ciro, 701 milyon TL net kar, 2,2 milyar TL yurtdışı satışı ve ihracat geliriyle tamamladık"

Ülker Bisküvi’nin Türkiye ekonomisine katkısı 2018'de de devam etti
banner98

İSTANBUL (AA) - Türkiye'nin milli gelirine 2013-2017 yılları arasında yaptığı 919 milyon TL sabit sermaye yatırımıyla 21,6 milyar TL katkı sağlayan Ülker Bisküvi, 2018 yılında da büyümeye ve ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam etti.

Ülker tarafından yapılan açıklamaya göre, Ülker Bisküvi’nin Akademisyen Prof. Dr. Kerem Alkin ve Dr. Metin Gürler tarafından hazırlanan "Türkiye’nin Sürdürülebilir Büyüme Stratejisine Katkı Raporu" yayımlandı.

Raporda, dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilir gelecek adına yapılan çalışmalar, tarım ve gıda endüstrisinde değer zinciri, Ülker Bisküvi’nin "israfsız şirket modeli" ile değer zincirindeki yeri, sürdürülebilir büyüme ve kalkınmaya, Türkiye'nin ihracat, istihdam ve üretimine katkısı ele alındı.

Türkiye ekonomisinin, 2020-2030 yılları arasında, dünya ekonomisinde ilk 15'te yer alacak kapasiteye ulaşmasının önemine değinilen raporda, üretim, yurt içi satış ve ihracat sürecinin bütününde katma değere, verimliliğe ve maliyet yönetimine odaklanmış sınırlı sayıda şirketin, Türkiye ekonomisinin gelecek 10 yılda küresel ekonomide iddiasını sürdürmesi için önemli görev üstlendiği aktarıldı.

Buğday üretiminde kendine yeten, un üretiminde ise dünyada belli bir ağırlığa sahip Türkiye’nin, Ülker Bisküvi gibi undan katma değerli ürünler elde eden firmalar sayesinde ihracatını artıracağı vurgulandı.


- "2018’i 701 milyon TL net karla tamamladık"

Açıklamada konuya ilişkin görüşlerine yer verilen Yıldız Holding Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Tütüncü, Ülker Bisküvi’nin kurumsal yönetim, inovasyon, çevresel ve sosyal alanlardaki hedeflerinin Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme stratejilerine katkısına dair analizlerin yer aldığı raporun sektör için de önemli bir örnek olacağına inandığını dile getirdi.

Tütüncü, Türkiye’nin küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, kendilerinin de üretimle ihracata, istihdama ve Türkiye’ye katma değer sağlamak için çalıştıklarını belirterek, "Ülker Bisküvi olarak üretimlerimizi İstanbul, Ankara, Karaman, Mısır, Suudi Arabistan ve Kazakistan’da olmak üzere toplam 10 fabrikada gerçekleştiriyoruz. 1944 yılından bu yana destek verdiğimiz çiftçilerimizden aldığımız mahsulü ürüne dönüştürerek, geniş dağıtım ağımızla tüketicilere ulaştırıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Şirketin bazı mali sonuçlarına ilişkin bilgi veren Tütüncü, şunları aktardı:

"Faaliyetlerimiz sonucunda 2017 yılında 1,6 milyar TL’si ihracat ve yurtdışı satışlar olmak üzere toplam satışlarımızı yüzde 15 artırarak 4,8 milyar TL ile tarihimizin en yüksek cirosuna ulaştık. 2017 yılında gelirlerimizin yaklaşık 51,7’sini üreticilere ödedik. Ürünlerimizi Almanya, ABD, İngiltere, Peru, Moğolistan, Myanmar gibi dünyanın her coğrafyasında 100’ü aşkın ülkeye ihraç ediyoruz. Ülker Bisküvi ve iştiraklerinin 2017 yılında ihracat gelirleri 211,1 milyon dolar olurken, Türkiye toplam atıştırmalık ihracatından aldığımız pay da yüzde 15,6 olarak gerçekleşti.

Ülker Bisküvi'nin Türkiye'nin milli gelirine katkısı 2013-2017 dönemi için 21,6 milyar TL oldu. Raporda değerlendirilen 2017 yılının ardından 2018 yılında da büyümeye ve ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ettik. 2018 yılını 5,9 milyar TL ciro, 701 milyon TL net kar, 2,2 milyar TL yurtdışı satışı ve ihracat geliriyle tamamladık."

- "1,5 milyon tonluk mahsul alımı yaptık"

Tütüncü, ham madde alımından, ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan süreçte israfsız ve verimli üretimi benimsediklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu prensip hem gıdanın tüketiciye maliyeti hem de kaynakların verimli kullanılması açısından maliyet enflasyonunu önlemede en kalıcı ve etkili yöntemdir. Tarımsal üretimde verimliliğin artırılmasını, çiftçilerin sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesini ve tarımsal üretimin çevresel etkilerinin azaltılmasını projelerimizle destekliyoruz. Bu doğrultuda tarım alanlarının üretkenliğinin korunması için biyo çeşitlilik alanında çalışmalar yürütüyoruz. Doğal kaynakları korumanın yanı sıra sürdürülebilirlik hedeflerimizle, tedarik zinciri politikamızla, mahsul alımında yerli üreticileri tercih etmemizle, Türk çiftçisinin daha verimli üretim yapmasını desteklemeye çalışıyoruz.

2017 yılında Türkiye’den 1 milyar TL değerinde yaklaşık 1,5 milyon tonluk mahsul alımı yaptık. Gıda Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı tarım araştırma enstitüleriyle buğday ve yulaf özelinde çalışmalar yapıyoruz. Buğday hem ülkemiz hem de bizim için önemli bir ham madde. Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’yle bisküvilik ideal buğday üretimi için ıslah çalışmaları yaptık. Bu çalışmalar sonunda 'Ali Ağa' adını verdiğimiz yüksek verimli, kuraklığa dayanıklı bir buğday türü geliştirdik ve yaygınlaşması için çalışıyoruz."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0