Ülkenin kaderini değiştiren Sovyet işgaline giden süreç, 1978 ve 1979'daki üç askeri darbeyle başladı. 1979'da başlayan ve 9 yıldan fazla süren işgalin sona ermesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, acılar hala taze ve işgalin izlerini her yerde görmek mümkün.
Sovyetler Birliği'nin, Afganistan'ı kısa sürede derdest ederek işgali nihai hedefine ulaştırma hayalleri ise Afgan cihadıyla yerle bir oldu. Zira bu kanlı savaş, 1988'e kadar, yani 9 yıl sürmüş ve Sovyet kuvvetleri Afganistan'dan dönmek zorunda kaldı.
Afganlar, Pakistan ve İran'a göç ettiİşgal süresince Afganistan halkında hayatı boyu unutamayacağı kötü hatıralar bırakan Sovyetler Birliği, tarihe geçecek zulümlere ve katliamlara da imza attı.
Öte yandan modernleşme yolunda ilerleyen ülkede işgal sonrası eğitim neredeyse sıfıra indi, altyapı tamamen bitti, sağlık koşulları çok kötü oldu ve ülke arazisi mayınlarla doldu.
Ülkede, bugün bile çözüme kavuşturulamamış birçok sorunun kaynağını oluşturan işgal, milyonlarca sivilin hayatını etkiledi.
Sivil kayıpların yanı sıra yakın tarihin en büyük insani dramlarından birine neden olan işgal, 5 milyondan fazla Afgan'ın evlerini terk ederek komşu ülkeler Pakistan ve İran'a göç etmesine neden oldu.
Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan mültecilerin 3 milyona yakını Pakistan'da, 2 milyondan fazlası İran'daki kamplarda zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.
Afgan halkı, şanlı direnişiyle Sovyetleri mağlup ettiKimyasal silah kullanan, halkın üzerine savaş uçaklarıyla bombalar yağdıran ve 150 bin kişilik profesyonel bir orduyla kara harekatı yapan Sovyet ordusuna karşın Afgan halkı, şanlı direnişiyle Sovyetleri mağlup etti.
Sovyet güçleri, işgal öncesi Afgan ordusunu da yanına çekebileceğini düşünürken; Afgan ordusunun yüzde 70'i de Afgan cihadına katılarak bu oyunu bozdu.
Büyük kayıplar vermesine rağmen, tarihe "Afgan cihadı" olarak geçen ve Sovyet ordusuna karşı direnen Afgan mücahitleri, kısıtlı imkanlarla dünyanın en büyük ordularından birine karşı mücadele etti ve zaferi kazandı.
Büyük zafer ve direniş, yerini iç savaşa bıraktıİşgalinin sona ermesinin ardından özgürlüğüne kavuşan Afganistan'ı daha çetin günler bekliyordu. Sovyet işgalinin sona ermesinin ardından Moskova tarafından 1987'de göreve getirilen Muhammed Necibullah hükümeti ile muhalif gruplar arasında çatışmalar başladı.
Resmi rakamlara göre, bu çatışmalarda, 400 binden fazla insan hayatını kaybetti. Başkent Kabil'de yoğunlaşan çatışmaların ardından Necibullah, 1992'de görevi bıraktı.
Afgan halkı istediği, arzuladığı, hayalini kurduğu özgür ve refah ortamına kavuşamadan büyük zafer ve direniş, yerini iç savaşa bıraktı.
Taliban'ın ortaya çıkışıAfganistan'da iç çatışmalar nedeniyle artan yönetim boşluğu ve istikrarsızlık, yeni örgütlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Onlardan biri, ülkenin güneyindeki Kandahar vilayetinde 1994'de ortaya çıkan Taliban oldu. Taliban, 1996'da başkent Kabil'i ele geçirmesinin ardından "Afganistan İslam Emirliğini" kurduğunu ilan etti.
Taliban'ın yönetime el koymasının ardından ülkedeki iç çatışmalar, güç kavgasından etnik savaşa dönüştü. El Kaide'nin de desteğini alan Taliban, ülkenin yüzde 90'a yakınını kontrol altına aldı.
ABD'nin 7 Ekim 2001'de başlattığı Afganistan saldırılarına kadar yönetimde kalan Taliban örgütü ile diğer gruplar arasında yaşanan çatışmalarda, binlerce sivil hayatını kaybetti.
ABD işgali de Afganistan'a istikrar getirmedi. Ülkede, son yıllarda Taliban ile Afgan güçleri arasındaki çatışmalarda ciddi artış gözleniyor.
Afganistan'da halen şiddet olayları dinmek bilmezken, her gün çatışma, saldırı ve patlamalarla dünya gündeminden düşmüyor.