ANKARA (AA) - SEFA ŞAHİN - Hazreti Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretinin esas alındığı hicri takvimin ilk ayı olarak hicri yılbaşı kabul edilen muharrem ayının ilk günü yarın başlayacak.
Konuya ilişkin AA muhabirine bilgi veren Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Cenksu Üçer, "hicret", "hicri yıl", "muharrem ayı", "muharrem ayının onuncu gününü ifade eden aşure" ile "Kerbela olayı"nın İslam toplumlarının hemen hemen hepsinde önem atfedilen unsurlardan olduğunu belirtti.
Bu öneme istinaden İslam coğrafyasında bu ayda oruç tutulduğunu, aşure pişirilerek dağıtıldığını, Kerbela'da Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin ile şehit olanların yad edildiğini ifade etti.
"İnsanlık tarihi için önemli hadiseler gerçekleşti"Üçer, muharrem ayının onuncu gününün, insanlık ve iman tarihi için birçok önemli hadisenin yaşandığı bir zaman dilimini ifade ettiğini dile getirdi.
Üçer, hadis kaynaklarında Hazreti Nuh'un gemisinin ve Hazreti Musa'nın kurtuluşu hakkındaki kayıtların yer aldığını anımsatarak, kültür tarihine ait eserlerde ise Hazreti Adem'in tevbesinin kabulü, Hz. İbrahim'in ve Hz. Yunus'un kurtuluşları gibi önemli olayların aşure gününde gerçekleştiğinin kabul edildiğini hatırlattı.
Bugünün peygamberler tarihi açısından da önemli olduğunu vurgulayan Üçer, "Muharrem ve aşure aynı zamanda Peygamberimizin torunu Hazreti Hüseyin'in bu ayda ve aşure gününde şehid edilmesi nedeniyle artık daha çok bu müessif olayla da hatırlanır olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.
"Kerbela'nın doğru anlaşılması ve dersler çıkarılması gerekiyor"Hazreti Hüseyin ve çoğu ehlibeytten 70'den fazla insanın, 10 Muharrem 61 yılında siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela'da şehit edildiğini anlatan Üçer, bu elim olayın Hazreti Muhammed'i ve onun ehlibeytini seven müminleri derinden yaraladığını belirtti.
Üçer, Müslümanlar tarafından Kerbela hadisesinin doğru okunması, anlaşılması ve dersler çıkarılması gerektiğini ifade ederek, şunları dile getirdi:
"Kerbela'nın en büyük mesajı birlik, beraberlik ve kardeşliktir. Eğer bu mesajı doğru anlayamazsak İslam coğrafyasında, hüznün ve matemin en acılı hikayeleri yaşanmaya devam edecektir. Maalesef bugün Halep'ten Yemen'e, Gazze'den Myanmar'a İslam ülkeleri ve beldeleri adeta birer Kerbela olmuş durumdadır. Kerbela'yı anlamak Hazreti Hüseyin'i iyi tanımaktır. Elbette Hz. Hüseyin'in yolu, Allah'ın elçisi Muhammed Mustafa'nın yoludur. Hz. Hüseyin'i anlamak hakkın, hukukun, özgürlüğün, adaletin, vefanın, sözüne sadık kalmanın yoluna baş koymaktır. Hazreti Hüseyin'i sevmek onun uğruna can verdiği değerleri sahiplenmektir."
"Muharrem ayında oruç tutulması tavsiye ediliyor"Hazreti Muhammed'in muharrem ayının "haram aylardan" olduğunu bildirdiğini anlatan Üçer, "Ayrıca Hazreti Peygamber ramazan ayı orucundan sonra en faziletli orucun bu ayda tutulan oruçlar olduğunu bildirerek, Müslümanlara bugünlerde oruç tutmalarını da tavsiye etmiştir. Bu bağlamda, muharrem ayının onuncu gününün bir öncesi ya da sonrasıyla, özellikle tasavvuf ekolü mensupları arasında ise muharremin 1'inden başlamak üzere kimi 10 gün, kimi de 12 gün oruç tutulmaktadır." bilgisini verdi.
Üçer, muharrem ayının ortak geleneklerinden biri olan aşure ya da aşure aşının birlik ve beraberliğin, paylaşma ve dayanışmanın bir simgesi olduğunu dile getirerek, "Tıpkı aşure aşında bir araya gelen farklı nimetlerin aynı ortak tada katkı sağlamaları gibi milletimiz asırlardır sürdürdüğü gelenekle bugün birlikte yaşamanın gereği olarak sevinci, kederi, nimeti, külfeti, muhabbeti ve meşakkati paylaşmaya devam etmektedir." ifadelerini kullandı.