Aralarında, Yazar Ertuğrul Başer, Prof. Dr. Edibe Sözen, Prof. Dr. Erdal Baykan, Gazeteci Ahmet Tezcan, Prof. Dr. Erol Göka, Eğitimci Serdar Kaya, Gazeteci Yazar Güldalı Coşkun, Gazeteci Halime Kökçe, Avukat Safa Mürsel ve Sosyolog Ercan Şen'in aralarında bulunduğu çok sayıda aydın, "PKK şiddeti ve terörüne karşı bir ortak payda, kırmızı çizgi inşa edelim" sloganıyla çağrıda bulundu.
"Türkiye Ananın bütün çocuklarına çağrımızdır" başlığıyla yayımlanan çağrıda, "Türkiye Ana"nın, İzmir’de başı dara düşmüş çocuklarının imdadına koşmuşken, dişiyle tırnağıyla toprak altından bir canını daha kurtarmaya çalışırken, Hakkari’den 3 çocuğunu kaybettiği haberinin geldiği hatırlatıldı.
Terör örgütü PKK'nın, Hakkari’nin Derecik bölgesinde yol inşaatında çalışan işçilere füzelerle, uzun namlulu silahlarla saldırdığı, evine ekmek götürmekten başka amacı olmayan 3 vatandaşın şehit düştüğü vurgulanan çağrıda, "Birisi askere gitmeye, vatan borcunu yerine getirmeye hazırlanan daha 20 yaşında, murat almamış bir çocuk." değerlendirmesinde bulunuldu.
Şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileğinde bulunulan çağrıda, daha sonra düzenlenen operasyonlarda Hakkari Şemdinli sınır bölgesinde, saldırıya katıldığı tespit edilen 5 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi.
Bu tek olayda da görüldüğü gibi, Türkiye'nin artık emperyalist devletlerin taşeronluğunu yapan terör örgütlerinin istediği gibi cirit attığı bir ülke olmadığı vurgulanan çağrıda, "Kimsenin ettiği yanına kalmaz, kalmıyor. Türkiye, kimsenin kendisine ettiğini yanına bırakmaz, bırakmıyor." değerlendirmesi yapıldı.
Çağrıda, şu ifadelere yer verildi:
"Ama ateş düştüğü yeri yakar. Her seferinde ateş Türkiye Ananın bağrına düşüyor, hepimizi yakıyor. Nereye kadar? Nereye kadar PKK ocaklara ateş düşürmeye, ocaklar söndürmeye devam edecek? Hiç düşündünüz mü PKK, bu sosyalist terör örgütü, bu cesareti nereden alıyor? Hiç düşündünüz mü PKK bu cesareti, şu veya bu sebeple onun vahşetine susanlardan alıyor. Türkiye demokratik bir cumhuriyettir, bu topraklarda Kürtlerin de Türklerin de şiddetle elde edeceği bir şey yoktur! Bu topraklarda, bu bayrak altında yaşayan bütün kimlikler eşit ölçüde anayasal güvence altında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Uzun, sorunlu, darbelerle kıyılmış bir tarihten geldik, tabii ki eksiğimiz kusurumuz var, ama bunlar ancak kanın, şiddetin, silahın olmadığı meclislerde, aynı masada, yan yana diz dize konuşarak çözülebilir.
Biz bu çağrıda imzası olanlar, içinden geldiğimiz bu uzun darbelerle kıyılmış tarihin sıcak hafızasına binaen, öncelikle şu veya bu sebeple, şunu veya bunu hesap ederek PKK’nın vahşetine ses çıkarmayanlara sesleniyoruz, eteğinizdeki taşı dökün, canımız yanıyor, sebeplerinizi, hesaplarınızı bir yana bırakın. Sendika ve meslek örgütlerine, siyasi partilere, insan hakları örgütlerine, diğer sivil toplum kuruluşlarına ve Türkiye Vatanın bütün çocuklarına sesleniyoruz, canımız yanıyor, gelin eteğimizdeki taşları dökelim, sebeplerimizi, hesaplarımızı bir yana bırakalım.
Canımız yanıyor, gelin PKK'nın şiddetini, terörünü kayıtsız şartsız ret ve mahkum edelim. Hepimizin anası olan 'Türkiye Ana'nın kucağında terörsüz, şiddetsiz, kansız, silahsız bir hayat için ortak bir arzu ve irade inşa edelim. Nereden gelirse gelsin her türlü şiddeti dışlayan bir ortak payda, bir mutabakat, bir kırmızı çizgi inşa edelim, ikna ve rızaya dayalı demokratik siyaseti vazgeçilmez ortak payda kılan bir irade ve inisiyatif geliştirelim. Zor değil, uzun zamandır bu eşikte bir sarkaç gibi sallanıyoruz, artık eşiği geçmeli, geçebiliriz."