Meclis’te düzenlediği basın toplatışında Tarım ve Orman Bakanlığının “Hindistan’dan buğday almıyoruz. Bugüne kadar da almadık” açıklamasını eleştiren Sarıbal, uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu ithalatçı bir ülke olmamızdan dolayı bu tür söylentilerin kamuoyunda kabul gördüğünü aktardı. “Yani bunlar durup dururken ortaya çıkan söylentiler değil. Sizin beceriksizliğiniz sonucu, halkın tek bir kelime üzerinden ürettiği devasa gerçekler. Hindistan’dan almamış olabilirsiniz ama yaptığınız işler öyle anlamsız ki halkın bu tür sonuçlar çıkarmasına neden oluyor’ diyen Sarıbal, “Geçen yılın ağustos ayında TMO yüksek fiyatlardan dolayı açtığı 515 bin tonluk arpa ihalesini iptal etti. Ardından bu yılın ocak ayında 400 bin tonluk buğday ihalesinin ancak 4’te 1’ini alabildi. Nisan ayı sonunda yüksek fiyatlardan dolayı 480 bin tonluk buğday alım ihalesini iptal etmek zorunda kaldı.
Siz şimdi bütün bunları kamuoyu önünde yapacaksınız, kamuoyunca bunlar görülecek, bilinecek ve siz dönüp diyeceksiniz ki ‘biz Hindistan’dan ürün almıyoruz.’ Yaptığınız yanlışların kamuoyu tarafından algısı bu” diye konuştu.
Bakanlık halkı yanıltıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Buğdayda yeterlilik oranımız %102’dir” açıklamasını da eleştiren Sarıbal, şöyle devam etti:
“Bir taraftan ısrarla ‘biz kendi kendimize yetiyoruz’ algısı yaratmaya çalışıyorlar öbür taraftan TMO ithalat için ihaleye çıkıyor, alamayınca iptal ediyor. TMO bir yandan geçen yıl ekmeklik ve makarnalık buğdayın tonuna 2 bin 250 lira ile 2 bin 500 lira fiyat veriyor ama dışarıdan tonunu 6 bin 6 bin 700 liraya kadar buğday alıyor. Aldığı buğdayı da ekmek fiyatı artmasın diye 2 bin 650 liraya un sanayine satıyor. Bu halk sizin neyinize inansın.
Tarım ve Orman Bakanlığı, ‘TÜİK verilerine göre 2020-2022 yıllarında yeterlilik oranlarımız ekmeklik buğdayda %89,2, makarnalık buğdayda %259 olup buğdayda yeterlilik oranımız %102’ diyor. Yani ‘biz yeterliyiz’ diyor. Oysa sadece 2021 yılında 8,1 milyon ton buğday ithal edildi. Karşılığında 2 milyar 440 milyon dolar verildi. Bunun 2,7 milyon tonunu TMO alarak içeride un sanayiine ucuz vererek ekmek fiyatları artmasın diye bir tutum sergiledi. Nasıl oluyor %102 yeterliliğiniz? Keyfinizden dolayı mı bu buğdayı pahalı alıp un sanayine ucuz verdiniz? Bu aklımızla adeta alay etmek değil midir? Bu rakamlarla topluma yalan söylemek değil midir?”
Türkiye tam ithalatçı
Tarım ve Orman Bakanlığının tarım dış ticareti ile ilgili verdiği bilgileri de değerlendiren Sarıbal, Bakanlığın bu konuda da rakamları çarpıttığını söyledi. Sarıbal, şöyle devam etti:
“Türkiye 2002’den 2021’in sonuna kadar toplam tarımsal hammaddelerde 272 milyar dolarlık ithalatı var 278 milyar dolarlık ihracatı var. Yani 6 milyar dolarlık bir fazla var. Bu gıda ve diğer tarım ürünlerinin toplamı. Bunda ne var gazoz, un, bisküvi, çikolata, kösele var. Her türlü ürün var. Biz tarlalarımızda kösele, un, gazoz, çikolata üretmiyoruz. Tarımsal bakıyoruz. Bitkisel ve hayvansal üretim. Tarımsal ithalat ihracata baktığımızda 2002 ile 2021 yılı sonu itibariyle toplam 129 milyar 117 milyon dolarlık ithalatımız var. Buna karşılık 92 milyar 517 milyon dolar ihracatımız var. 36,6 milyar dolar açığımız var. Türkiye hayvansal ve bitkisel ürünlerde çok açık bir şekilde ithalatçıdır.
2002’den 2021 yılı sonuna kadar sadece buğdayda 80 milyon ton ithalat var. Bu ithalat karşılığında verilen para 21 milyar dolar.
Bakanlık örnek verdiği için söylüyorum, 2002’den 2021’in sonuna kadar 216 milyon ton kuru fasulye ihracatımız var. Buna karşı ithalatımız 605 milyon ton. İthalat karşılığında ödenen para 671 milyon dolar.
Aynı süreçte yağlık ayçiçeğinde 11 milyon 700 bin ithal ettik karşılığında 6 milyar 53 milyon dolar ödedik.
Soya fasulyesinde 32 milyon ton ithalata 14 milyar dolar para ödendi.
15,6 milyon ton pamuk ithalatına 26 milyar 332 milyon dolar ödendi.
17 milyon 979 bin ton kepek ithalatına 3 milyar 159 milyon dolar para ödendi.”
Bu düzen değişecek
CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Sarıbal, sözlerinin sonunda “Bu düzen değişecek. Bu düzen bozuk düzen. Gideceksiniz. Bu ülke tekrar hakça bölüşen, ithal eden değil gıda egemenliğini ve gıda güvenliğini sağlayan yabancı ülke ve şirketlere bırakan değil, kendi topraklarında ürettiği ile kendi insanının karnını doyuran gıda egemenliğini ve gıda güvenliğini ellerinde tutan bir ülke olacak. Birlikte başaracağız” diyerek, acil erken seçim talebinde bulundu. Sarıbal, “Acil erken seçim. Erken seçim olmadan ülke düzene giremez” dedi.
