Mehmet dedenin Burdur Gölü manzaralı barakasında keyif dolu yaşamı

Burdur Gölü manzaralı barakasında tek başına doğayla iç içe yaşam süren 78 yaşındaki Mehmet Özcan, diktiği zeytin ve ve çam fıstığı fidanlarının bakımını özenle yapıyor.

Mehmet dedenin Burdur Gölü manzaralı barakasında keyif dolu yaşamı
banner98

Burdur'da imar barışından faydalanarak yapı kayıt belgesi aldığı tek gözlü barakada yaşayan Mehmet Özcan, Burdur Gölü manzaralı alanda doğayla iç içe huzurlu hayat sürüyor.

Yıllarca merkeze bağlı Karakent köyünde yaşayan Mehmet Özcan, bir yaşında babasını, bir süre sonra annesini, 2001'de de eşini kaybetti.

İkinci evliliği yedi ay süren ve hayatta sadece evli bir kız kardeşi olan 78 yaşındaki Özcan, 40 yıl çobanlık, 20 sene de çiftçilik yaptıktan sonra emekli oldu.

İki yıl önce köyünün 2 kilometre yakınındaki Hazine arazisine kurduğu ahşap ve sac kaplama barakasına imar barışından faydalanarak yapı kayıt belgesi alan Özcan, kendisini ağaçlandırmaya adadı.

Doğayla baş başa huzur içinde yaşamını sürdüren Özcan, diktiği zeytin ve çam fıstığı fidanlarının bakımını özenle yapıyor.

Kaldığı arazide her sabah erkenden kalkıp yakacağı odunları hazırlayan Özcan, 2 köpeği ve 3 kedisiyle huzurlu yaşam sürüyor.

Bal ikram etmek için araziye arı kovanı yerleştirdi

Araziye arı kovanları da yerleştiren Özcan, yoldan geçen ve kendisini ziyaret edenlere de bal ikram ediyor.

Birkaç parça mısır ekmeği, bir tabak bal ve demlediği bir bardak çayla doğada huzurla yaşayan Özcan, arazideki bir kayanın üstüne yaptığı terasta, Burdur Gölü'nü seyrediyor, yanına uğrayanlara da sunduğu ikramlarla bu zevki yaşatıyor.

Elektrik ihtiyacını karşılamak için barakanın çatısına güneş panelleri yerleştiren Özcan, eski radyosundan gündemi takip ediyor, sevdiği türküleri dinliyor.

Dünyada bir eseri kalsın istiyor

Mehmet Özcan, AA muhabirine, huzuru bulmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak için doğada tek başına kaldığını, manzarasını ve diktiği fidanları dünyada hiçbir şeye değişemeyeceğini dile getirdi.

Yaşamı boyunca çok zorluk ve sıkıntı çektiğini belirten Özcan, şöyle konuştu:

"Buraya ilk geldiğimde oturacak yer bile yoktu. Balyozla taşları kıra kıra buraları yaptım, düzenledim. Dünyada bir eserimin kalması için gece gündüz buraları düzenliyorum, fidan dikiyorum. Doğayı, fidan dikmeyi ve buranın eşsiz manzarasını çok seviyorum. Günlerim ağaç dikerek, arı kovanlarına bakarak geçiyor. Bir tek suyum eksik, suyu kilometrelerce uzaklardan bidonlarla getiriyorum. Hangi işe el attıysam Cenab-ı Allah işimi rast getirdi. Buraları fidan dikerek güzelleştirmek için elimden geleni yapıyorum."

Özcan, diktiği fidanlarla insanlığa faydalı olmak istediğini kaydetti.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0