İstanbul Medipol Üniversitesinde 27 Mayıs'tan 15 Temmuz'a Darbeci Zihniyet paneli düzenlendi

İstanbul Medipol Üniversitesinde 27 Mayıs'tan 15 Temmuz'a Darbeci Zihniyet paneli düzenlendi
banner98

İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Büyükaslan, 12 Eylül darbesini öğrenciyken yaşadığını belirterek, "Ne oluyor demeye fırsat vermeden kapıyı tekmeleyip girdiler sınıfa. Size rağmen sizi birlerinin silah zoruyla yönetmesi kadar çirkin bir şey yoktur." dedi.

Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Yusuf Özkır moderatörlüğünde düzenlenen "27 Mayıs'tan 15 Temmuz'a Darbeci Zihniyet" panelinde, Türkiye'deki darbe süreçleri ve etkileri tartışıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Ali Büyükaslan, Cumhuriyet tarihindeki kalkışmalara dikkati çekerek, neredeyse her 10 yılda bir darbe girişimi yaşandığını anlattı.

Büyükaslan, kendini devletin sahibi gören bir zihniyetin varlığına vurgu yaparak, şöyle konuştu:

"12. Cumhurbaşkanı'na kadar görev yapanların altısı asker kökenlidir. Her darbe kendi gerekçesini oluşturur. Meşruiyetini değil ama gerekçisini oluşturur. Kenan Evren o yüzden 'Şartların olgunlaşmasını bekledik.' demişti. Öğrenciyken, sınıfta otururken bir manga asker geldi. Ne oluyor demeye fırsat vermeden kapıyı tekmeleyip girdiler sınıfa. Size rağmen sizi birlerinin silah zoruyla yönetmesi kadar çirkin bir şey yoktur. Ben, en azından 12 Eylül'ü yapan Evren'in kendi sözlerinden bazılarını ifade edeceğim. 'Şartların olgunlaşmasını bekledik.', 'Bizim çocuklar başardı.', 'Asmayıp da beslese miydik?', 'Bir sağdan bir soldan asıyorduk.', 'Aydınlara düşünmesin demiyoruz, sadece düşündüklerini başkalarına söylemesinler dedik.' Rütbeleri söküldü, yargılandılar ama iş işten geçmişti."

Dışarıdan Türkiye'ye hakim olmak isteyenlerin varlığına dikkati çeken Büyükaslan, "Darbelerde millilik söylemleri dile getirilse de dışarıdan sevk ve idare olundu. Ta ki 15 Temmuz'a kadar kimse darbelere direnmedi. Darbeler kendi gerekçeleri için iç ve dış sorunlar oluşturur." dedi.

- "Darbelerden önce Cumhuriyet'in kazanımlarının geri gideceği söylenir"

Türk Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı ise darbelerin demokratik düzenin askıya alındığı, insan hakları ihlallerinin yaşandığı dönemler olduğunu belirterek, "Darbelerin ciddi sonuçları olur, travmalara neden olur. Ağır ekonomik sonuçları olur. İthalatınız ve ihracatınız etkilenir. Size yurt dışından bakış değişir. Kendimize Türkiye'de neden bu kadar çok darbe olur sorusunu sormamız gerekir." diye konuştu.

Türk siyasi hayatında darbe geçmişinin Osmanlı'ya kadar götürülebileceğine değinen Bayraklı, "Türkler asker bir millettir." söyleminin varlığına dikkati çekerek, Türklerin "askerci" ve "militarist" olmadığını söyledi.

Bayraklı, darbe zihniyetinin oluşması aşamalarına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'deki bu tartışma Cumhuriyet ile başlamadı, modernleşme Tanzimat'a ve onun ötesine gider. Bunlar sonucunda ciddi bir Batılılaşma oldu. Modernleşme sonunda bir Cumhuriyet kuruldu. 1923'te kurulan Cumhuriyet'te anayasada 'Devletin dini İslam'dır.' ibaresi vardı, sonra seküler bir anayasaya geçildi. Bu bir kırılmaya neden oldu. Bu kırılma 1960 darbesinde patladı. 'Cumhuriyet'in kazanımlarından geriye gideceksin.' suçlaması yapıldı Menderes'e. Aslında onlar da CHP'nin içinden çıkmıştı. Demokrat Parti iktidarının 10 yılının sonunda bir başbakan ve iki bakan asıldı. O kırılma bugüne kadar devam etti. Şimdi Türkiye'de kutuplaşmadan bahsediliyor. Bu kutuplaşma bugün mü oldu, yoksa modernleşmeyle beraber mi oldu? Bunun sonucunda Türkiye'deki temel sıkıntı bu uyuşmazlık."

Bayraklı, her darbe öncesi toplumun buna hazırlandığını, bu işi dışarıdan destekleyen devletler olduğunu kaydetti.

İran'daki Musaddık örneğini veren Bayraklı, 15 Temmuz olmadan önce yaşanan terör saldırılarını hatırlattı. Atatürk Havalimanı, Beşiktaş ve Sultanahmet'te saldırıların gerçekleştiğini aktaran Bayraklı, "İşe gidip gelirken hep bu tereddütleri yaşadık. Darbeden sonra birçok FETÖ'cü istihbarattan atıldı. Bu saldırıların bu kadar olmasının nedeni bunlara göz yumulması veya desteklenmesinden kaynaklı. Bunlar sistemden sökülüp atılınca bu süreçler kesildi. Toplum aslında buna hazırlanıyordu. Darbenin meşruiyeti böyle hazırlanıyordu." dedi.

- "Zihniyeti değiştirmek zordur"

Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan, 12 Eylül'den itibaren kendisinin da darbe tecrübeleri yaşadığını dile getirerek, "Bu zihniyet, değişen bir zihniyet değil. Bir ülkenin anayasasını değiştirebilirsiniz ama zihniyeti değiştirmek zordur. Biz hala darbe anayasasıyla yönetiliyoruz. Elbette çok maddesi değişti ama bu hala orada duruyor. Bizlerin ve sizlerin geleceğinde sivil anayasaya ihtiyaç var. Devlete ve sivil siyasete alan açacak bir anayasaya ihtiyaç var. Darbeci zihniyetin hala çok diri olduğunu ama sadece biçim değiştirdiğini düşünüyorum." diye konuştu.

"Bizim çocuklar başardı." cümlesinin 12 Eylül için kullanıldığını anımsatan Özkan, FETÖ'nün devlet içinde en fazla yuvalandığı sürecin 12 Eylül ve 28 Şubat olduğunu kaydetti.

Özkan, Türkiye'nin büyük ve önemli bir ülke olduğuna işaret ederek, "Tam da Doğu ile Batı'nın birleştiği yerde bulunuyoruz. Bütün yönler hem ticaret hem de stratejik açıdan bizi önemli kılıyor. Bu nedenle başımız beladan kurtulmuyor. Geleceğimizi inşa edecek olan sizler dikkatinizi buraya vermelisiniz. Bizden öncekiler nasıl özveride bulunduysa sizler de bunu göstereceksiniz. 15 Temmuz'da gençlerin darbeye nasıl karşı olduğunu ve demokrasi için ölümü göze aldıklarını gördük." ifadelerini kullandı.

Darbeci zihniyetin zemin değiştirdiğini ve siyaset gibi meşru alanlara girdiğini aktaran Özkan, gençlere bu değişimin farkında olmaları tavsiyesinde bulundu.

Anadolu Ajansı İstanbul Haberleri Editörü Muhammed Enes Can da panele konuşmacı olarak katıldı.

Konuşmalar ve soru cevabın ardından katılımcılara plaket verildi.

Güncelleme Tarihi: 27 Ekim 2022, 15:35
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0