İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim vaatleri arasında ilk sıralarda yer alan “Halk Süt” projesini, “16 Ekim Dünya Gıda Günü”nde hayata geçirmişti. İmamoğlu, yaklaşık 5 ay önce başlayan ve günde 100 bin çocuğa süt ulaştıran projede görev alan personelle, Gürpınar Su Ürünleri Hali’ndeki İstanbul Yönetim Yenileme A.Ş. (İSYÖN) binasında bir araya geldi. İmamoğlu’na personelle buluşmada İBB Genel Sekreteri Şengül Altan Arslan, İSYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Günaydın ve Sosyal Hizmetler ve Bağımlılıkla Mücadele Daire Başkanı Yavuz Saltık eşlik etti. Etkinlikte ilk konuşmayı yapan Arslan, “Halk Süt” projesinin en önemli ve en çok duydukları proje olduğunu belirtti. Arslan, “Çünkü, siz sadece süt dağıtmıyorsunuz. Aynı zamanda, tam bir sosyal hizmet uzmanının yapması gereken sosyal incelemeyi yapıyorsunuz. İyi ki böyle bir proje yaptık, iyi ki sizleri seçtik. Hakikaten işini hakkıyla yapan insanlarsınız” dedi.
“BARIŞI, HUZURU TETİKLEYİCİ HAMLELERİ YAPMAKTAN ASLA VAZGEÇMEMELİYİZ”
Arslan’ın ardından konuşan İmamoğlu, sözlerine; projede yer alan, çoğunluğu sosyoloji ve psikoloji alanında eğitim almış kadın çalışlar ile ulaştırma görevlilerini “yardım melekleri” olarak niteledi. İmamoğlu, “Aslında, İBB’nin bu önemli ve büyük işinin kapasitesine baktığınızda, gerçekten az sayıda insanın, çok başarılı bir iş yaptığını görüyorum. Katma değeri, vicdani değeri çok yüksek, insani tarafı olağanüstü muazzam. Bu bakımdan, ne kadar gurur duysak bu işle alakalı; kelimeler yetmez. Gönüllerle köprü kurmak, insanlarla bağ kurmak dünyada o kadar değerli ki. Toplum içerisinde çok sorun var, diye düşündüğünüz olayları, küçücük dokunuşlarla aşabilir; kardeşliğe, barışa, mutluluğa huzura dönüştürebilirsiniz. Hatta bir adım ileri gideyim; bazen bu tavır ve davranış inanın o kadar etkilidir ki, uluslararası alanda bile birçok sorunu çözecek seviyededir. ‘Çözümsüz, çok problemli’ dediğiniz birçok şeyi, hisseden insanlar seviyesinde de çözmeniz mümkündür. O bakımdan; barışı, huzuru tetikleyici hamleleri yapmaktan, asla vazgeçmemeliyiz” dedi.

“KALBİ BÜYÜK İŞLER…”
“Bir süt, eve giriyor ve mini minnacık bir çocuğu mutlu ediyorsunuz” diyen İmamoğlu, “Çünkü, o çocuğun daha iyi gelişmesini sağlıyorsunuz. Sizlerle yüz bin çocuğa dokunuyoruz. Yüz bin çocuğa dokunmakla kalmıyorsunuz, yüz bin annenin mutlu olmasına sebep oluyorsunuz. Yüz bin annenin yanı sıra, onun yakın çevresine umut veriyorsunuz. Nedir o umut? ‘Benim başıma bir şey gelirse, benim de çocuğuma benim de aileme sahip çıkacak çok asil ve değerli bir kurum var İstanbul’da.’ Çünkü, sahipsizlik, büyükşehirlerde çok kritik bir problemdir. Siz aslında sahip çıkmanın da bir nevi simgeleri haline geldiniz. Bu iş, yaptığınız bu koşuşturmaca, güvenle sizleri gideceğiniz evlere ulaştıran şoförlerimiz… Aslında her biriniz yıllar boyu konuşulacak bir işi başarıyorsunuz. Bazı işler başlangıçta çok küçük görünür, bazıları alanlarda meydanlarda bizi ‘ti’ye alır, dalga geçer; ama aslında onların tahmin edemeyeceği seviyede; kalbi büyük, hacmi büyük ve duygusu çok büyük işlerdir bunlar. Bu iş, konuşulan büyük projelerin çok üstündedir” şeklinde konuştu.
“HALK MARKETLER’İ HAREKETE GEÇİRECEĞİZ”
Çalışanlara, “Siz, büyükşehir belediye başkanı veya yöneticilerin eli değilsiniz aslında, 16 milyonun elisiniz, vicdanısınız” sözleriyle seslenen İmamoğlu, “Yani aslında, kendiniz için de çalışıyorsunuz. İnanın çok mutluyum. İyi ki böyle bir süreci hızlıca başlatmışız. Yenilerini yapmak zorundayız. Arkadaşlarım çalışıyor; biz, insanlara en temiz gıda erişimini sağlayacağız, göreceksiniz. Bu şehrin onlarca noktasına ‘Halk Market’i açacağız. İnsanların ihtiyaç duyduklarında, oradan ürün alabildikleri, aynı zamanda satın da alabildikleri, bizim kayıtlı kartlarımızın geçtiği ve hiç hissettirmeden, veren elin alan eli görmediği bir biçimde sağlıklı gıdaya eriştikleri Halk Marketler’i harekete geçireceğiz. Bu şehirde, ‘Param yok, sağlıklı beslenemiyorum’ diyen, başta öğrencilerimize, asgari ücretli çalışıp evine ekmek götürmeye çalışan düşük ücretli vatandaşlarımıza, ‘Halk Lokantaları’mızı hizmete geçireceğiz. Bu şehrin yoksulluğuyla, dayanıklı bir şekilde mücadele edeceğiz. Ama bütün bunları yaparken sadece gerçekten ahlakımızla, inancımızla, vicdanımızla hareket ederek, hiç kimsenin kalbini kırmadan, hiç kimseyi rencide etmeden, sadece insanların bugünlerini atlatabilmesi için mücadele edeceğiz. İnşallah bu şehirde hiç yoksulumuz olmasın. Herkesin bol kazançlı evine ekmek götürebildiği, iyi işlerin olabildiği insanlar yaşasın. Bu şehirde biz de o Halk Lokantaları’nı zaman içinde kütüphanelere çevirelim” ifadelerini kullandı.
“HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ”
İmamoğlu, konuşmasını, “Vatandaşını hisseden, vatandaşı ile düşünüp onların ihtiyaçlarını karşılayan yönetimler olduğunuz sürece, bu dediklerimin hepsi mümkün. Başaracağız. Hep birlikte başaracağız. Hepinizi seviyorum. Hikayeleriniz bana geliyor. Yaşadıklarınızdan gurur duyuyorum. ‘İyi ki başlamışız’, cümlemi onun için doya doya söylüyorum. Açıkçası belki benim anlatmam çok anlamlı da olmaz; ama sizin gibi güzel hanımefendilerin, güler yüzlü hanımefendilerin o evlere girdiklerinde ya da burada bizim ya da sizleri emanet ettiğimiz, bu hizmeti de emanet ettiğimiz beyefendi şoförlerimizin deneyimlerini, açıkçası sizin ağzınızdan duymak isterim” sözleriyle noktaladı.

ÇALIŞANLARIN TANIKLIKLARI GÖZLERİ YAŞARTTI
İmamoğlu’nun ardından söz alan çalışanların tanık oldukları anlara ilişkin anlatımları, salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Şiddet gören kadınlardan, cinsel istismara maruz kalan çocukların dokunaklı hikayelerini anlatan çalışanlardan bazıları, gözyaşlarına hakim olamadı. İmamoğlu, Özge isimli çalışanın, “Süt poşetini taşıyamayan hamile kadını fark ettim. Cam silerken kolu kesilmiş. 6 saat ameliyatta kalmış hamileyken. Fizik tedavi süresi uzayınca ücretli tedavi bölümüne geçilmiş. Esra Hanım’a anlattım. Evde sağlık hizmetine yönlendirdik. Doğum yaptı. Umutla doluyoruz. Size çok selamları var. Çok teşekkür ediyor. Çok dua alıyorsunuz” sözlerine, “Sütten çok daha fazlası. Şehrin melekleri gibisiniz. Harika. Tam da istediğimiz şey” karşılığını verdi.

ÇOCUKLARDAM ‘SÜT ANNEMİZ” ALKIŞI
Projede şoför olarak çalışan, “Bizler, girdiğimiz bölgelerde, sahalarda artık tanınıyoruz. Ekip arkadaşımızla bölgeye girdiğimiz zaman, ‘Süt annemiz geldi’, diye alkış tutuyorlar. İnsanlar gerçekten çok mutlu oluyorlar. Bu süt projesiyle milyonlara dokunduk” derken, Salih de “Bu projede gönüllü olarak yer aldım. İstanbul’un arka sokaklarında unutulmuş gönüllere küçük dokunuşlar yaptınız. 6 senedir İstanbul’dayım. İstanbul’da bu kadar ihtiyaç sahibi insanların olduğunu bilmiyordum. Sadece süt anlamında değil, manevi anlamda da onlara destek sağladığımızı gördüm. Manevi anlamda çok büyük bir proje yaptık. Allah sizden razı olsun” ifadelerini kullandı.

“HEPİNİZİN EMEĞİNE SAĞLIK”
Çalışanların birbirinden dokunaklı anılarını dinleyen İmamoğlu, “Ne kadar güzel yol arkadaşları seçmişiz. Siz de kendi becerinizle, duygularınızla, liyakatinizle buraya seçildiniz. Hiçbirinizin özel bir tanıdığı yok. Bizim de istediğimiz o. O kadar güzel görünüyorsunuz ki, tarif edemem. Gönül güzelliğiniz yüzünüze, yüzünüzün güzelliği gönlünüze yansımış. Muazzam görünüyorsunuz. Şoför arkadaşlarımızın vicdanıyla birleşmiş bu çalışmanız. İyi ki varsınız. İnsan, kendini çok huzurlu ve vicdanlı hissediyor. Allah hepinizden razı olsun. Gerçekten çok önemli bir iş olduğunu bir kez daha yaşamış olduk. Hepinizin emeğine sağlık” sözleriyle duygularını dile getirdi.