İçişleri Bakanı Soylu: HDP ile PKK arasındaki ilişki muğlak değil mutlaktır

İçişleri Bakanı Soylu, "HDP ile PKK arasındaki ilişki muğlak değil mutlaktır. Cumhur İttifakı'nın karşısındaki şer cephesinin HDP ile dirsek teması, desteği, muğlak değil mutlaktır." dedi.

İçişleri Bakanı Soylu: HDP ile PKK arasındaki ilişki muğlak değil mutlaktır
banner98

İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Beylikdüzü'ndeki bir otelde kanaat önderleriyle bir araya geldi.

Soylu, geçen günlerde Mısır’da 9 gencin idam edildiği haberini aldıklarını belirterek, "Yabancı gelmedi, çünkü biz bu kısa senaryonun aynısını yaşamıştık. Mısır’daki bu idama Batı sessiz ve tepkisiz kaldı. Biz bunu da yaşamıştık. Ama asıl acıklı olan şudur;
 biz Mısır’da yaşananlardan çok daha büyük acıları, 
çok daha büyük tezgahları, çok daha büyük fitneleri, çok daha fazla sayıda gencimizin şehit haberini, idam haberini aldık. Biz çok daha fazla darbe gördük. Biz çok daha fazla darbeci gördük. Biz onlardan çok daha fazla ihanet gördük." şeklinde konuştu.

Soylu, "Biz 1960’ta darbe gördük, peşinden bize bir anayasa yazdılar; 1980’de bir darbe gördük, peşinden yine bize bir anayasa yazdılar. 15 temmuz 2016’da bir darbeye daha kalkıştılar,
 bir de baktık ki okudukları bildirinin sonunda
 'Endişe etmeyin, biz size yeni bir anayasa yazacağız' diyorlar. Üç hadisenin de akıl hocası, planlayıcısı, aynıydı. Hiç merak etmeyin, Mısır’dakini de kazıyın, altından okyanus ötesi ve ahbapları çıkacaktır." diye konuştu.

Venezüella’da yaşanan olayların ardından da aynı mahfillerin çıkacağını söyleyen Soylu, "Afyon ekimi neredeyse sıfırlanmışken Afganistan’a müdahale edip orayı dünyanın uyuşturucu tarlası haline getiren de aynı kafadır. PKK’ya silah veren, akıl veren, strateji veren, istihbarat veren de 
yine aynı kafadır.
 Yıllarca bu ülkeyi bir şekilde kontrol altında tutmak için, bir istikrarsızlık stratejisi uygulayan, atadığı büyükelçiler eliyle olsun başka kanallar aracılığıyla olsun sürekli siyaseti domine eden, IMF eliyle ekonomiyi yıllardır baygın halde tutan da yine aynı kafadır." dedi.

Soylu, seçimler dolayısıyla sahada olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Sadece bu seçim değil, son 6-7 yıldır yaşadığımız tüm seçimlerde milletimize kendimizce bir derdimizi anlatmaya çalışıyoruz.
 Biz etrafımızda, ülkemizde yıllardır sistemli bir anormallik yaşıyoruz. 1950’lerin ortalarından beri, 1960 ihtilalinden beri bu işleri yaşıyoruz. Nedir yani, bu kadar zamandır iktidara gelen siyasetçilerin, yöneticilerin hepsi mi basiretsizdi? Bunlar dünyanın her yerinde olan işler miydi? 
Dünyanın bizim ölçeğimizdeki hangi ülkesinde bizdeki gibi her ülkesinde on yılda bir darbe oluyordu?
Dünyanın her yerinde Müslümanlar yaşıyor,
 hangisinde kadınların başörtüsü bizdeki kadar mesele olmuştur? Dünyanın hangi ülkesinde IMF bu kadar palazlanabilmişti ve ülke yönetiminde söz sahibi olabilmişti? Biz bunların hepsini yaşadık."

"Erdoğan ve Bahçeli’nin meselesi, birilerinin 31 Mart sonrasındaki karanlık hayalleriyle"

AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın
 2002’den beri verdiği mücadelenin özünün anormalliklerin temeliyle ilgili olduğunu belirten Soylu, "Anayasa değişiklikleri, Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli, terörle aktif mücadele stratejisi, göçü yönetmemiz, uyuşturucuyla mücadele stratejimiz,
vesayet kurumlarıyla mücadelemiz, esas itibarıyla etrafımızdaki bu sistemli anormalliğin kırılmasına ve
 bu ülkenin istikrara, normale kavuşmasıyla ilgilidir. Sistemli anormallik diyorum çünkü asıl tehlike,
 bunun birçok insan tarafından normal görülmesidir. Recep Tayyip Erdoğan bununla mücadele etmektedir.
 Recep Tayyip Erdoğan’ın kavgası şu veya bu partiyle değildir. Erdoğan’ın ve AK Parti’nin mücadelesi;
 60-70 yıldır, millet iktidara geldikten beri
 bu ülkenin yaşadıklarıyla ilgiliydi.
 Hem Recep Tayyip Erdoğan’ın,
 hem de Sayın Devlet Bahçeli’nin meselesi, partilerle,
belediye başkanlıklarıyla değil, 
birilerinin 31 Mart sonrasındaki karanlık hayalleriyle ilgilidir." değerlendirmesini yaptı.

"CHP ile HDP arasındaki ilişki de muğlak değil mutlaktır"

31 Mart'ta verilecek kararın önemine değinen Soylu, "Vereceğimiz karar şudur: dağda mücadele ettiğimiz PKK’nın belediye binasından içeri girmesine izin verecek miyiz vermeyecek miyiz?
 Mesele bu kadar basittir, açıktır ve nettir. kimse kusura bakmasın, HDP ile PKK arasındaki ilişki muğlak değil mutlaktır. Bugün CHP ile HDP arasındaki ilişki de muğlak değil mutlaktır. Cumhur İttifakı'nın karşısındaki şer cephesinin HDP ile dirsek teması, desteği, muğlak değil mutlaktır.
 Bu ilişkileri başka şekilde tarif edemeyiz.
" dedi.

Vatandaşların vereceği oyların aslında nereye gittiğine bakmakla mükellef olduğunu kaydeden Soylu, şöyle devam etti:

"Beylikdüzü’nden verilecek oy, Kandil’e ulaşıyorsa, 
bu kanallar bu seçimde açılmışsa, biz elbette ki buna beka seçimi deriz ve AK Partili de olsak, Milliyetçi Hareket Partili de olsak 'burada bir milli mesele var' deyip 
buna ilişkin bir sorumluluk hissederiz.
 Efendim, Süleyman Soylu kapı kapı geziyormuş, sert konuşuyormuş da İçişleri Bakanı böyle konuşur muymuş? Evet konuşurum.
 Kimse kusura bakmasın;
 ben dağda 5 metre kar altında görev yapacak evlatlara; 
anne babaların bana emanet ettiği evlatlara; 
taziye telefonu açtığım zaman 'bakanım sen üzülme, vatan sağ olsun' diyecek kadar mangal yürekli babaların evlatlarına 'hadi aslanlarım, teröristin peşinden gidin' derken,
kendim gelip şu seçimde bu kirli ittifaka iki kelime söylemezsem; HDP’yi meclise taşıyıp hem HDP’ye hem PKK’ya can suyu veren CHP’ye; Apo için yürüyen HDP’ye iki kelime etmezsem, kendimde eksiklik hissederim; 
o çocuklardan da bu milletten de Cenabıhak’tan da utanırım."

Soylu, "Burası dün kurulmuş bir devlet değildir,
 bu millet de dünyaya dün gelmiş bir millet değildir.
 Biz siyaset de biliriz, lafın nereye gittiğini de biliriz. Hem PKK’nın partisiyle kol kola yürüyeceksin,
 adamlar seni her gittiğin yerde destekleyecekler. Ağzını açıp tek kelime etmeyeceksin. 'Benim yanımda sizin ne işiniz var, defolun' demeyeceksin, adamlarını cenazelerine göndereceksin. Cezaevindekileri ziyarete göndereceksin,
 hapishane ziyaretlerinden Kandil’e selam çakacaksın, moral vereceksin, Diyarbakır Sur’daki terör eylemlerine destek veren HDP’li belediyeye, görevden aldığımız için geçmiş olsuna gideceksin. Hem de döneceksin, milletin karşısına çıkacaksın
. Bu seçim normal seçim, belediye seçimi diyeceksin. Bu millet bu teraneyi yemez. HDP belediyecilik mi konuşuyor yoksa Apo’yu mu konuşuyor? CHP belediyecilik mi konuşuyor yoksa AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan mı konuşuyor?" şeklinde konuştu.

"Onlar PKK'nın robotları olarak konuşuyorlar"

Bakan Soylu, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın, "Sandığa bugün için gitmiyoruz. 40 yıllık mücadelemizin sonucu olarak gidiyoruz." söylemine tepki gösterdi.

"40 yıllık mücadelesi nedir, PKK. PKK, 40 yıl önce kuruldu da onun için." diyen Soylu, şöyle devam etti:

"Bunları şımartmaya gelmez. Meclisteki İçişleri Bakanlığı Komisyon Bütçesi'nde adını sanını bilmem, onların adının sanının da bir önemi yok zaten. Çünkü kendi kişilikleri yok. Onlar PKK'nın oradaki robotları olarak konuşuyorlar. Bize dedi ki, yüzümüze karşı; Şırnak'taki, Mardin'deki askerleriniz, polisleriniz, işgal askerleri, işgal polisleri. Ben ağzının payını verdim, haddini bildirdim ama o sözü söyleyene değil, buna o sözü söyletene bakmamız lazım."

"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne PKK'yı musallat etmeyin'

"Bir oy CHP'ye, bir oy da HDP'ye vereceksiniz." diyenlerin Türkiye'nin başına musallat edilmemesini isteyen Soylu, şunları kaydetti:

"Benim size söyleyeceğimiz tektir. Kime bakarsanız bakın, neyi söylerseniz söyleyin ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Beylikdüzü Belediyesi'ne PKK'yı musallat etmeyin. Benim sorumluluğum kadar sizlerin de sorumluluğu var. Bu ülke benim ülkem olduğu kadar sizlerin benden daha fazla ülkesi. Bu ülke hepimizin ülkesi. Ne olursunuz musallat etmeyin. Bunların çünkü buradan elde edeceği güçle beraber atacağı adımları hesap dahi edemeyiz. Bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız."

Soylu, terör örgütü yandaşlarının öne bir kişi koyup, arkasında istedikleri gibi bir dünya dizayn edebileceklerine dikkati çekti.

"İstanbul bütün dünyanın göz bebeğidir"

İstanbul'un önemli bir kent olduğunun altını çizen Soylu, "İstanbul bütün dünyanın göz bebeğidir. Biz İstanbul'a elimizdeki inci gibi bakmak zorundayız. Onu iyi yönetmek zorundayız, iyi insanlarla yönetmek zorundayız. Yarın öbür gün birilerinin oyuncağı olacağı kişilerle değil, adım attırılmayacak kişilerle beraber değil, bu kadar açık ve net..." diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın meselelerin çözümünde en yetkin, pratik, gönlü geniş ve Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu en tecrübeli insanlardan biri olduğunu dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eserleri belli; Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, internet ağları... Türkiye'de büyük eserlerin altına imza attı. Ve şimdi İstanbul için bir sıçrama dönemi daha gelmiştir. Hizmetlerin peş peşe olabileceği bir dönem daha gelmiştir. İstanbul'a hakikaten nitelikli, İstanbul sevdalısı ve İstanbul gönüllüsü birisinin elinin değmesi lazım. Binali Bey, tam da zamanıdır şu an."

"Bizi Pensilvanya'ya güldürmeyin"

Soylu, dağlarda bulunan 15 bin teröristin büyük çoğunluğunun etkisiz hale getirildiğini aktarırken, şimdi 700 terörist kaldığını ifade etti.

Süleyman Soylu, terör, uyuşturucu ve asayişte Cumhuriyet tarihinin en parlak sonuçlarının alındığını belirtirken, "Ne olursunuz ama ne olursunuz Kandil'in önünde bizim boynumuzu eğik bırakmayın, bizi Pensilvanya'ya güldürmeyin. Ne olursunuz, onların eline fırsat vermeyin. Mesele Ahmet-Mehmet, mesele Süleyman meselesi değildir, mesele milletimizin, vatanımızın, ülkemizin meselesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin ilk kez yükselme dönemi içerisine girdiği kaydeden Soylu, böyle bir fırsat yakalanmışken, buna çelme takmaya çalışanlara fırsat verilmemesini istedi.

"28 Şubat’ın üzerinden bu millet 50 gramlık oy pusulasıyla buldozer gibi geçmiştir"

Soylu, 1969 yılından itibaren ilk kez 4,5 yıl seçim olmayacak bir döneme adım atıldığını belirterek, "50 yıldır bu ülkede 4,5 yıl seçim olmadığı olmadı. Hep bizi uğraştırdılar. Bugün 28 Şubat. Biz 1000 yıldır bu topraklardayız. 28 Şubat bize şu mesajı verdi: 28 Şubat bin yıl yaşayacak dedi. Annenizin, babanızın, dedenizin öğrettiklerine, medeniyetinize, tarihinize, inancınıza itibar etmiyoruz. Biz size yeni bir bin yıl çiziyoruz. Kendi ilkelerimizle. 15 yaşından küçük çocuklara Kur'an-ı Kerim öğretmediler bu ülkede. Yasak dediler. Benim kendi evladım da o yaşlardaydı. Başı açık başı örtülü annenin iki evladını birbirinden ayırdılar. 28 Şubat’ın üzerinden bu millet 50 gramlık oy pusulasıyla buldozer gibi geçmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

İnsanların değerleriyle ve kutsallarıyla korkutulduğunu da söyleyen Soylu, şöyle devam etti:

"Bugün bedellerini ödediğimiz en büyük soygunları gerçekleştirdiler. Türkiye’nin en büyük ekonomik krizlerine girmesine sebebiyet verdiler. Gecelik faizler yüzde 8 binlere çıktı. Bankalar battı. Milyonlarca insan işsiz kaldı. Türkiye itibarsız, yatırım yapılmayacak... 'Acaba biz ne yapacağız?' diye herkesin kafasının karıncalandığı bir ülke haline gelmişti. 10 yıllardır bu senaryo yapılıyor. Biz niye bugün sokaklardayız? Sadece bugün mü bu müsibetleri başımıza musallat ettiler. Aynılarını o gün de musallat ettiler. İstemediler çocuklarımız avukat, doktor olsun. İçimizde terör olsun. Bize yukarıdan aşağıya sürekli talimat versinler. IMF’nin sıradan bir adamının neredeyse bakanları sıraya dizdiği bir Türkiye tablosu, öz güvenimizi içimizden aldılar."

"31 Mart seçimleri alelade bir seçim değildir"

Soylu, "Gezi olayları, 17-25 aralık darbesi, 6-7 Ekim olayları, 15 Temmuz... Sadece bunlar mı? Avrupa Parlamentosu'ndan kuşatmalar, Türkiye’yi küçük düşürtmeler... Biz dünyanın en kıymetli toprağını kendimize vatan yaptık. Biz niye 3. Havalimanını, YHT’i yaptık? Müteahhitler para kazansın diye mi? Biz bu kadar küçük mü düşünüyoruz? Bizim çektiklerimizi bizden sonrakiler gelecek nesiller çekmesin diye. Kimse benim ülkem üzerinde plan yapmasın diye. Bundan 1,5 yıl önce Irak’ın Kuzeyinde bunlar devlet kurmaya çalışmadılar mı? Arkasında Amerika, Fransa yok muydu?" diye konuştu.

Türkiye'nin güçlü durduğunu ifade eden Soylu, "Bütün bunları elimizdeki ATAK Helikopteri, insansız hava aracı, şehir hastaneleri değiştirmiyor. YHT’ler, 81 ildeki üniversiteler değil, bütün bunları değiştiren 50 gramlık oy pusulası, sandık ve demokrasi değiştiriyor bunları. Oy değiştiriyor." dedi.

Terörle mücadeleye devam ettiklerini belirten Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben İçişleri Bakanıyım. En çok benim işim var belediye seçimleriyle. Eğer siyasal istikrar devam etmezse iç güvenliği tutabilmek mümkün değildir. 31 Mart seçimleri alelade bir seçim değildir. Gece yarılarına kadar çalıştık, bir derdimiz var bizim. Siyasal istikrarı devam ettirmek zorundayız. Türkiye’de 4,5 yıl seçim yok. Türkiye'nin sıçramasını, zenginleşmesini istiyoruz. 6-7 yıldır anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getiriyorlar. Adam çıkacak suratında meymenet olmayacak, diyecek ki: 'Kürdistan’da biz kazanacağız.' bunu söyleyen kim? HDP'nin eş başkanı. HDP 15 ilde tüm vekilleri, ben onlara milletvekili demem. Kim derse desin beni ilgilendirmiyor. Onlar milletvekili olamaz. Onlar Doğu ve Anadolu’daki kardeşlerimizin vekili olamayacak kadar karakterden yoksun insanlardır. 13-14 yaşındaki kızları alıp dağa götürecekler. Orada Murat Karayılan denilen hayvana orada meze yapacaklar. Ve onlara ses çıkartmayacaklar. Ben onlara milletin vekili diyeceğim. Dersem bana yazıklar olsun."

Tarihin en önemli döneminde olunduğunu ifade eden Soylu, "FETÖ’den kurtulduğumuz, sıyrıldığımız. Bu ülkenin kendi öz güvenini yakaladığı. 17 yıldır dünyayı bilen, Türkiye’yi bilen bir liderle beraber biz bu fırsatı kaçıramayız. Gece gündüze çalışırım çünkü Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu irade bir daha bu ülkeye zor gelir." dedi.

Muhabir: Berk Özkan, Kaan Bozdoğan


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0