Emine Erdoğan: Kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Hep birlikte şiddeti ortadan kaldıracak adımlar atmalıyız. Bunun ilk adımı, elbette kadınlarımızı güçlendirmektir. Kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir." dedi.

Emine Erdoğan: Kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir
banner98

MARDİN (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Terör örgütleri, buradan yükselen ışığı asla söndüremeyecekler. Hep birlikte, Türk, Kürt, Arap ayrımı yapmadan, umutsuzluk ve korkuyu bu topraklardan sileceğiz. Bilimi ve sanatı burada, yeniden dirilteceğiz. Kadınlarımızın bu süreçte büyük bir misyon üsteleneceğini düşünüyorum. Çünkü kadınlar birleştiricidir." dedi.

Mardin'de, Büyükşehir Belediyesi ve Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) öncülüğünde Valilik, GAP İdaresi ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi desteğiyle "Bir Dünya Kadın" sloganıyla "Uluslararası Mardin Kadın Sempozyumu" düzenlendi.

Bir otelde gerçekleştirilen iş, siyaset, medya, sivil toplum ve akademi dünyasından kadınları Mardin'de bir araya getiren sempozyumda tanıtım filmi izlendi, müzik dinletisinde Türkçe ve Arapça şarkılar seslendirildi.

Sempozyumun açılışında konuşan Emine Erdoğan, farklı din, dil ve etnik yapıların bir arada yaşadığı, bu güzel şehirde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

"Mardin, bir masalın ilk cümlesi gibi bir şehir"

"İnsan Mardin'i beş dakika seyretmekle, metropollerin keşmekeşinde hiç imkan bulamadığı bir yolculuğa çıkıyor. Coğrafya böyledir, insanı şekillendirir, yoğurur, ruhuna renk verir." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mardin, bir masalın ilk cümlesi gibi bir şehir. Işık nasıl doğudan yükseliyorsa, insana ilham veren her güzellik de bu topraklardan yükseliyor. Büyük şehirlerde binaların arasına sıkışmış bir çocuğun hayal dünyası ile bir Mardin evinin damından, uzansa yıldızlara eli değecek bir çocuğun dünyası aynı olabilir mi? Bu topraklar yüzyıllardır, şairlere, bilim insanlarına, kaşiflere mekan olmuştur. İşte tam da bu nedenle, terör örgütleri yıllardır, yükselen bu ışığın üzerini kalın bir perde ile örtmeye çalıştı. Şu berrak gökyüzü, gençleri bilime, sanata, edebiyata heveslendirirken, hain emeller, büyük doğumlara set oldu. Nice insanımızı teröre kurban verdik. Hepsine Rabbimden rahmet diliyorum. Geride kalan anaların, eşlerin, evlatların acısını paylaşıyorum."

"Terör örgütleri buradan yükselen ışığı asla söndüremeyecekler"

Devletin terörün kaynaklarını yok etmek, yaşamı korkudan arındırmak için tüm gücüyle mücadele ettiğine işaret eden Erdoğan, "Terör örgütleri, buradan yükselen ışığı asla söndüremeyecekler." diye konuştu.

Erdoğan, "Bizler hep birlikte, Türk, Kürt, Arap ayrımı yapmadan, umutsuzluk ve korkuyu bu topraklardan sileceğiz. Bilimi ve sanatı burada, yeniden dirilteceğiz inşallah. Kadınlarımızın bu süreçte büyük bir misyon üsteleneceğini düşünüyorum. Çünkü kadınlar birleştiricidir." ifadelerini kullandı.

Kadınlar 15 yıl öncesinden farklı bir noktada

Böylesine tarihi bir dokuda kadınlar üzerine konuşmanın ayrı bir mutluluk vesilesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu anlamlı buluşmanın hayırlara vesile olmasını diledi.

Erdoğan, bugüne kadar kadın üzerine sayısız toplantı yapıldığını, kadın sorunlarını ifade eden pek çok cümle kurulduğunu, bundan sonra da bu cümlelerin kurulmaya devam edeceğini ifade ederek, ancak kurulan cümlelerin mahiyetinin artık değiştiğini fark ettiğini aktardı.

Bundan 10 yıl önce, kadınların temel hak ve hürriyetlerinin konuşulduğunu, bugün ise kadınların elde ettiği büyük kazanımlardan bahsedildiğine dikkati çeken Erdoğan, büyük bir memnuniyetle, Türkiye'deki kadınların bugün, 15 yıl öncesinden çok farklı bir noktada olduğunu gördüğünü belirtti.

"Kadınların bugün toplumsal hayattaki yükselişini ele alıyoruz"

Erdoğan, sadece birkaç rakam üzerinden bile bunu net biçimde görmenin mümkün olduğunu anlatarak, gelinen aşamaya ilişkin şu örnekleri paylaştı:

"Kadın istihdam oranı 2002'lerde yüzde 20'lerdeyken, bugün yüzde 30'ları aştı. Keza kadınların iş gücüne katılım oranında yüzde 10'un üzerinde bir artış sağlandı. Kadınlarımızın yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 13'lerden yüzde 40'lara yükseldi. Akademideki kadın öğretim elemanı sayımız, dünya ortalamasının üzerinde. Siyasetten iş dünyasına daha pek çok alanda kadınlarımızın toplumsal hayata aktif katılım sağladığını görüyoruz. 15 yıl önce, 'haydi kızlar okula' derken, bugün temel eğitimde kız-erkek oranının eşitlendiğine şahit oluyoruz. Daha da ötesi, kızlarımızı artık bilim, teknoloji ve mühendislik gibi alanlarda eğitim almaya çağırıyoruz. Çünkü biliyoruz ki kızlarımız, yurt dışındaki akranları ile rekabet edecekler. Hulasa, dün daha çok kadınların ve kız çocuklarının mağduriyetini konuşurken, bugün toplumsal hayattaki yükselişini ele alıyoruz."

Erdoğan, kadın varlığını yücelten bu gelişmelerin elbette kısa sürede olmadığını, bu kazanımların, uzun ve zorlu mücadelelerin sonucunda elde edildiğine dikkati çekerek, "Türkiye'nin en reformist siyasal iradesi ile bu noktalara gelindi." dedi.

"Yeni nesillerin geleceğini teminat altına aldık"

Başörtülü genç kızların üniversite kapılarından döndürüldüğü günleri unutmadıklarını aktaran Erdoğan, etnik aidiyetleri nedeniyle dışlanan kadınların yüreklerde hala bir yara, devlet dairelerine giremeyen, mesleklerinden men edilen kadınların, herkesin hafızasında olduğunu dile getirdi.

"Ne mutlu ki bugün demokratik haklar hepsine iade edildi. Telafisi imkansız büyük kayıplar olsa da, bu mücadele sonucunda yeni nesillerin geleceğini teminat altına aldık. Bugün hiçbir kadınımızın dini inancı, etnik mensubiyeti ve farklı fikirleri nedeniyle ayrım yaşamasına gönlümüz razı olamaz." ifadelerini kullanan Erdoğan, barışı, huzuru ve ortak bir geleceği inşa etmek için çalıştıklarını bildirdi.

"Hep birlikte şiddeti ortadan kaldıracak adımlar atmalıyız"

"Ülkede kadınlar lehine büyük gelişmeler olurken, sorunlarımız yok mu? Elbette var." diyen Erdoğan, her şeyden önce tüm dünyada olduğu gibi, ülkedeki en büyük sorunlardan birinin kadına yönelik şiddet olduğunu kaydetti.

Erdoğan, "Hep birlikte şiddeti ortadan kaldıracak adımlar atmalıyız. Bunun ilk adımı, elbette kadınlarımızı güçlendirmektir. Fakat daha da önemlisi, şiddetin kaynağı olan zihniyetle mücadele etmeliyiz. Şiddeti besleyen geleneksel algıları dönüştürmeliyiz. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir." şeklinde konuştu.

Tüm dünyada kadınların üçte birinin, hayatlarının bir döneminde fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldığına işaret eden Erdoğan, şiddetin hiçbir gerekçesinin olamayacağını vurguladı.

Erdoğan, savaşlarda en çok kadınların mağdur olduğunu anlatarak, bu nedenle çatışmaların önlenmesi ve göç şartlarına maruz kalan kadınların ihtiyaçlarının gözetilmesini, "insanlığa olan borcumuz" olarak nitelendirdi.

"Güçlü aileler, güçlü toplum demektir"

Tüm dünyanın, artık kadınların hak ettiği yeri aldığı bir sosyal düzen kurmayı, kalkınmanın temel şartı olarak gördüğüne dikkati çeken Erdoğan, uluslararası örgütler, sivil toplum kuruluşları, hükümetlerin bu nedenle hummalı bir çaba içinde çalıştığını söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu hususa özellikle değinmek istiyorum, bütün bu çabalar içinde unutulmamalıdır ki Rabbimiz, kadınlara anne olmak gibi çok özel bir imtiyaz bahşetmiştir. Bu güzel hediyenin hakkını vermek de yine kadınlara düşüyor. Bu noktada, kadınlara pozitif ayrımcılık sağlayarak, işlerini kolaylaştırmalıyız. Esnek çalışma saatleri, doğum ve süt izni, kreş hizmetlerine erişim gibi imkanlar, hayatlarının doğal bir parçası olmalı. Nitekim, devletimiz bu imkanları artırmak için çalışıyor. Elbette burada babaların sorumluluğunu da hatırlatmak gerekir. Çünkü aile, anne-baba ve çocuklardan oluşan bir bütündür. Sadece kadına yüklenen aile sorumluluğu, kadını bir süper kahraman olmaya zorlar ki bu, kadınlarımız için ağır bir yüktür. Eve yalnızca para getirmeye yarayan bir baba modeli son derece yetersizdir. Aileyi güçlü tutmak, birbiri ile uyum içinde, güçlü ilişkilere sahip bireylerle mümkündür. Güçlü aileler, güçlü toplum demektir. Türkiye'nin genç nüfus avantajını sağlam bir toplumsal yapı ile tahkim edersek güçlü bir ülke oluruz."

İki gün boyunca sempozyumda çok sayıda oturum gerçekleştirileceğini ifade eden Erdoğan, konuşmacıların da bu tezleri güçlendirecek modeller ve pratik çözüm önerileri ortaya koyacağına inandığını aktardı.

Bu toprakların, bugün Batı'nın henüz yeni yeni keşfettiği, çok kültürlülüğün mayalandığı coğrafya olduğunu dile getiren Erdoğan, bu nedenle bu topraklarda söylenecek her sözün bu mayaya karışıp, insanlığın geleceğini şekillendireceğini bildirdi.

Emine Erdoğan, toplantıya katkı veren herkesi kutladığını, Mardin Valiliği başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkürlerini sunduğunu belirterek, Mardin halkını sevgiyle selamladığını sözlerine ekledi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0