Ekmeleddin İhsanoğlu Seçim Turunu Soma’da Tamamladı

Seçim çalışmalarına memleketi Yozgat’tan başlayan Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmalarını Manisa’nın Soma ilçesinde halka hitap ederek tamamladı. Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde 3...

Ekmeleddin İhsanoğlu Seçim Turunu Soma’da Tamamladı
banner98
Seçim çalışmalarına memleketi Yozgat’tan başlayan Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmalarını Manisa’nın Soma ilçesinde halka hitap ederek tamamladı. Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde 3 adayın yarıştığını ve kimin cumhurbaşkanı olacağına halkın karar vereceğini belirten İhsanoğlu, "Orada siz kendi iradenizle, korkmadan, rüşvete tabii olmadan. Çünkü biz anlıyoruz. Paralar veriliyor zarfın içerisinde. Biz biliyoruz bunları. Burada herkes konuşuyor. Sevgili kardeşlerim Pazar günü Türkiye uyanacak" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu Manisa’nın Soma ilçesinde Cengiz Topel Meydanı'nda vatandaşa hitap etti. Miting öncesi vatandaşların selfie isteğini geri çevirmeyen İhsanoğlu, Somalılardan büyük ilgi gördü. Mitingin sonlarına doğru Somalı madenci ve aynı zamanda Soma Mekansızlar Tiyatrosu'nda amatör tiyatrocu olan Mehmet Çolak’ın madenciler için yazdığı şiiri okuması duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. İhsanoğlu mitingi sırasında okunan akşam ezanı nedeniyle eşinin uyarısı üzerine mitingine kısa bir süre ara verdi.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Eşi Füsun İhsanoğlu, CHP Manisa Milletvekilleri Sakine Öz, Hasan Ören, Özgür Özel, MHP Manisa Milletvekilleri Sümer Oral ve Erkan Akçay ile birlikte seçim otobüsünde Somalıları madenci bareti ile selamladı. Otobüs üzerinde halka seslenen ve konuşmasına 13 Mayıs’taki maden faciasında hayatını kaybeden maden işçileri için Fatiha okuyarak başlayan Ekmeleddin İhsanoğlu, “301 kardeşimizin ruhuna fatiha okuyalım. Sevgili kardeşlerim biz buraya sizin dertlerinizi dinlemek için geldik. Halinizle hemhal olmak için geldik. Ben bu kampanyayı kendi memleketim Yozgat’ta başlattım. Son ziyaretimi de Soma’da yapıyorum. Soma’dan bütün Türkiye’ye bir mesaj göndermek istiyorum. Türk milleti acısını unutmaz, acı çekenleri unutmaz. Devlet de unutsa millet unutmaz. Biz inşallah devletin başına geçtiğimizde hiç unutmayacağız. Bu meselelerle meşgul olacağız. Buraya gelirken şehit kardeşlerimizin mezarlarına gittim. Orada dul bayanlar, yetim çocuklar vardı. Bazı mezarlarda evlatlardan bırakılan mektuplar vardı. Psikolojik travmanın ne kadar büyük olduğunu bu hadise gösteriyor. Bundan biz çok ders almamız lazım. Küçük kız mektubunda ‘Babacım inşallah bir daha ölüm madencilerin kaderi olmaz' diyor. Ne güzel söylemiş. İnşallah ölüm madencilerimizin kaderi olmaz. İnşallah felaketler madencinin fıtratında olmaz. İnşallah Türkiye bu madencilik işinde muasır medeniyete ulaşmış ülkelerin seviyesine ulaşır. Beni ve bütün vatandaşları şaşırtan bir felaket vardı. Birileri çıkmış diyor ki ‘İngiltere’de 1800 bilmem kaç senesinde şu kadar yüz kişi ölmüş’ falan. Yani biz 2014 senesinde İngiltere’nin 19. yüzyılda yaşadığı felaketleri ölçü alıyoruz. Hani biz 18., 19. sırasındaki ülkesiydik. Bizim gerimizde olan Şili’de ne oldu. Bütün o sıkıntılardan uzun uzun çalışmalar sonrası teknolojik imkanlarla hepsini kurtardılar. Hepsi sağ salim çıktı. Biz ama ‘kaderinde’, ‘fıtratında’ deyip deyip geçiyoruz. Daha sonra mangalda kül bırakmıyoruz. İngiltere’de son 12 senede madencilik kazasına uğramış 62 kişi var. Bizde bin 24 kişi. Yani bu bugünkü İngiltere. Biz demek ki hala 19’uncu asırda yaşıyormuşuz. Her zaman diyoruz. İş güvenliği, iş güvenliği, iş güvenliği. En önemli husus budur. Türkiye bu konuda yeni tedbirler alması lazım. Taşeron sisteminin kaldırılması lazım. Hayat odalarının kurulması lazım. Eğer iş güvenliği kanunu yeniden gözden geçirilmezse Allah korusun daha kötü şeyler de yaşayabiliriz. Burada tarıma dayalı sanayiyi geliştirmek lazım. Devlet destekli planlama nereye gitti. Neden uzun vadeli planlar yapılmıyor. Herkesin kafasına estiği gibi davranması sonunda böyle felaketlerden sonra bu işin ‘fıtratında’ vardır deyip damarına basıyorlar. Bir geçmiş olsun demiyorlar. İnsanların damarlarına basıyorlar" dedi.
"KİMİ CUMHURBAŞKANI YAPACAĞINIZA SİZ KARAR VERECEKSİNİZ"
"Kimi Cumhurbaşkanı yapacağınızı siz karar vereceksiniz" diyen İhsanoğlu şöyle devam etti: "3 aday var. O 3 adaydan birisini seçeceksiniz. Orada siz kendi iradenizle korkmadan, rüşvete tabii olmadan. Çünkü biz anlıyoruz. Paralar veriliyor zarfın içerisinde. Biz biliyoruz bunları. Burada herkes konuşuyor. Sevgili kardeşlerim Pazar günü Türkiye uyanacak. Türkiye sessiz yılların sillesini görecek. Türkiye sessiz yılların sillesini tarihinde 2 defa gördü. 1950’de ve 1983’te. Biz 50’lileri falan görmedik ama 83’leri çok iyi biliyoruz. Ben rahmetli Turgut Özal beyin çok yakınındaydım. O zaman beş general, o zamanın apoletli muktedirleri masaya bir harita koydular. Dediler ki ‘sağ ve sol parti kuracağız. Sonra marş marş’ ve iki parti kurdurdular. Birisinin başına birisini getirdiler. Başka birisini öbür tarafa koydular. Ama bu memleketin yetiştirdiği kıymetli evlatlardan birisini dünya çapındaki bir teknokratı Türkiye ertesi gün Başbakan olarak gördü. Çünkü o milletini seviyordu ve o millete hizmet etme imkanına sahip bütün kabiliyetlere sahipti. Millet onu tuttu, bütün o 5 generalin dizaynını bozup Başbakan yaptı. O adam Türkiye’yi çıkmazdan çıkardı. Türkiye’de demokrasinin yönünü açtı. Hem ekonomisinin önünü açtı. Gelmiş geçmiş en önemli Cumhurbaşkanı ve Başbakanlarımızdan rahmetli Turgut Özal 1983’te o sürprizi yaptı. Siz de inşallah Pazar günü benzer bir sürprizle İhsanoğlu’nu başa getireceksiniz. Çünkü siz ayrımcılık istemiyorsunuz. ‘Sen şucusun, bucusun, Alevisin, Ermenisin, Zazasın gibi şeyler istemiyor’ Biz hepimiz Türküz. Türk milleti. Ne mutlu Türküm diyene. IŞİD’e terörist diyemeyenler bizim insanlarımızı rehinelerimizi kurtaramayanlar, sınırlarımızı koruyamayanlar, kevgire dönüştürenlere artık yeter diyoruz. Millet yeter artık diyor. Türkiye birleşmek istiyor. Kutuplaşmak istemiyor. Bölünme korkusu içerisinde yaşamak istemiyor."
Kendisinin aday gösterilmesini 'Proje' olarak adlandıranlara da seslenen İhsanoğlu, "Bu seçim parti seçimi değil. Ben hiçbir partinin mensubu değilim. Ben Türk milletinin evladıyım. Beni mecliste grubu olan Türkiye’nin en eski iki partisi aday gösterdi. CHP ve MHP anlaştı. Bu iki parti uzlaştı. Meclisteki bağımsız milletvekilleri destek verdi. Peki bu meşru bir adaylık değil mi Allah aşkına. HDP aday gösteriyor meşru oluyor. AK Parti aday gösteriyor meşru oluyor. Bu iki parti tek aday gösterince bunun adı proje oluyor. Ben de diyorum ki evet proje. Bu milli proje, milli. Bu Türk milletinin uzlaşma projesidir. Bizi AK Partili kardeşlerimiz de destekliyor. Burada onlara da teşekkür ediyorum. Onlar da çok büyük destek veriyorlar. Siz de onlarla olunuz. Partinin kurucuları bana oy veriyorlar. Partinin bakanları bana oy veriyor. Siz Pazar günü bir muhtar seçmeyeceksiniz, bir parti belediye başkanı seçmeyeceksiniz. Bunların hesabı Mart'ta görüldü. Önümüzdeki sene görülecek. Bazı kardeşlerimiz ‘ben bir takım yardımlar alıyorum. Ben hayatımı ve çocuklarımı bu yardımlarla geçindiriyorum. Ben onun için korkuyorum’ diyorlar. Bu birisinin cebinden çıkan bir para değil, bu sadaka, nafaka falan değil. Bu devletin sosyal devlet vasfının gerektiği yardımlardır. Bu kanunla tanzim ediliyor. Kimsenin keyfine göre değil. Bunu Türkiye’de ilk başlatan da rahmetli Turgut ağabeyimizdir. Fakir fukara fonuydu" dedi.
"IŞİD AYLARDAN BERİ ÇOCUKLARIMIZI REHİN TUTUYOR"
Konuşmasında son aylarda terör estiren IŞID hakkında açıklamalarda bulunan İhsanoğlu, "IŞID Amerikan uçakları tarafından bombardıman altında. IŞID aylardan beri çocuklarımızı rehin tutuyor. IŞID Ramazan boyu Türkmen kardeşlerimizi yurtlarından, illerinden sürdü. Tecavüz etti. Biz ne yaptık. Biz İsrail’i kınadık. Hep İsrail’i kınadık. Başka hiçbir şey yapmadık. Aynı zamanda İsrail ile olan ticaretimizi arttırdık. İsrail lobisinden aldığımız cesaret madalyasını da sakladık. Ondan sonra geri istediler. Biz her şeyden önce Türkmen kardeşlerimizle ilgilenmemiz lazım. Önce kendi çocuklarımızı kurtarmamız lazım. IŞID Türkiye’nin içerisinde kol geziyor. Ramazan Bayramı'nda tuhaf tuhaf kılıklı insanlar cihat namazı kıldılar. Biz sorduk ‘bu cihat namazı nedir?’ dedik. ‘Bu suratsız insanlar kimdir?’ dedik. Cevap vermediler. Duyduk ki bunlar bağış topluyorlar. Bunlar para topluyorlar. Bunlar insanları korkutuyorlar. Bizim kolluk kuvvetlerimiz bunların karşısında bizim kolluk kuvvetlerimiz karşı duramıyorlar. Edirne’den İstanbul’a kadar kol geziyor. Amerika gelip bunları tepeliyor. Neden tepeliyor çünkü Kürt kardeşlerimize zararı dokunmaya başladı, Hristiyan kardeşlerimize zararları dokunmaya başladı. Orada Yezidi diye bir azınlık var. Onları topraklarından dağlara sürdüler. Bizim Türkmen kardeşlerimizi öldürdüler. Ölümle tehdit ettiler. Biz bir şey yapmadık. Terörist dahi diyemedik IŞID için. Sayın Başbakan durmadan benim İstiklal Marşı şiirini bilmediğimi söylüyor. İki üç haftadır milleti bununla oyalıyor. Gelin televizyon programında bunları konuşalım. Türkiye’nin meselelerini konuşalım. Biz böyle şiir yarışmasını falan istemiyoruz. Biz şunu merak ediyoruz. Cumhurbaşkanlığını nasıl yapacaksın. Diktatörlük mü kuracaksın, otokrat bir sistem mi kuracaksın. Yoksa demokrasiyi daha geniş bir hale mi getireceksin" diye konuştu.
Soma Cengiz Topel Meydanı'nda halka hitap eden İhsanoğlu, karayolu ile Soma'dan Balıkesir'e hareket etti.
Güncelleme Tarihi: 08 Ağustos 2014, 23:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0