Dilipak’tan Ortadoğu Konferansı

Kanuni Sultan Süleyman Eserlerini Koruma ve Yaşatma Derneği’nin konuğu olan yazar Abdurrahim Dilipak, İnegöllülere hitap etti.Atatürk Anıtı önünde gazeteci-yazar Abdurrahim Dilipak’ın konuşmacı olduğu “Kudüs ve Ortadoğu” konulu konferansa,...

Dilipak’tan Ortadoğu Konferansı
banner98
Kanuni Sultan Süleyman Eserlerini Koruma ve Yaşatma Derneği’nin konuğu olan yazar Abdurrahim Dilipak, İnegöllülere hitap etti.
Atatürk Anıtı önünde gazeteci-yazar Abdurrahim Dilipak’ın konuşmacı olduğu “Kudüs ve Ortadoğu” konulu konferansa, Kanuni Sultan Süleyman Eserlerini Koruma ve Yaşatma Derneği Genel Koordinatörü Muhammed Gülnar, Gençlik Merkezi Müdürü Ensar Macit ve çok sayıda vatandaş katıldı. İslam ümmetinin hala kendi ayakları üzerinde duramadığını söyleyen Dilipak, “Daha emekleme aşamasındayız. Varsayalım ki Filistin topraklarında hiçbir mukaddes makam bulunmasaydı dahi oradaki siyonistlerin, oradaki halka karşı bu düşmanca tavrı devam ediyor olsaydı, Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak bizlerin haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı durmamız gerekirdi. Hatta Filistin halkı Müslüman bir halk olmasaydı dahi, mazlumların yanında yer almamız gerekirdi. Biz adil şahitler olacağız, mazlumdan yana olacağız. Zalim babamız da olsa mazlum düşmanımız da olsa… Biz bir kavme olan düşmanlığımız bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek. Filistin davası birinci mesele olarak bizim için din davasıdır. İkinci olarak ise bizim için insanlık davasıdır. Üçüncü olarak Filistin davası bizim için tarih davasıdır. Anadolu’nun işgalinin İzmir’den başladığını söylerler, ilk kurşun sıkanın da Hasan Tahsin olduğunu söylerler. İlk kurşun Anadolu topraklarında Dörtyol da sıkıldı. Çünkü Anadolu’nun işgali İngilizler tarafından Filistin topraklarında başlatıldı. Yiğit düştüğü yerden kalkar. Bizim için Filistin davası aynı zamanda bir tarih borcudur. Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kuran antlaşma İngiltere tarafından hazırlanan Belfoor deklarasyonu ile şekillendirildi. O anlaşmaları yırtıp atmadıkça bu kavga bitmez. Kürt, Alevi, Şii, Sünni davası çıkartılar, siyasi kavgalar çıkartırlar. Darbeler olur ama bu kavga bitmez. Filistin davasını içinde barındıran bilad-ı şam davası bizim için bir geçmiş meselesi değil, geleceğimizi yeniden inşa etme meselesidir" dedi.
"Şayet bu yapıyı yeniden insani ve ahlaki, hukuki temeller üzerine kuramazsak, bugün Suriyelilerin başına gelenler yarın sizin de başınıza gelebilir" diyen Dilipak, "Onun için bu davaya sahip çıkmak, kendi çocuklarımızın, kendi ülkemizin geleceğine sahip çıkma anlamına geliyor. Benim dedem 1. Cihan Harbi yıllarında askerdi, babam ise 2. Dünya Savaşı’nda askerdi. Aynı ülkenin çocuklarının birbirini öldürdüğü soğuk savaş sırasında üniversite de öğrenciydim. 10 binlerce insan aynı ülkenin çocukları birbirlerini öldürdüler. Aklımızı başımıza toplamayacak olursak benim çocuklarım yeni bir dünya savaşının şahidi olabilirler. Yunanistan, Ukrayna’da yaşananlara bakın, Irak, Suriye, Filistin, Mısır’da yaşananlara bakın…. Birileri bize kin besliyor. Ellerinden gelse memleketi ateşe verecekler. Niye biliyor musunuz? Çünkü onlara kötü örnek oluyorsunuz. Siz emperyalizme kafa tutmaya başladınız, birilerine one minute demeye başladınız, mavi Marmara’dan söz etmeye başladınız. Ya efendilerinizin kölesi olmaya devam edeceksiniz ya da bu yolda daha ileriye gideceksiniz. Ya geri gideceksiniz ya ileri gideceksiniz. Allah bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor. Bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek istiyor. Bizde biliyoruz, onlarda biliyorlar. Filistin kurtulunca biz durmayacağız, yeryüzündeki bütün mazlumların sadece Müslümanların kurtuluşu bize yetmez, yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir, yeryüzünün bütün mazlumları bizi beklemektedir. Biz Allah’ın yeryüzünde mecazi anlamda gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olmaktan söz ediyoruz. Daha kendi içimizde bile toparlanıp belli bir yere gelmeden şu anda İHH, Kızılay, TİKA’sıyla 110 ülkede yardım yapıyoruz. Bana kalırsa ülkemizdeki zenginliğin sadece İnegöllü mobilyacıların gayreti ya da Ankara’daki siyasilerin çabası değil Suriyelilerin, Somalilerin dualarının bereketi var. Dünyanın neresinde bir yoksul, bir mazlum varsa oraya yardıma gidiyoruz. Allah bizi yardım ediyor. Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah’ta size yardım eder. Canınızı feda ederseniz sizi ölümsüz kılacak. Müslümanlar ölümden korkmuyorlar. Yalnız Allah’tan yardım bekliyorsunuz. Onları çıldırtan bu. Onlar her şeye hakim olduklarını zannediyorlar” diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 16 Temmuz 2015, 21:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0