ARAYIŞ İÇİNDE OLANLARA GÜNEŞ DOĞACAK

Gazeteci yazar Cihat DÜNDAR, sevilen yazar Ersin Kadir Güneş ile sizin için konuştu. Arayış isimli eserinden, yer aldığı kolektif eserlerden ve yeni çalışmalarından söz eden Güneş, İTAAT SENFONİSİ isimli kitabı ile günümüzün bir çok sorununa değineceği haberini verirken bir de itirafta bulundu. “ Zenginlik anlayışım okumak. Okudukça daha da zenginleştim”

ARAYIŞ İÇİNDE OLANLARA GÜNEŞ DOĞACAK
banner98

Cihat DÜNDAR : Öncelikle sizi tanımak isteriz. Ersin Kadir GÜNEŞ kimdir?

Ersin Kadir GÜNEŞ : Bu soruyu cevaplamak o kadar kolay değil. Ben kitabımda bu soruyu bir şiirle cevaplamaya çalıştım. Şiirin ismi -BEN KİMİM- fakat cevap olması gereken şiir, yeni sorulara yol açtı. O şiirde, -giydirilen kimliği beğenmeyip gardırobu açanım- diyorum. Kendimi böyle tanımlıyorum. Gerçekten de bütün kimliklerden ve rollerden arındığımızda, geriye anlaşılması kolay olmayan bir insan kalıyor. Fakat insan olmayı tanımaya başlıyorsunuz. Önünüzde muazzam bir derinlik açılıyor. Bu derinlik sadece sizle de sınırlı kalmıyor. İnsanlık tarihinin bir parçası oluyorsunuz. Oradan başlayarak bütün bir evrene yayılıyorsunuz. Zamanın başlangıcından sonuna kadar… Hatta daha da ötesi, tanrıyla bir bağ kuruyorsunuz. Birçok şeyi sorguluyorsunuz. Bu sorgular yaşamı daha değerli hale getiriyor. Neyi neden yaptığını bile anlamadan yaşayan birçok türdaşınızdan ayrılıyorsunuz. Şimdi bazıları bana siyasi görüşümü soruyor. Umarım onlara da kapsamlı bir cevap verebilmişimdir. Siyasileşmeden siyaseti işlemek her yazarın ödevidir. Sonuçta bizim malzememiz insan; ama siyasileştiğiniz an edebiyat biter. Artık propaganda yaparsınız. Bu saatten sonra size yazar deseler bile: siz, içten içe yazar olmadığınızı bilirsiniz. Kısaca özetlemek gerekirse. Ben yazar olmak isteyen bir insanım.

Cihat DÜNDAR: Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?

Ersin Kadir GÜNEŞ : Bana öncülük eden duygularım var.  Zaman zaman bu duyguların isimleri değişiyor. Var olmak, ölüme bir eserle meydan okumak, arkamda küçük bir iz bırakmak, beni huzursuz eden ve yazıya dönüşmesi gereken duyguları ifade etmek gibi…Bu duyguları çoğaltabilirim. Yazarlık hayatım ise yazmayı öğrendiğim gün başladı. Sanırım babamdan aldığım bir özellik. Bana alınan ilk kitap Üstad Necip Fazıl’ın Çile isimli şiir kitabıydı. Ona imrenerek ben de ilkokulda şiirler yazmaya başladım. Daha sonra başka şair ve yazarları okudukça daha da zenginleştim. Benim zenginlik anlayışım bu.

Cihat DÜNDAR: Kaç yaşındasınız?

Ersin Kadir GÜNEŞ : Otuz sekiz.

Cihat DÜNDAR: Yazmaya bu kadar erken başladıysanız, kitap çıkarmakta  neden bu kadar geciktiniz?

Ersin Kadir GÜNEŞ : Ortam, kültür, mahalle arkadaşları, çevre… Kavgayla var olursun diyenler, zengin olursan var olursun diyenler… Onların etkisinden sıyrılmak kolay olmuyor. Ayrıca insanlar için yazmanın bir keyfi de yok. Az önce belirttiğim duygularım olmasa hiçbir zaman ortaya çıkmayı istemezdim.

Cihat DÜNDAR: Okuyucu  ile buluşan ”Arayış” isimli eserinizden bahseder misiniz?

Ersin Kadir GÜNEŞ :  Arayış bir şiir kitabı. Her yüz kişiden yüz birinin şair olduğu; ama şiir yazanların bile şiir okumadığı talihsiz bir zamanda yayımlanan bir kitap.  Ben bu nedenle kitabımdan ziyade şiirlerden bahsetmek istiyorum. Şiir edebiyatın zirvesidir. Herkes şiir yazmamalıdır. Bir kalite anlayışı doğmalıdır ve şiir günümüze hitap edecek şekilde yeniden yorumlanmalıdır. Ben kitabımı bu niyetle yayımlattım.

Cihat DÜNDAR: Arayış isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?

Ersin Kadir GÜNEŞ :  Arayış çok zengin bir konu içeriğine sahip. Bu nedenle mesajı değil mesajları var. Her şiir ayrı bir mesaj taşır. Üstelik bir şiir okuyana göre de şekil alabilmeli ve yeni anlamlar kazanabilmelidir. Umarım bunu başarabilmişimdir.

Cihat DÜNDAR: Arayış isimli eserinizi okur gözüyle yorumlar mısınız?

Ersin Kadir GÜNEŞ : Gelen yorumların çoğu vatan sevgisinden, anne sevgisine; Suriyeli çocuklardan, Filistinli çocuklara,Afrikalı çocuklardan,sokak çocuklarına; ölüme, yaşama, hasrete, aşka, aşkın birçok biçimine dair şiirlerin olduğu. İnsanoğlunu ilgilendiren her duyguyu barındıran ve bu duyguları psikolojik ve felsefi olarak ele alarak şiire dönüştürmeyi başardığım yönünde. Yorumlardan korkuyordum ama beni mutlu etti. Bir yazar olarak ortaya çıkmak kolay değildi. O süreci atlattım.

Cihat DÜNDAR: Bir çok kolektif eserde yer aldınız? Bu eserlerden bahseder misiniz?

Ersin Kadir GÜNEŞ : Yediveren Çiçekler, Usta Şair, Hür Mektep, Kral ve Kraliçe Edebiyatı, Gökyüzü Edebiyatı, Derdimiz Edebiyat ve Aden Lina’ya Mektuplar bir çok yazar ile birlikte yer aldığım eserler. Eserlerin ortak yanı onlarca farklı kültür ve kalemin bir araya gelmesidir. Bu birleşme sonucu ortaya zengin içerikli eserler çıktığını söyleyebilirim. Okurun onlarca yazar ile bir kitap aracılığıyla tanıştığı bu kitaplar halen bir çok satış sitesinde bulunuyor.

Cihat DÜNDAR : Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Ersin Kadir GÜNEŞ : Biyografi tarzında yazılacak bir roman çalışmam var. Konusu 28 şubat döneminde imam hatip okuyan bir çocuğun hikâyesi. O günkü iktidarın yaşattığı güçlüklerin yanında, din eğitiminde yapılan yanlışların nasıl etkileri olduğunu da anlatacak. Şu an günümüzün bazı sorularına da cevap arayacak. Bu soruları soran gençlere bir tecrübe kazandıracak. Umarım başarabilirim. Benim niyetim bu. 

  

ERSİN KADİR GÜNEŞ’İN KALEMİNDEN

DAHA ÜÇ YAŞINDAYIM

Ağaçlar meyve yer mi baba?

O zaman neden meyveleri vardır?

Kuşlar, uçmak için mi doğmuştur?

Kafeste işleri ne?

Ya şu kelebek…

Annesine çiçek götürüyor,

Ama koparmadan, fark ettim.

Akşamları güneş nereye gidiyor?

Gökyüzündeki ışıklar da ne?

Deniz, niye mavi?

Avucumda şeffaf…

Balıklar, nasıl nefes alıyor?

Ben niye boğuluyorum?

Suriyeli bir çocuğum diye mi?

Bodrum'da insanlar gezerken,

Ben kıyıya vuruyorum.

Şu adam, kaşlarını neden çatıyor?

Bir başkası, silah doğrultmuş.

Filistin’deyim, daha üç yaşındayım.

Beni öldürüyorlar,

Afrika'da, açlıktan ölüyorum

Doymak, ne demektir baba?

Mermiler ne renktir?

Gelirken görebilir misin onları?

Bu nasıl bir dünya?

Çelişkiler yumağı.

Annelerin sarı saçlarında tokalar…

Benim annemin saçları bembeyaz.

Halbuki annem öyle güzel…

Bütün anneler güzeldir değil mi baba?

Ben, en çok, kuşların annesini seviyorum.

Yavrularını, bir kediden korurken gördüm.

Benim annem de öyle…

Silahların önünde, ben arkasında,

Korkuyorum baba.

Dünyaya geleli üç yıl oldu.

Kelebeğin ömründen uzun…

Belki, kelebek kadardır bilmiyorum.

Sahi, onlar kaç yıl yaşıyor?

Kelebekleri, çok seviyorum baba.

Ama onlardan uzun yaşamak istiyorum.

Yanlış anlama,  yaşamı sevdiğimden değil,

Ölmekten korkuyorum.

Güncelleme Tarihi: 12 Mayıs 2021, 23:12

Necmi İnce

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0