EV KİRALARINDA FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARI HUKUKSUZ.
VERGİ DENETMENLERİ SAHAYA İNMELİDİR.
Son bir yıldır ev kiralarındaki fahiş kira artışlarını; hukukçular daha önce verilmiş mahkeme kararlarını örnek göstererek,bu artışların hukuksuz olduğunu belirttiler.
Deneyimli hukukçu Hukukun Egemenliği Genel Başkanı Av.Erdem Akyüz .konuya şöyle açıklık getirdi
‘Türkiye’de yaşanan ekonomik dengesizlik, enflasyon artışları her alanda tesirini göstermektedir. Bundan etkilenen bir alan da, doğal olarak; taşınmaz alım satım fiyatları ve tüketiciyi en çok ilgilendiren yönü ile kira artışları olmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından kamuoyu ile paylaşılan ve kısaca TEFE ve TÜFE olarak yapılan tanımlamalar, aylık ve yıllık olarak hesaplanmaktadır. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ülke genelindeki tüketim mallarındaki artış oranlarını kapsamaktadır. Ekonomik çalışma ve sanayi kollarındaki fiyat ve artışları belirleyen ise “TEFE” dir.
Kira artışlarında şimdiye kadar uygulanan şekli ile “TEFE ve TÜFE” olarak adlandırılan artışların ortalaması nazara alınmakta idi. Son zamanlarda ise, genel olarak iki kategoriye ayrılan hizmetler için artış oranları yani TEFE ve TÜFE ayrı oranlarda ve ayrı kategorilerde belirlenmekte ve uygulanmaktadır.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2022’de yıllık yüzde 61.14 olarak artarken, TÜFE'ye göre kira artış oranı yüzde 29.88 olarak belirlenmiştir. Buradaki belirleme ve oranların gerçeği yansıtmadığı açık olarak görülmektedir. Hayat pahalılığının ve fiyat artışlarının en az yüzde 61.14 oranında olduğu bir ülkede, kira artışının yüzde 29.88 olarak belirlenmesi bir çok çekişme ve çatışmalara sebep olmaktadır. Burada bir bakış açısına göre, kiracıya korumak ve hak vermek gerekirken, sözleşmenin diğer tarafı olan kiralayanın da belli bir ölçüde mağdur olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Yapılması gereken şey; belli hizmet, iş ve alım satımlarda, fiyatlara belli sınırlamalar getirmek yerine, ekonomik dengesizliği, enflasyonu önlemek olmalıdır. Bu önlenemediği sürece, çok taraflı mağduriyetler, çekişme, çatışma ve davaların artmasının önü alınamayacaktır.
Kira ödemelerinde çekişme konusu olan bir diğer husus, kiranın ödenme şeklinde kendini göstermektedir. Bir kısım kiralayan yani mal sahibi, kirasını elden alarak kendisine bazı ayrıcalıklar sağlamak istemektedir. Bu bakımdan kiracıların, kiralarını özellikle, mal sahibinin adına açılan bir banka hesabına yatırmaları gereklidir. Banka hesabı olmadan ve makbuz vermeden, kirasını elden almak isteyen kişiler için başvurulacak yol, mahkemeye müracaat ederek bir “Tevdi Hesabı açtırmak” olacaktır. Bu suretle, mahkeme tarafından, kiralayanın adına açtırılacak banka hesabına, kira yatırılacak ve bu suretle, kiracı kendini güvenceye almış olacaktır.’açıklamasında bulundu.
Maliye Bakanlığı ise vergi denetmenlerini sahaya sürerek deTürkiye’de yaşanan ekonomik dengesizlik, enflasyon artışları her alanda tesirini göstermektedir. Bundan etkilenen bir alan da, doğal olarak; taşınmaz alım alım satım fiyatları ve tüketiciyi en çok ilgilendiren yönü ile kira artışları olmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından kamuoyu ile paylaşılan ve kısaca TEFE ve TÜFE olarak yapılan tanımlamalar, aylık ve yıllık olarak hesaplanmaktadır. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ülke genelindeki tüketim mallarındaki artış oranlarını kapsamaktadır. Ekonomik çalışma ve sanayi kollarındaki fiyat ve artışları belirleyen ise “TEFE” dir.
Kira artışlarında şimdiye kadar uygulanan şekli ile “TEFE ve TÜFE” olarak adlandırılan artışların ortalaması nazara alınmakta idi. Son zamanlarda ise, genel olarak iki kategoriye ayrılan hizmetler için artış oranları yani TEFE ve TÜFE ayrı oranlarda ve ayrı kategorilerde belirlenmekte ve uygulanmaktadır.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2022’de yıllık yüzde 61.14 olarak artarken, TÜFE'ye göre kira artış oranı yüzde 29.88 olarak belirlenmiştir. Buradaki belirleme ve oranların gerçeği yansıtmadığı açık olarak görülmektedir. Hayat pahalılığının ve fiyat artışlarının en az yüzde 61.14 oranında olduğu bir ülkede, kira artışının yüzde 29.88 olarak belirlenmesi bir çok çekişme ve çatışmalara sebep olmaktadır. Burada bir bakış açısına göre, kiracıya korumak ve hak vermek gerekirken, sözleşmenin diğer tarafı olan kiralayanın da belli bir ölçüde mağdur olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Yapılması gereken şey; belli hizmet, iş ve alım satımlarda, fiyatlara belli sınırlamalar getirmek yerine, ekonomik dengesizliği, enflasyonu önlemek olmalıdır. Bu önlenemediği sürece, çok taraflı mağduriyetler, çekişme, çatışma ve davaların artmasının önü alınamayacaktır.
Kira ödemelerinde çekişme konusu olan bir diğer husus, kiranın ödenme şeklinde kendini göstermektedir. Bir kısım kiralayan yani mal sahibi, kirasını elden alarak kendisine bazı ayrıcalıklar sağlamak istemektedir. Bu bakımdan kiracıların, kiralarını özellikle, mal sahibinin adına açılan bir banka hesabına yatırmaları gereklidir. Banka hesabı olmadan ve makbuz vermeden, kirasını elden almak isteyen kişiler için başvurulacak yol, mahkemeye müracaat ederek bir “Tevdi Hesabı açtırmak” olacaktır. Bu suretle, mahkeme tarafından, kiralayanın adına açtırılacak banka hesabına, kira yatırılacak ve bu suretle, kiracı kendini güvenceye almış olacaktır.’görüşünde.
Maliye Bakanlığı vergi denetmenlerini sahaya sürerek denetimleri artırarak kiracıları yaşadıkları zor durumlardan kurtarmalıdır.
Valiler ve Kaymakamlar illerde bu denetimleri sıklaştırmalıdır
Sayın Çatakçı; sizi kutlarım. Her zaman olduğu gibi çok önemli bir konuya değinmişsiniz. Teşekkürler.