Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa'dan ekonomiye değer katan firmaları ödüllendirdi. BTSO tarafından bu yıl 40.sı düzenlenen 'Ekonomiye Değer Katanlar-2013 ödül töreni BTSO binasında gerçekleştirildi. Ödül töreninde konuşan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, ödül töreninin Bursa’ya yakışır yeni bir konsepte kavuşturulduğunu söyledi. Burkay, ödenen yüksek vergilerle ekonomiye ivme kazandıran, yaptığı ihracatla ülkeyi uluslararası arenada temsil eden, yeni yatırım planlayan girişimcilere ve Ar-Ge, inovasyon alanında yatırım yapanları teşvik ve motive etmek adına kategorileri bu yıl farklılaştırdıklarını dile getirdi. Burkay, "2013 yılında dünya ekonomisi 2012 yılının da altında yüzde 2,3 büyümektedir. Türkiye'miz ise tüm küresel etkilere rağmen 3. çeyrekte beklentilerin üstünde bir performans göstererek yüzde 4,4 büyümüştür. Bu rakam bize yıl sonu büyümemizin yüzde 4 civarında gerçekleşeceğini göstermesi açısından umut kaynağı olmuştur" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN BÜYÜMESİ YETERLİ DEĞİL"
Dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini dile getiren TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, “Bir krizin bitişine yönelik bir umut var. Gerçekten krizin arkasından tedbiri elden bırakmamız lazım. gelişmiş ülkelerin krizi aşması birlikte dünya ekonomisinde yeniden toparlanma ile birlikte kendi ekonomimiz için daha iyimser havaya girmemiz gerekirken, bu kriz finansal kriz olduğu için bunun aşılması için oluşturulan parasal genişlemeden yararlanarak, ekonomimizi finanse ettiğimiz için bu gelişmeler bizim için aynı zamanda parasal daralmayı ekonomimizin ihtiyacı olan kaynakları bulmakta daha zahmet daha yüksek maliyet anlamına geliyor. Bu bakımdan bizim için iki kere tedbirli ve dikkatli olmamız lazım. Türkiye potansiyeli bakımından mutlaka son yıllarda gerçekleştirdiğimiz gibi önemli bir büyümeyi devam ettirme umudunu paylaşmak istiyorum. Yüzde 4,2, yüzde 4,3 civarında büyüme ile tamamlayacağız. Önümüzdeki yıl da maalesef Türkiye potansiyel dediğimiz 4’ler seviyesinde gerçekleşeceğini hesaplıyoruz. Bu Türkiye için yeterli büyüme değil. Ancak dünya konjoktürünü de büyümeyi çok da küçümsemiyorum” dedi.
"EĞİTİM ÖNEMLİ MESELE"
Türkiye’nin yaklaşık son 11 yılda ülkenin eksi 4’lerde büyüme yaptığı 2009 yılı dışında Türkiye ortalama yüzde 5,9 ifade eden Yılmaz, “Türkiye yüzde 4 potansiyel büyümesine rağmen, yüzde 6’lara kadar büyümeyi sürdürebilirdi. Ancak bu yüzde 6’lık büyümenin devam edebilmesi için geçtiğimiz dönmemde aldığımız dersler var. En başında biraz iştahını yitirdiğimiz, biraz duraksadığımız yapısal reformlar var. Yapısal reformların en önünde de çarpan durumunda hepsine değer katmasını beklediğimiz eğitim meselesi var. Eğitim Türkiye’nin en önde gelen meselesi. Eğer gelecek teknoloji üretenlerin, inovasyon yapanların ise eğitim seviyemizi yükseltmeden, bu yarışta var olmamız mümkün değil. Başta kamu yöneticileri olmak üzere hepimizin eğitim konusuna özel önem vermemiz gerekiyor. Bu anlamda ticaret ve sanayi odalarımızdan, borsalarımızdan eğitim konusunda öncelik bekliyoruz ve öncelikli programları içerisinde mesleki eğitimi görmek istediğimi ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Türkiye’yi terör ve ortamında tümüyle arındırıp, güven ortamında yatırım yapılabilir duruma gelmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, "Hepimiz için yatırım ortamı ile güven ortamı demek. Bununla hem batı, hem uluslararası iş dünyasının Türkiye’ye ivme kazandıracak Doğu ve Güneydoğu’daki yatırımlara daha sıcak yaklaşacağını, motive olacağını umut ediyorum. Biraz destekleme yapmak hepimizin görevidir. Çözüme yatırım yapmaya hep birlikte sorumluluk bilinciyle yönelmemiz lazım" dedi.
Ekonomik alanda başarıların sürdürülebilir olması gerektiğini dile getiren Yılmaz, “Refah ve demokrasi standartlarının seviyesinin yükseltilmesi dediğim zaman ülkeler örneğinin en yakını Avrupa Birliği ülkeleri diyoruz. AB bir yandan Cumhuriyetimiz’in kuruluş felsefesinden gelen Batı’ya yönelişin Osmanlı’dan yani 150 yıllık geçmişimizden gelen batıya yöneliminde adresi. Aynı zamanda dünyada demokrasi ve reformu birlikte gerçekleştirmenin en önemli örneklerini içinde barındıran ve bunu birlik halinde getiren yapı. Biz AB konusunda da ülkemizin kararlı duruşunun destekçileri hatta biraz da öncüleri olmalıyız. Dünyayı bilen AB’yi çok iyi bilen Türkiye’nin iş dünyası mensupları, her birinizin 10 - 15 ülke tecrübeniz var. Dolayısıyla yakınlaşmış olduğumuz AB entegrasyon sürecini kararlılıkla devam ettirme bizi hem demokrasi ve hem refah alanında standartları yükseltmede önemli yönelim olacak" açıklamalarında bulundu.
"ZOR BİR SINAVDAN GEÇİYORUZ"
Türkiye'nin AB hedefinden biraz uzaklaştığını belirten Yılmaz, "Kimi zaman AB içinde ki dostlarımızın yaklaşımları nedeni ile kimi zaman içerideki bizlerin bu konuyu biraz ihmali nedeni ile uzaklaştığımızda ülkemizde ki sıkıntıların da biraz arttığını gözlemlemiyor muyuz? Ben buna da biraz kafa yorulması gerektiğini düşünüyorum. Hele bu günlerde ülke olarak zor bir sınavdan geçiyoruz. Bu sınavı demokratik kazanımlarımıza, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına zarar vermeden ve siyasete ve adalete olan inancımızı sarsmadan inşallah atlatmalıyız. Demokrasi ve bu güne kadar kat ettiğimiz mesafenin inşa ettiğimiz kurumların üzerine titrememiz gerekiyor. Onları koruyup geliştirmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde kalkınma hedeflerimize ulaşabileceğimizi hepimiz sanıyorum çok iyi biliyoruz" dedi.
Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. Farklı kategorilerde dereceye giren işadamlarına protokol tarafından ödül verildi.
Güncelleme Tarihi: 27 Aralık 2013, 01:15