İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "Bu süreçte ülkemizin son zamanlarda içine düşürüldüğü zor durumdan istifade etmek isteyenler, spekülatif ve manipülatif çaba içinde bulunan şuursuz fırsatçılar varsa, işte bu noktada ülkesini seven, milleti için aş ve iş üretme çabasında olan gerçek sanayiciler olarak bu tür çaba sergileyenleri kınıyoruz." dedi.
İSO meclisinin ağustos ayı olağan toplantısı, "Ticaret Savaşları Döneminde Küresel Ticaretin, Ekonomimizin ve Sanayimizin Geleceği" ana gündemi ile gerçekleştirildi.
Bahçıvan, toplantının açılışındaki konuşmasında, döviz kurlarında yaşanan gelişmelerle Türkiye’nin ekonomik açıdan adeta kaotik bir ortama çekilmek istendiği bir dönemde, bankaların da duyarlı hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Kurdaki dalgalanmayı dindirmeye yönelik yoğun bir gayretin içinde olan hükümetin hafta başından beri aldığı önlemleri yakından takip ettiklerini ve olumlu bulduklarını dile getiren Bahçıvan, "Bu önlemlerin devamı geldikçe süreçten daha az hasarla çıkacağımıza inanıyoruz. Bu süreçte ülkemizin son zamanlarda içine düşürüldüğü zor durumdan istifade etmek isteyenler, spekülatif ve manipülatif çaba içinde bulunan şuursuz fırsatçılar varsa, işte bu noktada ülkesini seven, milleti için aş ve iş üretme çabasında olan gerçek sanayiciler olarak bu tür çaba sergileyenleri kınadığımızı da belirtmek istiyorum. Ülkemizin aydınlık yarınlarına güveniyoruz. Diyalog, istişare ve akıl ön planda oldukça, hatalardan ders çıkartıldıkça, ekonominin gerçeklerine bağlı kalındıkça, yanlışa yanlış doğruya doğru denildikçe aşamayacağımız zorluğun olmayacağına inanıyoruz." diye konuştu.
Bahçıvan, içinde bulunulan zorlu koşullara ve artan maliyetlere rağmen sanayiciler olarak, üretim yapma, yeni yatırımlar gerçekleştirme ve istihdam yaratma arzusunu koruduklarını belirterek, Türkiye’nin iyi günlerinde olduğu gibi zor günlerinde de ellerini taşın altına koymaktan onur duyduklarını, bunu da yerli ve milli kaynaklarını kullanarak yapmaya gayret ettiklerini vurguladı.
Bu dönemde bankaların da duyarlı hareket etmesi gerektiğini ifade eden Bahçıvan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Finansmana erişim konusunda da artan kredi maliyetleri önemli bir kısıtlayıcı unsur olarak dikkati çekiyor. Nitekim TL üzerinden kullanılan ticari kredi faizlerinin yüzde 30’lar düzeyine yaklaşmış olması sanayi kuruluşları üzerindeki finansman baskısını özetliyor.
Ülkemizin ekonomik açıdan kaotik bir ortama çekilmek istendiği bir dönemde adeta herkes milli bir şuur eşliğinde seferberlik ilan etmişken, bankalarımız da geçen ayki meclis toplantımızda uyardığımız gibi sorumlu ve duyarlı hareket etmeli. Bazı bankalar bu zorlu süreçte fırsatçılık yaparak sağlıklı çalışan firmalarımızın üzerine haksız bir şekilde giderek bu süreci kar amaçlı bir ranta çevirmek istiyorlar. Bu yönde bize yoğun şikayetler iletiliyor. İSO olarak böyle bir tutum sergileyen bankalara karşı sessiz ve seyirci kalmayacağımızı burada özellikle ifade etmek istiyorum."
- "Ne Türkiye AB’den, ne de AB Türkiye’den vazgeçebilir"
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, ana gündem maddesine yönelik değerlendirmesinde ise küresel ticaretin gerektirdiği dostluk ilişkilerinin yerini acımasız rekabetin getirdiği kontrolsüz gerginliklerin aldığı bir dönemden akil olan herkesin kabul ettiği gibi bütün ülkelerin olumsuz etkileneceğini söyledi.
Süreçten bütün ülkelerin olumsuz etkileneceğini savunan Bahçıvan, "Hem sıcak para akışı hem de uzun vadeli doğrudan yabancı yatırımlar bu dönemde gelişmiş ülkelere geri dönme eğiliminde olacaktır. Gelişmekte olan ülkelere ise bu gerçekten hareketle yeni ve etkili stratejiler üretmek düşüyor. Bu çetin küresel koşullarda ekonomimizi ve sanayimizi nasıl bir geleceğin beklediğini öngörmek ve gerekli stratejileri belirlemek için dikkatli durum analizleri yapılması büyük önem taşıyor." şeklinde konuştu.
Bahçıvan, ticaret savaşları döneminde AB perspektifinin hem Türkiye hem de AB için önemli olduğunun da altını çizerek, şunları kaydetti:
"Türkiye ile AB arasında ciddi sorunlar olduğu doğrudur ancak Avrupa Birliği (AB) Türkiye için, uzun dönemde özellikle ekonomik anlamda çok önemli bir ortaktır. Ne Türkiye AB’den ne de AB Türkiye’den vazgeçebilir. Son günlerde karşılıklı olarak sergilenmekte olan pozitif tutum ve yapılan olumlu açıklamalar memnuniyet vericidir. Dünyada korumacılık öne çıkarken Türkiye-AB arasındaki Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi konusunda Ticaret Bakanlığımız uhdesinde yürütülen çalışmaların bir an önce sonuçlanmasını umut ediyoruz."