Karabük Büyük Kulüp’te düzenlenen panelin açılışında konuşan Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, demir çelik sektörünün Çin ve Hindistan’dan sonra hem ürün çeşitliliği hem de ihracat anlamında dünyada en hızlı gelişen sektörler arasında yer aldığını söyledi. Yayan, “Son 3 yıldır ciddi sıkıntılarla karşı karşıyayız. Bugün geldiğimiz noktada çelik sektörümüzün sıkıntı yaşadığı için geri adım atacağı bir durumda değiliz. Hiçbir zaman şuanda yaşadığımızı sıkıntılar, geçmişte yaşadığımız sıkıntılarla karşılaştırılamaz” dedi.
KARDEMİR Genel Müdürü Uğur Yılmaz ise, KARDEMİR’in kurulduğu günden bugüne geldiği noktaları slayt ve örnekler eşliğinde anlatarak, yeni yatırımlarla Türkiye’de üretilmeyen ürünlerle ülke ekonomisine katkı sağlayacaklarını anlattı.
“ARTIK İÇİNDE ÇİN OLMAYAN HİÇBİR SEKTÖR KONUŞULMUYOR”
Dünya çelik üretimi kapasitesinin son 15 yılda 1 milyar tondan 2.4 milyar tona yükseldiğini söyleyen Yılmaz, “1950’den 2015’e baktığımızda 200 milyon tonlardan 1.6 milyar ton üretime ulaşmış ve bu da 9 kat artışı ifade ediyor. 1950 ve 1980’li yıllarda çelik sektöründe dünyada büyüme 80 ile 2000 yıllarda birleşme ve ondan sonra tekrar büyüme olarak bakabiliriz. Bugün artık içinde Çin olmayan hiçbir sektör konuşulmuyor. Çin, 130 milyon üretim yaparken, 15 senede üretimi 800 milyon tona çıkarttı. Bugün dünyada 1.7 milyar ton üretim var ve bunun yarısını Çin, kalan yarısını kalanlar üretiyor” diyerek dünya çelik sektöründeki gelişmeler hakkında detaylı bilgiler verdi.
“YURT İÇİ TÜKETİM ARTIYOR AMA ÜRETİM AZALIYOR”
Çelik İhracatçıları Birliği Matil A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. Hüseyin Soykan da, “Sektör ihracat açısından baktığımızda üretimde Avrupa ikincisi ve dünyada 8 ile 9’uncu arasında gidip gelen pozisyonunda. İhracatta ise dünyada ilk 10 içerisinde. Dünya ihracatındaki çelik ticaretinde yaklaşık yüzde 3,5’luk bir paya sahip. Bu önemli rakamlar. Bizim ülke olarak başka sektörlerde bu düzeyde olduğumuz başka sektörler çok az. İhracatımızda dünyada başta Çin olmak üzere temel sorunlardan etkilenerek düşme eğilimine giriyor. 2015 yılında 20.6 milyon ton ihracatımız vardı. 2016 yılında ihracat düşmeye devam ediyor. Yurt içi talebimiz, yani tüketim sürekli artıyor ama üretim düşüyor ve açığı ithalatla karşılıyor. İhracatımız düşüyor ve burada bir sorun var. 2015’in Nisan ayından sonra yurt içi tüketim üretimi geçti, ithalat ihracatı geçti. Bu sektörde kırılma noktasıdır. Aynı trend bu yılda devam ediyor. Bu bir sağlık sorunu, sektörün geldiği sağlıksız durumu çok net gösteriyor. Biz sektör olarak 2008’deki Türkiye’nin toplam çelik ihracatı yüzde 15’lere varmışken, şuanda 2010’dan sonra beşinciliğe demir attık. Ama payımız gittikçe düşüyor ve Türkiye’nin toplam ihracatı noktasında yüzde 8’ler civarına geldik. Sektördeki yerimizi korumak istiyorsak bugüne kadar yapamadığımızı yapmamız lazım. Yoksa bu sektör haddecilerle büyüyen bir
sektörse, çelik sektörü olmadan bir ülkenin kalkınması çok zor” dedi.
“ÇİN HAKİMİYETİ DÜNYA EKONOMİSİNE DE HAKİM OLUYOR”
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Danışmasını Ahmet Taşkın ise, dünya tarihine bakıldığında çeliğe hakim olan ulusların ya da medeniyetlerin dünyaya hakim olduğunu belirterek, “Günümüzde de bunu yaşıyoruz. Çin, en büyük üretici olarak çelik sektörüne hâkim olmaya başladıktan sonra dünya ekonomisine de daha görülür bir şekilde hakim oluyor. Gelecekte herhalde dünya politikasında da ağırlığını arttıracaktır. Sektörün içinde bulunan sıkıntıları bilimsel ve doğru yaklaşımlar sergileyerek doğru çözüm yöntemleriyle üstesinden gelmeyi bilmemiz gerekiyor. Sektörümüzün rekabet durumunun geliştirilmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
Yaklaşık 3 saat süren panele demir çelik sektöründe hizmet veren firmaların yanı sıra Karabük Valisi Orhan Alimoğlu, Emniyet Müdürü Dr. Serhat Tezsever, TSO Başkanı Tuncay Özcan, KBÜ Rektör Yardımcısı Pof. Dr. Mustafa Yaşar ile üniversite öğrencileri katıldı. Güncelleme Tarihi: 29 Mayıs 2016, 16:23
