İSTANBUL (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Teknoyatırım Destek Programı'nı yeniden düzenlediklerini belirterek, "Belirlediğimiz öncelikli ürünlere yönelik 10 milyon liranın altındaki yatırım projelerini de KOSGEB Teknoyatırım’a kabul edeceğiz. Bugün itibariyle çağrıya çıktık. Bu program sürekli açık olacak, yani girişimcilerimiz ihtiyaç duymaları halinde derhal başvurabilirler." dedi.
Varank, Para dergisi tarafından düzenlenen "3. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, girişimcilik ve inovasyon ekosisteminin gücünün, kalkınma hızını doğrudan belirlediğini belirterek, bakanlığın da bu noktadan hareketle girişimciliği, 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nin temel politika bileşenlerinden biri olarak belirlediğini dile getirdi.
Türkiye'nin girişimcilik alanında, özellikle de teknoloji tabanlı işlerde büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Varank, "Gittiğim her ilde, ziyaret ettiğim teknoparklarda, Ar-Ge merkezlerinde hatta organize sanayi bölgelerinde bizzat tanık olduğum çok çarpıcı başarı hikayeleri var." diye konuştu.
İnovasyonun önemini kavramış firmaların yenilik yapma iştahının önemli olduğunu ancak bu başarı hikayelerinde bakanlığın onlara sunduğu desteklerin yerinin de yadsınamaz olduğunu aktaran Varank, bakanlık olarak girişimcilik ekosistemini ve ekosistemdeki aktörleri çok çeşitli mekanizmalarla teşvik ettiklerini dile getirdi.
"Bu sene 146 girişimcimiz 24 milyon liralık destekten faydalandı"Söz konusu mekanizmalara değinen Varank, şunları söyledi:
"Ar-Ge ve Tasarım Merkezi belgesine sahip firmalarımız, çeşitli vergi indirimleri ve istisnalardan faydalanıyor. Teknoparklarda yer alan firmalar, vergisel avantajların yanı sıra, mentörlük, iş eşleştirmeleri, ticarileşme ve ihracat destekleri gibi devlet desteklerinden yararlanıyor. TÜBİTAK ve KOSGEB, iş kurmak ya da kurduğu işi daha da geliştirmek isteyenlere çok zengin imkanlar sunuyor. TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci (BİGG) Programıyla, girişimcilerin teknolojiyi ve yeniliği odağa alan fikirlerini pazar aşamasına kadar teşvik ediyoruz. Böylelikle nitelikli girişimciliği özendirip, yüksek teknolojili ürünleri geliştirebilen başlangıç firmalarını ekonomiye kazandırıyoruz. Bu sene 146 girişimcimiz 24 milyon liralık destekten faydalandı. TÜBİTAK BİGG, yetkin uygulayıcı kuruluşlarla yürüttüğümüz Türkiye’deki girişimcilik programlarının en başarılılarından bir diyebilirim."
"Teknoloji girişimleri için 1,1 milyar liralık kaynak oluşturulacak"
Bakan Varank, yine teknoloji tabanlı girişimlere sermaye desteği sunmak için, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile birlikte Tech-InvesTR programını hayata geçirdiklerini dile getirerek, "Bu kapsamda beş yeni girişim sermayesi fonu, teknoloji girişimleri için 1,1 milyar liralık kaynak oluşturacak. Bu fon, start-up’ların Ar-Ge sonucunda geliştirdikleri ürünü ticarileştirmek amacıyla yatırımlar yapacak." ifadelerini kullandı.
Girişimcilerin yurt dışından yatırım almasının da önemli olduğunu vurgulayan Varank, şöyle devam etti:
"Bu mana da Türkiye'nin yurt dışında yürüttüğü 3 tane uluslararası kuluçka hızlandırma programı var. Bunları da yine bakanlığımız destekleriyle yürütüyoruz. KOSGEB aracılığıyla ücretsiz girişimcilik eğitimleri de veriyoruz. Bu eğitimlerde, girişimcilerin iş kurma ve kendi iş planlarını hazırlama gibi alanlarda deneyim sahibi olmalarını amaçlıyoruz. Bugüne kadar 1 milyonu aşkın vatandaşımıza girişimcilik eğitimi verdik ve gittikçe artan talep karşısında, bu hizmeti elektronik ortama taşıdık ve e-Akademi’yi hayata geçirdik. İnternetten verdiğimiz bu eğitimlere, e-devlet şifresi olan tüm vatandaşlarımız katılabiliyor. Eğitime katılan vatandaşlarımız, KOSGEB’in Yeni Girişimci Programına da başvurabiliyor. Biz bu programla hem geleneksel hem de yenilikçi sektörlerdeki girişimcilerimizi destekliyoruz. Eğer başvuranlar arasında; kadın, genç, engelli, gazi veya birinci dereceden şehit yakını olursa onlara pozitif ayrımcılık da yapıyoruz."
Varank, girişimcilerin finansmana daha kolay erişebilmesi amacıyla KOBİ Finansman Destek Programını başlattıklarını ifade ederek, böylece KOSGEB’in girişimcilik desteklerinden yararlanan start-upların, 50 bin liraya kadar yeni bir kredi programından faydalanabildiğini, burada alınan kredinin finansman maliyetinin büyük bir kısmını KOSGEB'in karşıladığını bildirdi.
"Anadolu’da faaliyet gösteren firmaları da teşvik edeceğiz"Yeni bir gelişmeyi paylaşan Bakan Varank, şunları kaydetti:
"Teknoyatırım Destek Programını yeniden düzenledik. Biliyorsunuz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’mız kapsamında pilot sektör olan makinede çağrıya çıkmış, Ar-Ge ve yatırım bütçesi 10 milyon lirayı aşan projelerin başvurularını almaya başlamıştık. Şimdi bu program kapsamında belirlediğimiz öncelikli ürünlere yönelik, daha küçük ölçekli yani 10 milyon liranın altındaki yatırım projelerini de KOSGEB Teknoyatırım’a kabul edeceğiz. Bugün itibariyle çağrıya çıktık. Bu program sürekli açık olacak, yani girişimcilerimiz ihtiyaç duymaları halinde derhal başvurabilirler. Böylece Ar-Ge'si tamamlanmış yatırımları, işleri çok kolay bir biçimde hayata geçirme imkanı bulacaklar.
Yakın zamanda Bölgesel Girişim Sermayesi uygulamasını da başlatacağız. Biliyorsunuz ülkemizdeki girişim sermayesi uygulamaları, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında alt seviyelerde kalıyor. Dolayısıyla bu alanda somut bir adım atmak istedik. Büyüme potansiyeli taşıyan işletmeleri ve yeni bölgesel girişimleri bu fonla destekleyeceğiz. Bu modelin bölgesel düzeyde uygulanmasıyla yalnızca start-up’ları değil, Anadolu’da faaliyet gösteren ve ihracat kabiliyeti geliştirebilecek firmaları da teşvik edeceğiz."
Varank, kalkınma ajanslarının bu uygulamayla, bölgelerindeki öncelikli sektörlere yönelik çağrılara çıkacaklarını ve fonları reel sektörün hizmetine sunacağını dile getirerek böylelikle hem bölgesel farklılıkların giderilmesini hem de ülke genelinde erken aşama girişim sermayesi yatırımlarının artırılmasını amaçladıklarını ifade etti.
"Özel sektörün bu alana daha fazla ilgi göstermesi şart"Teknoloji odaklı, ölçeklenebilir bir iş modeline, güçlü ve çalışkan bir ekibe sahip olan her start-up'ın büyüme fırsatına sahip olabileceğine dikkati çeken Varank, girişiminiz henüz daha fikir aşamasındayken yurt dışı pazarları hedeflemenin ve geliştirilmesi gereken yönler konusunda iş birliklerine açık olunmasının başarı için çok önemli olduğunu vurguladı.
Halihazırda Türkiye'de girişimciliğin neredeyse tamamen kamu tarafından desteklendiğini bildiren Varank, ancak bunun sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyüme modeli olmadığını, daha büyük işlere imza atabilmek için özel sektörün bu alana daha fazla ilgi göstermesinin şart olduğunu söyledi.
Varank, gelecek dönemde, girişimcilik ekosistemini daha etkin bir yapıya kavuşturmak için somut adımlar atacaklarını anlatarak, şunları kaydetti:
"Ekosistemde yer alan tüm paydaşların faydalanması için Türkiye Girişim Ekosistemi Platformu ve internet sitesini kuruyoruz. Bu platformda girişimlere ilişkin bilgilerin yanında yatırımcılar tanıtılacak ve girişimcilerin kullanabileceği kaynaklar hakkında bilgiler yer alacak. Girişimcilik fikirlerinin olgunlaşması için okullarda, iş yerlerinde ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde açık inovasyon yaklaşımının öğretilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Erken dönem girişimciler için vergisiz veya kolay vergili dönem gibi uygulamaları geliştirmek istiyoruz. Girişimlerin başlangıç aşamasından, ölçeklenme aşamasına kadar geçişlerinin daha sıkı takipçisi olacağız. Bu noktada özellikle, küreselleşme iddiası olan derin teknoloji tabanlı girişimleri pozitif ayrıştıracağız. Ekosistemin geneli için finansman kaynakları da özel bir önem taşıyor. Bu maksatla melek yatırımcı sayısını ve etkinliğini artıracak, kitlesel fonlamanın kullanımını yaygınlaştıracağız. Ülkemizde melek yatırımcıların sayısı çok az ve bu alana aktardıkları fonlar da yeterli değil. Bu alanı geliştirmek ve teşvik etmek istiyoruz. Yine, girişim sermayesi fonlarının hacmi ve kullanımını artıracak tedbirler alacağız."
Türkiye'nin teknoloji tabanlı girişimlerde çok büyük bir potansiyel olduğunun altını çizen Bakan Varank, sözlerini şöyle tamamladı:
"Melek yatırımcılar, risk sermayedarları ve özellikle finans sektörü yatırımcı rolleriyle daha fazla ön plana çıkmalı. Onları ekosistemin etkin paydaşları haline getireceğiz. Ben şuna yürekten inanıyorum; kamunun ve özel sektörün sağlayacağı kaldıraç, yeni girişimlerin hızla filizlenmesine katkı sağlayacak. Öyle bir noktaya geleceğiz ki gençlerimiz iş arayan değil, iş veren olacaklar."