ANKARA (AA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, 2018 yılına ilişkin büyüme verileriyle ilgili, "Türkiye küresel alanda meydana gelen gelişmeler karşısında kendi rotasını belirleyen güçlü bir ülkedir. Rota daima ekonomik büyümedir." ifadesini kullandı.
Baran, yazılı açıklamasında, 2018'in son çeyreği ve tamamına dair (GSYH) büyüme verilerini değerlendirdi.
Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 2,6 büyürken, son çeyreğinde ise yüzde 3 daraldığını belirten Baran, ekonomik verilerin söz konusu daralmanın yaşanacağını gösterdiğine dikkati çekti.
Baran, sadece iç piyasalardaki gelişmelerin değil, küresel ekonomideki gerilemenin de rakamlara yansıdığını vurgulayarak, "Türkiye küresel alanda meydana gelen gelişmeler karşısında kendi rotasını belirleyen güçlü bir ülkedir. Rota daima ekonomik büyümedir." açıklamasında bulundu.
Yeni Ekonomik Program kapsamında ekonomik verilerde dengelenmenin görülmeye başlandığının altını çizen Baran, şunları kaydetti:
"Spekülatif saldırılarla ülke ekonomisinde başlayan yavaşlama eğilimi kısa sürede atlatıldı. Bu sürecin kısa sürede dengelenmeye dönmesinde alınan tedbirlerin payı çok büyüktür. Enflasyondaki düşüş trendi, finansmana erişim konusunda atılan adımlar, iç ve dış ticareti canlandırmaya yönelik tedbirler ve istihdam seferberliği kapsamında sağlanan destekler başta olmak üzere atılan tüm adımlarla ülke ekonomisi yeniden büyüme sürecine devam edecektir."
"Bu moral verici bir oran"İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, büyüme rakamlarına ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada, ekonomiye yönelik taarruzun, 2018'in son çeyreğine yüzde 3'lük negatif büyüme şeklinde yansıdığını belirtti.
Avdagiç, şunları kaydetti:
"İTO olarak Türkiye’nin yakın tarihli makro resmi için kara tablo çizenlerin yanında değiliz, olmayacağız da... Ülkemiz, ekonomide biriken kırılganlıkları; hükümetimizce alınan önlemler ve iş dünyamızın temkinli duruşu sayesinde ılımlı bir dengelenme sürecine çevirmeyi başarmıştır. Halihazırda ekonomik aktivitenin son çeyrekten çok daha iyi olduğunu görüyoruz. Bunu düşen faiz oranları, nispeten stabilize olan kur hareketleri ve ödeme çarklarından da net şekilde anlıyoruz. En kötüyü geride bıraktık."
Son çeyrekte yaşanan negatif büyümenin kalıcı bir etki bırakmayacağını düşündüklerini aktaran Avdagiç, bunun beklenen bir sonuç olduğunu ve zaten piyasalarca fiyatlandığını iyi bildiklerini belirtti.
"Seçimsiz 4 yıl bizleri bekliyor"Ekonomik aktivitenin en zayıfladığı 2018’in 4. çeyreğinde dahi, ihracatın 10,6 puanlık artışla büyümeye ciddi katkı verdiğini vurgulayan Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdi 2019’a yoğunlaşma zamanı. Önümüzdeki süreçte reel sektörün kaynaklarını tam randımanla ihracata tahsis ederek 2. çeyrekten itibaren yeniden bir büyüme kuşağına gireceğine inancımız tam. 20 gün kadar sonra 2019’un ilk çeyreği arkada kalacak. Önümüzdeki bu yıl için çok şey yapabileceğimiz bir 9 ay daha var. Yine 20 gün sonra, 31 Mart yerel seçimlerinin yapılmasının ardından seçimsiz 4 yıl bizleri bekliyor. Bu Türkiye için çok büyük bir yapısal reform fırsatı anlamına geliyor."
"Tekrar pozitif bir büyüme dönemine gireceğimize inanıyorum"İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, büyüme rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, gerek geçen yılın ikinci yarısından itibaren İSO Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) göstergeleri gerekse sanayi büyüme oranlarının, 2018’in son çeyrek büyümesinde olumsuz bir tablo ile karşılaşılacağını kendilerine gösterdiğini, bugün bunların gerçekleştiğini gördüklerini kaydetti.
Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdi artık geriye doğru değil, önümüze bakma zamanı. Açıklanan bu veriler ve içinde bulunduğumuz süreç, negatif büyümeden en çok etkilenen imalat sanayimize yönelik başta finansman olmak üzere rahatlatıcı tedbirlerin nitelikli, sürekli ve kalıcı boyutta olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu noktadan sonra ekonomik büyümedeki yavaşlamanın uzun sürmemesi hepimiz açısından önem taşımaktadır. Şunu unutmamalıyız ki Türkiye ekonomisi, zorlukları aşma gücüne, direncine ve mücadele azmine sahiptir.
Geçmişten alacağımız derslerle 31 Mart seçimlerinden sonra uzun sürecek seçimsiz bir dönemin vereceği fırsatı iyi değerlendirerek ekonomi odaklı bir gündemle 2019 yılının ikinci yarısında tekrar pozitif bir büyüme dönemine gireceğimize olan inancımı ifade etmek istiyorum. Son dönemlerde söylediğimiz gibi, finansal piyasalarda sağlanan dengelenmenin ardından şimdi sıra reel sektörde dengelenmeyi sağlamaya gelmiştir. Bu konuda son zamanlarda atılan çok önemli adımlar da var. Son istihdam teşvikleri ve hükümetten gelen yeni yapısal reform haberleri ile birlikte yeniden sanayi odaklı, güçlü, katma değeri yüksek ürünlere dayalı, kalıcı ve sürdürülebilir bir büyüme sürecine gireceğini düşünüyorum."