Brooke Mayo, 1941 yılında Los Angeles kentinde katıldığı bir partide tecavüze uğramıştı. Bebeğine kürtaj yaptırmayı düşünen Mayo, annesinin tavsiyesiyle, dünyaya gelecek bebeğini evlatlık vermeye karar verdi. 1942 yılında doğan bebeğe Delphine adı verildi. Kızını evlatlık verdikten sonra İngiltere’ye giden anne, 2. Dünya Savaşı boyunca burada çalıştıktan sonra ABD’ye geri döndü. Kızını görmek isteyen anneye, Delphine’in öldüğü söylendi. Brooke Mayo, kızının öldüğüne inanamadı fakat yaşadığına dair bir kanıt da bulamadı.
Hayatına devam eden Mayo, 4 evlilik yaptı. Bu evliliklerinden 2 kızı daha oldu ve Los Angeles’ta yaşamaya devam etti. Fakat ilk kızı Delphine’i hiç unutmadı. Her yıl 12 Ağustos’ta, Musevi geleneklerine göre, onun anısına mum yaktı. Brooke Mayo 66 yıl boyunca her yıl kızını anarken, öldüğünü düşündüğü Delphine ise, Patricia Hamlin adıyla Kansas eyaletinde hayatını devam ettiriyordu. 1993 yılında ağabeyi ehliyetini kaybedince, yeni ehliyet almak için doğum belgesine ihtiyaç duydu. Ağabeyi, nüfus idaresine gittiğinde, doğum belgesinin olmadığını gördü. Bunun üzerine meraklanan Patricia da doğum belgesini almak istedi. O zaman 51 yaşında olan kadına, evlatlık verildiği için doğum belgesinin “gizli” olduğu söylendi. Şoka giren Patricia, gerçek annesini araştırmaya karar verdi. Üç çocuk annesi kadın, evlatlık işleminin gizlice yapıldığını ve gerçek annesinin kimliğine dair evraklar üzerinde oynama yapıldığını öğrendi. Patricia, yıllar süren araştırmalardan sonra, geçen yıl, doğum belgesinin orijinal halini buldu. Sonunda gerçek annesinin adını bulan Patricia, geçtiğimiz aylarda da, annesinin adresini buldu.
Patricia Hamlin annesine bir mektup gönderip onunla görüşmek istediğini söyleyince, Brooke Mayo şoka girdi. 90 yaşındaki kadın, mektubu okuyan bakıcısına sürekli, “Bana onun öldüğünü söylediler” diyordu. Mektup ulaştıktan kısa bir süre sonra, anne kız telefonda görüştü. İki saat süren görüşmede daha önce bilmedikleri bir gerçek de ortaya çıktı. Patricia’nın çocukluğunu geçirdiği ev ve annesinin yaşadığı ev birbirine sadece birkaç kilometre uzaktaydı. Henüz bir bebekken bir reklam kampanyası için poz veren Patricia’nın resimleri, öz annesinin her gün önünden geçtiği reklam tabelalarındaydı. İkisinin de halen bilmediği tek şey ise, Patricia’nın öz babasının kimliği. Brooke Mayo, karanlıkta kendisine tecavüz eden kişiyi görmediğini söylüyor. O yıllarda tecavüz vakalarında “saldırganın değil, kurbanın suçlandığı” gerekçesiyle, Brooke Mayo, tecavüzü polise bildirmemişti.
Telefon görüşmesinin ardından ilk kez buluşan anne ve kız birbirlerine ne kadar benzediklerini görünce şaşırdı. Patricia’nın eşi Richard, her ikisinin de saat koleksiyonu yapmak ve aynı tür takıları takmak gibi ortak özellikleri olduğunu söylüyor. Kızıyla birlikte, torunlarını da ilk kez gören Brooke Mayo, bunun “Tanrının verdiği bir hediye” olduğunu söylüyor. Mayo, “Demek ki hayatımda doğru bir şeyler yaptım ki bana bu hediye verildi” diyor. Patricia Hamlin ise, 20 yıl aradıktan sonra annesini bulduğuna inanamadığını söylüyor. Patricia, annesini bulduktan sonra tek korktuğu şeyin annesinin kendini kabul edip etmeyeceği olduğunu söyledi.
Fiziksel özellikleri ve zevkleri neredeyse aynı olan anne-kızı birbirinden ayıran tek şey ise dinleri. Brooke Mayo, Musevilik inancına sahipken, Patricia Hamlin Hıristiyan olarak yetiştirilmiş. Yine de, yıllar sonra birbirini bulan anne ve kız, Hıristiyanların Noel Bayramı’nı birlikte kutluyor.
Güncelleme Tarihi: 26 Aralık 2013, 13:32