Gündemin en önemli konusunu tartışmaya açmak istediklerini ifade eden Arslan, “Referandum, toplumda tam istendiği şekliyle algılanamamış bir konu. O yüzden bu konuyu konuşmak istedik. Bizler iş dünyası temsilcileri olarak siyasi istikrarın öneminin farkındayız. Özellikle bunu son 15 yılda yakınen müşahede ettik. Geldiğimiz durum itibariyle gerek iç ve dış siyasi gelişmeler gerekse de ekonominin durumu artık Türkiye’nin sağlam durması gerektiğini gösteriyor. Umarım referandumdan ülkemiz için en güzel sonuç çıkar” diye konuştu.
“REFERANDUM BAĞIMSIZLIK YOLUNDA ÖNEMLİ BİR EŞİK”
Arslan’ın ardından Ahmet Nazif Sarrafoğlu moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Gazeteci-Yazar Bayram Zilan, referandum da evet oyu çıkmasıyla Türkiye’de önemli bir parantezin kapanacağını işaret etti. Zilan şunları söyledi: “Referandum bağımsızlık yolunda önemli bir eşik olmasına rağmen yeterince ciddi bir şekilde tartışılmıyor. Evet diyenlerin kararı Erdoğan hayranlığından, hayır diyenlerin kararı ise Erdoğan düşmanlığından kaynaklanıyor. Dünya düzeni değişirken ancak daha güçlü bir sistemle ayakta kalabiliriz. Kuvvetler ayrılığı bu yeni sistemle net bir şekilde olacak. Bu zamana kadar hiç olmadı ve tüm darbe kaynaklı siyasi felaketler bu yüzden başımıza geldi. Ben Diyarbakırlı olduğumdan sürekli Doğu’ya gidiyorum. Kürtler çözüm sürecini bozanın PKK olduğunu net bir şekilde anladılar. 7 Haziran’dan sonra Kürtler, HDP-PKK kısa filmini izlediler ve HDP’nin seçim argümanı olarak kullandığı demokratik özerkliğin maalesef demokratik ölüm, demokratik kan olarak ortaya çıktığını gördüler. 7 Haziran’da HDP’ye ciddi manada oy veren Kürtler, Doğu Belediyelerine atanan kayyumu bağrına bastı ve tüm tehditlere rağmen hiçbir taşkınlık çıkarmadı.”
“PARLAMENTER SİSTEMLE DARBELERE KARŞI KOYAMAYIZ”
Gazeteci-Yazar Tuna Öztunç ise Türkiye ekonomisinin rayına oturmasına rağmen üretime daha çok ağırlık vermesi gerektiğinin altını çizdi. Öztunç, “Üretmeyen bir toplum güçlenemez, level atlayamaz. Bilişim çağındayız ve dolayısıyla ekonomik anlamda en etkili alan da bilişimdir. Bilişim konusunda daha iyi olmalıyız çünkü bilişimle dünyaya yön verebilirsiniz” dedi. AK Parti'nin 15 yıllık iktidarı döneminde yedi kez darbe girişimine maruz kaldığını anlatarak hızlı kalkınmak ve hareket etmek için yeni sistemin hayati önem taşıdığını kaydeden Öztunç, “Referandumda bilinçli ve mutlak bir birlikteliğin ortaya koyulmaması durumunda Türkiye'de vesayet rejimleri yeniden ortaya çıkabilir. Parlamenter sistemde 5 kez darbe oldu. Altıncı kez niye olmasın. Bu sistemle buna karşı koyamayız. Bu ülke tökezlediğinde uçuruma sürükleniriz. Ayrıca bürokratik oligarşinin sona ermesi ve işleyişin daha hızlı hareket edebilmesi için bu değişiklik şart” diye konuştu.
“YENİ SİSTEMDE NET BİR KUVVETLER AYRILIĞI VAR”
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yasama, yargı ve yürütmenin birbirinden bağımsız ve daha güçlü hale geleceğini ifade eden Hukukçu- Yazar Av. Aydoğan Ahıakın, yeni sistemle yargının daha da sivilleşeceğini dile getirdi. Ahıakın şöyle konuştu: “Bu sistemde net bir şekilde kuvvetler ayrılığı var. Böylece Cumhurbaşkanı da, meclis de, yargı da daha çok güçleniyor. Rejim değişiyor söylemleri kocaman bir yalan. Bürokratik Cumhuriyet’ten Demokratik Cumhuriyet’e geçeceğiz aslında. Cumhuriyetimiz daha da güçleniyor. Zaten Demirel, Muhsin Yazıcıoğlu ve Necmettin Erbakan gibi siyasiler de geçmişte Cumhurbaşkanlığı sistemini savunmuştu.”
Panel sonrası TÜMSİAD Bursa Şubesi Başkanı Osman Arslan tarafından, Gazeteci-Yazar Bayram Zilan, Hukukçu- Yazar Av. Aydoğan Ahıakın, Gazeteci-Yazar Tuna Öztunç ve G.Y. Kulüp Başkanı Ahmet Nazif Sarrafoğlu’na teşekkür plaketi verildi.