“ZORLU GÜNLERDEN TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNE”
İlk yıllarında yaşanan sıkıntılara rağmen sendikanın bugün Türkiye en büyük sivil toplum örgütü olma başarısını gösterdiğini ifade eden Başkan Numan Şeker, “İlk dönemlerinde sendikayı yaşatma konusunda karşılaşılan ekonomik yoksunluklar, yasal bir zeminin bulunmamasından kaynaklanan örgütlenme güçlükleri ve geçmişteki sendikal örgütlenmelerin getirdiği kirliliğin oluşturduğu psikolojik bariyerlerle mücadeleyle geçiren Eğitim-Bir-Sen; emekleme safhasını henüz atlatmış olduğu bir zamanda da millete ve değerlerine yönelik en büyük saldırılardan biri olan 28 Şubat süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Millete karşı yapılan bu darbe, milletin bağrından çıkan ve milletin yanında saf tutan Eğitim-Bir-Sen’i derinden etkilemiştir. 2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun ardından hak ve özgürlük faaliyetlerine hız veren Eğitim-Bir-Sen, eylem ve söylemlerini duygu dünyasına, iradesine, özlem ve umuduna tercüman olarak gören eğitim çalışanlarının dalga dalga katılımıyla sürekli büyümüş, 2011 yılında genel yetkili sendika, Mayıs 2016 itibarıyla 400 bini aşkın üye sayısıyla Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum örgütü olmuştur” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN HER DEMOKRATİK KAZANIMINDA EĞİTİM-BİR-SEN’İN PAYI VAR”
Türkiye’nin her demokratik kazanımında Eğitim-Bir-Sen’in teri, payı ve imzası var olduğunu hatırlatan Numan Şeker, “Sendikal zeminin güçlendirilmesi mücadelesinin öncüsü olan Eğitim-Bir-Sen, sendikacılığı toplu görüşmeli, yaptırımsız sendikacılıktan, toplu sözleşmeli ve atılan imzanın gereğinin yapılmasının zaruri olduğu sendikacılığa taşımıştır. Eğitim-Bir-Sen’in ve Memur-Sen’in temsil ettiği toplu sözleşmelerde kamu görevlileri en önemli kazanımları elde etmiştir. Tüm bunların yanında sendikacılığı salt maddi bir kazanım aracı olarak değerlendirmeyen, aynı zamanda örselenen medeniyet değerlerinin tahkimi, yön problemi içerisine itilen insanımızın tarihî istikametine kavuşturulması gibi kendisini diğerlerinden farklı kılan uğraşıları da faaliyet alanına dâhil eden Eğitim-Bir-Sen, kurulduğundan beri çalışmalarını bu çerçevede gerçekleştirmiştir. Eğitim-Bir-Sen, uluslararası kirli, karanlık odakların içerideki işbirlikçileri ile tezgâhladıkları ihanetlere karşı haklı olmanın verdiği güç ve cesaretle durmuştur. 28 Şubat, 27 Nisan, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi, millete karşı yapılan her türlü gayrimeşru ve hain girişimde, ‘hâkimiyet milletindir’ diyerek meydanlara çıkmış, haksızlıkların karşısında, mağdur ve mazlumların yanında yer almış; ırkına, diline, dinine, rengine bakmadan dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan mezalime gereken tepkiyi göstermiştir. Milletle, ümmetle bütünleşme mücadelesini sürdüren Eğitim-Bir-Sen, bu nedenle, Balkanlar’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Afrika’ya, kültür coğrafyamızda emeğin ve inancın güç birliğini oluşturmak amacıyla çaba harcamış, uluslararası eğitim sendikalarıyla iş birliği anlaşmaları imzalayarak onlarla tecrübelerini paylaşmış ve paylaşmaktadır” dedi.
“EMEK, ÖMÜR VE GÖNÜL VEREN HERKESE ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ”
Eğitim-Bir-Sen’in 25 yıldır, hakkın, adaletin, barışın, emeğin ve özgürlüklerin mücadelesini verdiğini ve bundan sonra da bu uğurda mücadelesini sürdüreceklerinin altını çizen Şeker, “‘Vefa’ya önem veren Eğitim-Bir-Sen olarak, 25. yaşımıza ulaşmanın mutluluğunu yaşarken, başta kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, kurucu üyelerimizden Şükrü Gökdemir ve Genel Yönetim Kurulu üyelerimizden Erol Battal başta olmak üzere, ahirete irtihal eden öncülerimizi rahmetle anıyor; bayrağı Mehmet Akif İnan’dan devralarak bizlere ulaştıran genel başkanlarımız Niyazi Yavuz ve Ahmet Gündoğdu’ya, sendikamızın her kademesinde görev yapmış bütün başkan, temsilci ve üyelerimize; emek, ömür ve gönül veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 14 Şubat 2017, 14:39