Bursa iş dünyasını bir araya getiren panelin açılış konuşmasını yapan BOSİAD Başkanı Abdullah Bayrak, kurumsal yönetim ve kurumsallığın özellikle son yıllarda daha yoğun olarak hayatımıza giren bir kavram olduğuna dikkat çekerek, “Yapılan araştırmalara göre yatırımcılar, şirketlerin nasıl yönetildiklerine bakmadan, sadece işletmenin gelirine bakarak yatırım yapmanın kötü sonuçlarına katlanmak durumunda kalmışlardır. Bunun sonucunda kötü yönetimin krize katkı sağladığını tespit edip, dikkatlerini kurumsal yönetim kavramına vermişlerdir” dedi.
Ali Pandır: “Kurumsal yönetim ile şirketler uzun vadede sağlıklı yapıya kavuşuyor”
TKYD Başkanı Ali Pandır, kurumsal yönetimin dünyada olduğu gibi ülkemizde de henüz genç bir kavram olduğunu belirterek, “Kurumsal yönetim,1999 yılında OECD’nin koyduğu ilkelerle formal bir hal kazandı. Bundan kısa bir süre sonra, yani 2003 yılında Türkiye’de de konu ile ilgili pratikler başladı, Sermaye Piyasası Kurumsal Yönetim İlkeleri yayınlandı. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin kuruluşu da bu döneme denk gelir. 2012 yılında yasalaşan Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Mevzuatında son dönemde oluşan değişiklikler, ülkemiz şirketlerince konunun daha büyük bir önemle ele alınmasını getirdi. Biz de TKYD olarak, kurumsal yönetim kavramının Türkiye’de yaygınlaşması amacıyla faaliyet gösteriyoruz. Aile şirketlerinin kurumsal yönetime geçmesi son dönemde oldukça güncel bir konu. Aile şirketleri kurumsallaşma sürecinde başta zorlanacaklarını düşünseler de, bu şirketler uzun vadede çok daha sağlıklı bir yapıya kavuşuyorlar. Böylece kurumsal yönetimin önemi de gün geçtikçe daha çok anlaşılıyor. Ancak, kat edilen yolda ülkemiz açısından hız artırmaya ihtiyaç var” dedi.
Aclan Acar: “Kurumsal yönetimde başarılı örnekleri birlikte çoğaltmalıyız”
Bursa’nın Türkiye ekonomisinde çok önemli bir yere sahip olduğunu, bu nedenle kurumsal yönetimin Bursa’daki şirketler için önemli bir gereklilik olduğunu ifade eden TKYD Danışma Kurulu Üyesi Aclan Acar da şöyle devam etti:
“Yönetişim sisteminin doğru oturtulması için hakkaniyete uygun, adil, açık ve hesap verebilir bir yapının aile içinde de olması gerekiyor. Bizim çalışanlarımıza karşı, topluma karşı, ülkeye ve dünyaya karşı sorumluluklarımız var. Yani şirket dediğiniz aslında kurumsal bir vatandaş. Dolayısıyla ‘bu şirketi ben kurdum, istediğim gibi yönetirim’ keyfiyeti kalmadı artık dünyada. Kurumsal yönetişime ve sürdürülebilirliğe kaydığımız ölçüde dünya şirketleri, dünya markaları çıkartabileceğiz. Kurumsal yönetişimin şirketler, aileler ve sürdürülebilirlik açısından yarattığı katma değeri ortaya koyan başarılı örnekleri hep birlikte çoğaltmamız gerekiyor.”
Tayfun Bayazıt: “Uluslararası rekabet açısından kurumsal yönetim önemli”
Kurumsal yönetim kavramının yurtdışındaki gelişimi ile ilgili bilgi veren TKYD Danışma Kurulu Üyesi Tayfun Bayazıt da, Türkiye’de en büyük problemin şirketlerin nesilden nesle kaybolması olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Kurumsal yönetim standartları ve ilkelerini yeteri kadar benimsemeyen, özümsemeyen şirketlerin belli bir süre sonra ya kapandığını ya satıldığını dolayısıyla devam edemediklerini görüyoruz. Çalışmalar ancak %10’nun altında bir oranda şirketin üçüncü nesle kadar dayanabildiğini gösteriyor. Ülke menfaatleri açısından baktığınızda kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesi ve uygulanması daha fazla değer yaratıyor, ekonomiyi daha fazla büyütüyor. Gelişmekte olan ülkeler içerisindeki şirketlerin gelişimine baktığımız zaman, birçok şirketin kurumsal yönetime tutunup sermaye piyasalarını doğru anlayarak, sermaye, finansman erişimi açısından doğru adımlar atarak çok ciddi değerler yaratabildiklerini görüyoruz. Dolayısıyla şirketlerimizi sürdürülebilir ve daha değerli kılabilmek, uluslararası arenada daha rekabetçi olmalarını sağlayabilmek için kurumsal yönetim önemli.”