Tabi ki bu olayı başlatan halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özel kanallardan halkı sokağa davet etmesiyle olduğunu anımsatalım.
İşte bu kapsamda CHP ve MHP siyasi partileri de üzerlerine düşen görevi yapmışlar.
Bizlerde bu anlamda Ana Muhalefet Lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye çok teşekkür ediyorum.
Aslında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye iki kez teşekkür etmemiz lazım herhalde.
Nedeni ise kendi partisinin olağanüstü kongre yapılması bu kongre sonucu Başkan olacağını iddia eden Meral Akşener'in bir kurgu, Fetö liderinin bir planı olduğunu söylerken bende inanmadığımı açıkça ifade edeyim.
Onun için MHP'nin bu süreçte özellikle Bahçeli'nin bu olumlu tavrının ne kadar önemli olduğunu anımsatmak isterim.
Gelelim tarihi fırsata...
Evet belki de yüzyıllarca bu Fetö terör darbe girişimi kitaplarda okutulacak.
Her ne kadar olumsuz bir adım olsa da ülke olarak birlik ve beraberliğimizin ve ikinci İstiklal Mücadelesi gibi birlik olduğumuzu görmekten bizlerde çok memnunduk.
Bunun için ülke olarak süreçte bir an önce yeni anayasa ve Başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçmemiz gerekmektedir.
Yoksa ki ilerleyen süreçte çok daha farklı sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz.
Bakın ülke olarak başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bu ülkenin vatandaşlarının çok büyük bir sevgisi ve güveni olduğunu da unutmamamız lazım.
Hazır bu fırsatı da değerlendirmek lazım.
Bakın 14 Martta 2016'daki köşe yazımda ''Osmanlın Fatihi,Türkiye'nin Erdoğan'a ''olan sevginin temelini yazmışım!
Osmanlı'nın Fatihi, Türkiye'nin Erdoğan'ı
1453'te Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'u fethederek milletin gönlünde taht kurmuştur.
Ayrıca Sultan Mehmet Han'ın en büyük özelliği ise çok zeki biri olduğuydu...
Bununla ilgili bazı örnekler verecek olursak; Osmanlı tarihinde ilk kamulaştırma yapan, üç dine ait ibadethaneyi birlikte açmış olması ve İstanbul'daki Roma kültürünü de korumasıdır.
Ayrıca Sultan Mehmet Han ilk resmini yaptıran padişah olarak tarihe geçmiştir.
Şimdi bu köşe yazımı okuyanlar bunları neden yazdığımı sorabilir, hemen açıklayayım.
Malum ülkemizde Ak Parti'nin 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulmasıyla tarihi birlikte yaşamaya devam ediyoruz.
Bu anlamda Ak Parti'nin Kurucu lideri olan Recep Tayyip Erdoğan'ında ülkeye kazandırdığı reformlarla yapılamaz denilen tüm projeleri hayata geçirdi.
Hatta bu başarının bir mükafatı olarak halk onu ilk kez halk oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı olma şerefini de nail etti.
Hem de %52 oy olarak Türkiye tarihine adını altın harflerle yazdıran ender kişilerden oldu.
Peki şimdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeye yapılamayacak denilen ve yapılan neler oldu?
İsterseniz hemen onları izah edelim...
İlk aklımıza gelen Karadeniz sahil yolu akıllara geliyor.
Özellikle uzun yıllardır o zaman için %35'i tamamlanan ve bir türlü koalisyon hükümetleri zamanında ödenek ayrılmadığından ne zaman biteceği malum bu tarihi eser çok değil Ak Partini iktidara gelmesiyle 3-4 yıl gibi kısa bir zamanda hayata geçirilmişti.
Bu arada ülkenin her tarafına bölünmüş yollar, devasa tüneller ve viyadükler yapıldı.
Ülkemizde TOKİ çalışanlardan para kesilen bir kurum olarak bilinen atıl bir kurumken tabir caizse altın yumurtlayan bir kurum haline getirdi.
Yüz binlerce aileyi ev sahibi yaptı.
Yine 2000 yılların başlarında %60-%70'lerle konuşulan enflasyon oranlarını çok kısa bir sürede tek haneli durumlara getirildi.
Türk lirasında 6 sıfır silindi.
Yine bu aziz milletin evlatların sorunu olan başörtüsü yasağını kaldırdı.
Her ile bir üniversite kazandırıldı.
Maramaray, hızlı tren gibi projeleri hayata geçirdi.
Yetmedi yerli uçak, tank, silah, nükleer santral ve insansız hava aracının üretilmesine destek verdi.
Yine zenginlerin kullandığı bir ulaşım olarak bildiğimiz uçak ile ilgili taşıma hakkını asgari ücretlinin bile kullanabileceği bir ekonomik seviyeye geliştir.
Bu anlamda Dünya markası yetişti ve THY yurt içi ve dışı her yere gitme imkanı sağladı.
Ve en son gelişme ise olmaz denilen, yapılamaz denilen Türkiye'ye 3.köprüyü kazandıran bir dünya lideri olarak karşımıza çıktı.
Bu anlamda Motorlu taşıt, hızlı tren ve yük trenin geçebileceği şekilde yapılan İstanbul'un 3.köprüsü olan Yavuz Sultan Selim vatanımıza milletimize hayırlı uğurlu olsun.
Evet bu yazdıklarım birilerinin zoruna gidebilir ama tarihe geçen konulardan bahsediyorum.
Ve bu yazdıklarım olayların hepsinin de halk tarafında karşılığının olduğunu ve seçimlerde de bu aziz millet yapılanları sandıkta cevap olarak özellikle Ak Parti'yi tercih ederek göstermiştir.
İşte bu anlamda benim kanaatime de başkanlık isteminin bir an önce referandumla halka sorulması ve uygulamaya geçilmesi gerekmektedir.
Yoksa parlamenter sistemle yamalı bohçayla ülkenin kaybedecek 1 saniyesi bile yok.
Hani birilerinin dediği gibi Erdoğan padişahlık istiyor, olmadı diktatör diyorlar ya sözüm ona.
O zaman Erdoğan'ın bir canlı olduğu ve onunda bir gün öleceğini neden söylemiyorlar.
Şayet Erdoğan öldüğünde bu ülkeye bıraktığı hizmetler ve sistemler ondan sonra hemen kapatılması lazım.
Böyle bağnaz ve sığ bir yaklaşım olmaz.
Bu ülkenin hayrına bir iş yapılacaksa tüm siyasi partiler taşın altına elini koyması gerekmektedir.
Yoksa bu aziz milletimiz neyin ne olduğunu çok iyi görmektedir.
Onun için yazımın başında dediğim gibi bu ülkenin Fatih Sultan Mehmet Han'dan sonra gelen en iyi liderlerinden birisi de mevcut Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz ve Başkanlık sistemine de bir an önce geçersek ülke olarak daha kazançlı çıkacağımızı düşünüyorum.
Evet bundan 6 Ay önce bunları yazmışım sevgili dostlar.
Her şey ortada ülkede geldiğimiz noktada ortada.
Şayet Erdoğan şu zor zamanda bu ülkede Cumhurun Başkanı olmasaydı ne olur düşünmek bile istemiyorum ama bir an önce ülke olarak Başkanlık ve Yeni Anayasa sürecini yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Biz tarihe notumuzu düştük...
Gerisi siyasilerin görevi..
Selam ve dua ile...