BAY X LE RÖPORTAJ

Bu aralar İstanbul’dayım. Yoğun bir mesai sonrasında telefonun ucundaki kişi oydu. ‘Yakınlarındayım gelirsen bir kahve içeriz, söyleyeceklerim var dedi’. Hayır diyemezdim, dediği yere gittim. Güzel bir çay bahçesinde bir köşeye sinmiş nargilesini yudumluyordu yaşlı kurt. Gözlükleri ona farklı bir ahenk katmıştı. Bürokrasinin kılcal damarlarında yol almış , ve hala bazı aktif görevler üstlenen bu şahısla muhabbet etmek, her zaman beni fazlasıyla heyecanlandırıyor.

Velhasıl konuyu Türkiye gerçeklerine getirip, karşımdaki derin kitaptan sonuna kadar istifade etmek istiyordum. Nihayet Bay X kıvama gelmişti. Aslında ülke gibiydi refleksleri, ülke darda olduğunda onu neşeli göremezdiniz. Ama fazlasıyla neşeli ve rahattı.

_Efendim neler oluyor? Durdurulamayan fiyatlar. Sizce ekonomik olarak nereye gidiyoruz?

Evlat yine açıp, kitabın ortasından sordun soruyu. O zaman bizde ortasından dalıp gidelim. Öncelikle her yönden dar bir koridordan geçtiğimiz doğrudur. Ve bu durum bir çok nedenden dolayıdır. Ama bu durumun nedenleri halk olarak bizi fazla ilgilendirmez. Doğal olarak herkes kendi mutfağına bakmak zorundadır. İşine gücüne giden, ekmek parası peşindeki insanlar, küresel bir bakış açısıyla bakamaz zaten. Onlara bazı şeyleri anlatmak çok zordur. Örneğin yakın zamanda ülkenin boynuna iki büyük pranga daha takıldı. Biri doğal afet, diğeri ise var olan afetten sonra oluşan ekonomik külfet. Buna birde Eyt ile aynı ana denk gelmesi, mutfağı yani hazineyi zora soktu. Biz bunlarla uğraşırken sıkışmış ,darbe almış bir Türkiye’ye para operasyonu yapmaktan geri durmadılar. Unutma evlat rakip ne kadar güçlü olsa da eğer belin kırılmışsa rakibine karşı hiç bir şey yapamazsın.

Türkiye bu durumda, birde küresel çetelerle ve bunu destekleyen Ülkelerle mücadele etti. Yaşananlar

halkın mutfağına kadar indi. Oluşan zemin tam onların istediği gibiydi. Nihayetinde dolar Euro’yu bir noktada tuttuk. Sayın Erdoğan bu süreçte bu baskıyı kırmak için Sudi Arabistan ve körfez ülkeleriyle ticari anlaşmalar yaptı.

-Peki efendim şimdi ne olacak? Sanki bürokrasi dahil herkes bir belirsizliğin içerisinde gibi davranıyor. Veya ben öyle hissediyorum.

Farkındaysan yakın zamanda Elon Musk geldi. Bu gibi adamlar ambardaki pilicin kokusunu almasalar buralara uğramazlar.

Daha önce füze atış rampamız olmadığı için, yaptığımız füzeleri uzaya yollamayı kabul etmişti. Peki neden? Kongo cumhuriyetinde var olan ve dünya için çok önemli olan bir elementin Türkiye’de keşfedildiğini ümit ediyorum. Hemde çok yüksek miktarlarda.

Ayreten ileri zamanlarda açıklanacağını ümit ettiğim çok değerli madenlerimiz var. Bunlar neden lozan gibi anlaşmaların bittiği bu tarihe denk geliyor bili yormusun? Neden terör belasından kurtulamadığımızı şimdi anlıyor musun?

-Efendim anlattıklarınız çok heyecan verici şeyler ama ben bazı kesimin diliyle sizlere bu soruyu sormak zorundayım. Halkın mutfağına ne zaman bazı şeyler yansıyacak?

Bak evlat; Ülke yönetmek bakkal dükkanı yönetmeye benzemez. Zamana dayalı hesaplar yapılır. Eğer Allah korusun bir afet veya bir dış müdahale görmesek, benim tahminim iki üç yıla bu zenginlik herkesin cebine yansır. İki üç yıl devletler için çok kısa bir zaman dilimidir. Bir devlet en az yüz senelik strateji geliştirmelidir.

-Son olarak efendim bu işin içinde olduğunuz için söylüyorum, Türk birliği teşkilatı ne durumda? Bizim için bu kadar büyük bir birliktelik gücün yanında riskte barındırmaz mı?

Büyük olan bir şeyi korumak hem çok kolay hemde yıkılmaya daha eğimlidir. Rusya, Putin bunu başarıyor. Çok büyük topraklara ve bir çok etnik kökeni barındırıyor. Ama içeride oluşabilecek bir iç isyanın bedelinin işkenceyle ölüm olduğunu bilen halk, yönetime asla başkaldıramıyor. Diğer yandan nükleer ve askeri gücünü düşman ülkelere karşı gösterebiliyor. Oysa doğalgaz gibi bazı yakıtlardan başka güçlü bir ekonomisi yok.

Yani biz teşkilat kuruyoruz. İyide gidiyor. Tek irade den, tek baştan oluşmasa da bizi birleştiren derin köklerimiz var. Bir Avrupa Birliği gibi ve ondan daha bağlı bir şekilde. Ordusu bir ideolojisi bir, teşkilat.

Dedim ya dünya yeniden şekillenirken bizde bir güç olarak yerimiz alacağız. Söz sahibi olmamız lazım bu yeni düzende. Yoksa acımasızlar. Hem bizim için hemde dünya için. Korona da bunu gördük. Bir çok kişinin beyaz kanı eskisi gibi değil. Yani her türlü hastalığa yakalanma olasılığınız eskisinden çok daha fazla. Doğal beslenin.

Not. Çok uzun bu sohbeti sizler için özetledim. Bazı meseleleri ileri zamanda sizlere köşemde yer vereceğim.

Selam ve dua ile...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Bahattin Aygül
Bahattin Aygül - 1 yıl Önce

Tebrikler

Yaşar şamlı
Yaşar şamlı - 1 yıl Önce

Zevklen okudum ,gerçekten bu faydalı bilgi için teşekkürler.

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0