Bugünkü köşemizde sizinle biraz sohbet etmek hemde dertleşmek istiyorum.
Öncelikle bilmenizi isterim ki kimseyi hedef alıp haddinden fazla eleştirip millet olarak onca sorunumuz var iken içeridekileri eleştirmek değil amacım.
Küresel bazda verilen mücadelenin boyutu konusunda en az devletim kadar şuurluyum. Ama bazı makamlarda oturan kişilerin enaniyetleri, benlik duyguları ve egolarını görünce artık bu yazıyı yazma zamanımın geldiğini düşündüm. Dost acı söylermiş. Merak etmeyin isim vererek gitmeyeceğim ama
liyakat makamında oturan kişilerin , yazımdan pay almasını arzu ederim.
Geçen gün sosyal medyada bir cümle beni baya düşünmeye itti. 'Teşkilât olamasa Erdoğan yüzde 70 oy alır. Düşman dışarda değil bilinçsiz şuursuzca haraket eden teşkilatta' yazıyordu. Bir anda geçmişimle benim aramda unutulmuş veya unutmak istediğim onca hatıra penceresi birer birer açıldı. Ak parti yeni kurulmuştu. Bakırköy İmam hatip lisesinden yeni mezun olmuştum. Başörtü sorunlarından dolayı beyazıt meydanında yediğim jopların lezzetli elemleri vardı ruhumuzda.
Velhasıl haksızlıklar bizi dahada güçlü büyütmüştü. İstanbul gibi bir yerde mahalle kültürüyle büyümüş biz yedi arkadaş , daha ilk gün bu partinin mensubu olma heyecanıyla başvuruda bulunmuştuk. Aynı kültür, aynı bakışaçımız, aynı meziyetlere sahip değildik ama çocukluğumuzdan kalan sıkı bir bağ vardı aramızda. Evet size bu yedi arkadaşımdan bahsedeceğim birazdan. Ama anlattığım kıssa sadece bir parıltı ,bunun gibi nice hadiselerin var olduğunu biliyorum. Kan ter gözyaşı ve ömrünün en güzel zamanını bu davaya adamış, yüreklerinde sadece ülkenin bekası olan yedi arkadaş. Bir ilçe teşkilatının gençlik kollarında lidere aşık , onun bu ülkeyi münhasır medeniyetlere taşıyacağına inanan yedi dost. Seçim öncesi gece gündüz tüm ilcede afişlere faliyeti gösteren bunun için ölümlerden dönen yedi arkadaş. Hangi birinin verdiği vefayı anlatayım ki size. Babası vefat ettiği gece bizimle afişleme faliyetine katılan Y. B yimi? Annesini tek oglu gözünden salındığı ama her fırsatta kaçıp bize katılan E. S. yimi? Bir oy daha fazla alsın diye ilçedeki tüm yatalak vatandaşları secim sandığına taşıyan İ. K. yıkımı? Bir lider kadar liyakatlı ve donanımlı, bizi bir arada tutan her koşulda çözüm üreten M.A yımı? Naif ruhu ve şiirleriyle bizi besleyen gençlik aşķıyla davayı aynı sokaklarda harmanlayan İ. A. yımı? Kazandığı Üniversiteye bu sene gitmesemde olur seneye yine kazanırım, bu sene kazanmamız lazım bu seçimi diyen Ö. Y. yımı? Yoksa seçim arafesinde afiş asarken kışkırtılmış bir anlaşmazlık yüzünden kendini feda edip vefat eden, eğer etmese hepimizin öleceği A.E. yımı?
Önemli olan seçim bittikten sonra bir kağıt parçası gibi kullanılıp atıldık. Gece peynir ekmek yediğimiz belediye başkanı makama oturduktan sonra hiçbirimizi tanımadı. Amacımız bir kazanç elde etmek değildi sizin sayenide başardık deyip bir motive bekledik. Gençtik ve yıkılmıştık, işin garip noktası o kadar şuurluyduk ki lider için o belediye başkanına dört dönem oy verdik. Bir kardeşimiz mahallede 'ne oldu sizi kullanıp attılar değilmi' laflarından bıkıp intiharı bile düşündü. Ben ise afiş asarken gece soğuk havada iyice midemi üşütmüştüm Seçimden sonra hastanede serum yedim. Babamın özel hastane masrafını karşılayıp arkasından garip bir şekilde gittiğim anı asla unutmadım. Biz yedi arkadaş dağılmıştık zaman hepimiz bir yere dağıttı zaten. Ama hangi arkadaşımı arayıp konuşsam o zaman yaptıklarının hayatında az veya çok etkisinin olduğunu söyler.
Yazdıklarım sadece özettir yazamadıklarım derya. Ve buna benzer ne güzel insanlar harcandı zamanında parti içinde. Onları bulun , onları küstürmeyin. Arşivleri açın ilk parti kurutulduktan sonra neden teşkilatı terkettiklerini sorun onlara. Zaman kısaldı.
Meydansa meziyetsizlere kaldı. İşini dört dörtlük yapan abilerimiz kardeşlerimiz de var lütfen onlar alınmasınlar. Onlar vicdan olarak zaten kendilerini bilirler. Zaten onlarda olmasa gerçekten işimiz zor.
Velhasıl demek istediğim artık bu yanlıştan dönülsün. Bunu yapabilecek ortam ve imkan artık var. Başkanlık sisteminden önceki sistemin getirdiği dengesizlikler yok artık. Elhamdülillah çok başlılıktan kurtuldu bu ülke. Şimdi güçlü eğitim, güçlü değerle ancak bundan kurtulabiliriz. Vatan,Millet,Allah aşkı aşılanmalı gençlerimize. Yoksa yaptığımız her teknoloji bir gün gelir bizi vurur. Nitekim bunun örneğini yakın zamanda ibretlik bir sekilde gördük. İnşallah bundan sonra her bir makam her emanet liyakat sahibine verilir.
Çünkü bizim dirilişimizi bekleyen bir 1.57 milyar ümmet var. Ve bu ümmeti parça parça yemek isteyen çakallarla dolu azılı bir oluşum var dünyada.
Allah birliğimize beraberliğimize zeval vermesin.
LİYAKAT
- 12 Mart 2021, 12:27
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi