Mesut OKYAY: İstikrar ve Başkanlık sistemidir...

 Bebe konfeksiyonu sektörünün lider markası Beetto firmasının sahibi ve aynı zaman Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkan vekili Mesut Okyay ile siz okurlarımız için keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Birçok STK'da aktif görev alarak Bursa'ya hizmet aşkı ile çalışan Okyay, 1 Kasım seçiminin ardından Türkiye'de oluşan tabloyu ve iş dünyasının hükümetten beklentilerini dile getirdi.

Necmi İnce: 1 Kasım seçiminin ardından çıkan tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bundan sonra Türkiye'yi neler bekliyor?

Mesut Okyay: 1 Kasım sonrası ne bekleniyor dediğiniz zaman şunu söylemek isterim . Bizler koalisyon dönemleriyle geçmiş ve yahut güçsüz iktidarlarla geçmiş siyasi arenanın içerisinde yetiştik büyüdük . 2002'den sonra AK Parti ile ortaya çıkan güçlü iktidar olgusu ülkede birçok şeyinde önünü açtı. Türkiye'nin ve Türk insanının önünü açtılar. Maalesef siyasi partiler kanunu seçim sistemimiz eskiye dayalı olduğu için önü açılmamıştır fakat bir şekilde tek başına iktidara gelinmiş 13 yıl sürdürülmüştür. 7 Haziran'da bir çay molası verildi. Sonra Türk Milleti yeniden istediği özlediği tablo için AK Parti'ye teveccüh gösterdi ve yeniden 1 Kasım'da tek başına iktidara getirdi.

N.İ.: Peki sizce seçim sisteminde bir sıkıntı yok mu? yüzde 40 alan bir parti hükümeti kuramıyor mesela...

M.O.: Tabi ki de... Ortada bir sorun olduğu apaçık ortada... Bir parti düşünün ki yaklaşık 50 milyon seçmenin 21 milyonunun oyunu almış ama tek başına hükümeti kuramıyor. Bu AK PArti olayı değil... Yarın bir başka parti de aynı oy oranları ile birinci çıkabilir. Aynı sorun onları da vuracak. Yüzde 40’ın üzerinde  oy almış hangi parti olursa olsun  tek başına iktidar kurabilmeli tek başına reformlar yapabilecek güce ulaşmalıdır, ama maalesef bizim siyasi sitemimizle fazla oynanmadığı için geliştirilmediği için hep geçmiş dönemlerde ya bu bizim için iyidir bu bize sıkıntı yaratmıyor dendiği için bu noktalara gelinmiştir. Umarım AK Parti tek yeni dönemde bu sorunları da ortadan kaldıracaktır.

N.İ.: Başkanlık sistemi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

M.O.: Ben kesinlikle bu sistemin kökten değişmesinden yanayım .Uzun yıllardan beri ne kadar iş dünyasının içinde de olsam siyaseti de yakından takip etmeye çalışıyorum ve bundan dolayı da Türkiye'nin çok fazla siyaseten yol alamadığını düşünüyorum. ülkenin yol alabilmesi için sistemin kökten değiştirilmesidir yani ekonomik sistemin  tamamen değiştirilmesidir. Bunun içinde ne olursa olsun görüyoruz şimdi bir bakanımız geliyor, bir sürü bürokratik işlemler ,karşılamalar ,törenler ya biz iş mi yapacağız tören mi yapacağız? Aynı şekilde bakanlar içinde aynısı geçerli... Bizim iş yapmamız lazım bizim çalışmaya ihtiyacımız var,bizim üretmeye ihtiyacımız var ama bu sistem devam ettiği sürece de bunlardan kurtulmamız mümkün olmayacaktır. Biz yeni bir sayfa açıp yeni bir düzen içerisinde  dünyada var olabilme veya işte ilk on içerisine girebilme mücadelesini vermemiz lazım yoksa aynı kurallarla aynı şartlarla bunun çok mümkün olacağını düşünmüyorum.  

Birazda iş konuşalım. Bebe giyiminde süreç nereye doğru gidiyor? Bursa yeterli kapasiteye sahip mi?

Bundan sonraki tekstil konfeksiyon Bursa'da nedir  ne değildir nereye gidecektir bunla ilgili yorum yapmak gerekirse geçen hafta İtalya'da fuarına gittik.Yaklaşık 230 tane iş adamını uçak kaldırarak  götürdük ve getirdik. Burada Milano Ticaret ve Sanayi Odası ile görüşmelerimiz oldu fuar şirketiyle görüşmelerimiz oldu ve bizim haricimizde beklide bizim kadar daha o fuara giden iş adamları vardı. Bursa'dan 1000 kişiye yakın bir ekipti diyebiliriz. Bursa'da bunun alt yapısı gerçekten var. Tekstil boya,baskı ,apre  Türkiye’deki tekstil anlamında ilk sıradaki şehrimiz bursadır. Yani bu bir milli servet  bir milli yatırım yapılmıştır buralara bunun meyvesini biz bugüne  kadar belki çıraklık aşamamızdı öğrenerek geçirdik. Esasen biz bundan sonra bunu semeresini yiyeceğimiz katma değer yaratıp ülkemize ve şehrimize daha fazla katkı sağlatabileceğimiz bir sektör olarak bakıyoruz.

N.İ.: Sektörünüzdeki markalaşma yolunda ne gibi adımlar atılıyor? Sizin sektörde de 2023 hedefi var mı?

Tekstilde büyük bir ilerleme var. Zaten teknolojik gelişmelerde bunu gösteriyor . Bundan sonra biraz daha tekstilde de katma değerli ürünler katma değerli işler yaparak belki belli markalar çıkartarak da dünyada söz sahibi olunabilir. İşin hamallık tarafını belki de az gelişmiş veya bizden sonra gelişmekte olan ülkelere bırakmakta fayda var. Bu geçişi sağlıklı yapabilirsek  Türkiye tekstili daha uzun yıllar yaşayabilir.Konfeksiyon belki  daha uzun yıllar yaşayabilir çünkü hala İtalya'da devam eden tekstil ve konfeksiyon vardır. Belki yüzyıl öncesinde başlayan çalışmalar... Türkiye’de de  bu geçiş sağlıklı sağlanabilirse uzun yıllar bunun katma değerini ülke olarak görürüz diye düşünüyorum.

N.İ.: Sektörünüz istediği desteği alabiliyor mu?  İstanbul'un arka bahçesi olarak nitelendirilmekten ne zaman ve nasıl kurtuluruz?

M.O.: İstanbul bugün pazar olarak dünyaya açılan bir kapı. Türkiye'de her yerde üretilen ürün  muhakkak İstanbul'dan çıkıyor gidiyor veya gelen her ürünün büyük bir kısmı İstanbul’dan Türkiye’ye giriyor. İstanbul'un bu avantajı vardır. Ama tekstil bu desteği alıyor mu dediğiniz zaman teknolojiyi takip eden sistemleri  mantaliteyi takip eden bütün tekstil firmaları bu kazanımı yaptığı işlerle kurmuş olduğu Avrupalı ortaklarla zaten semeresini görmektedir. Burada sıkıntıya giren tekstilin içerisinde olan  konfeksiyondur,konfeksiyon biraz daha iş gücüne dayalı emek yoğun bir sektördür.  Ondan dolayı bundan sonraki süreçlerde  Bursa  birinci bölge olduğundan burada çok fazla yaşama şansı var mıdır  işte o tartışılabilir,konuşulabilir. Destek alıyor mu Bursa ‘da... Tabi emek yoğun bir sektör olduğun için konfeksiyon olarak alamıyor ama tekstil sektörü içerisinde yapılan katma değerler  teknik tekstil olarak alıyor belki. Makine üretimi olarak alıyor ama konfeksiyon üretim olarak aldığını söyleyemem.  Çünkü bunu ağırlıklı teşviklerle doğu yada güneydoğuya kaydırılmış durumdadır.Orası bu anlamda altıncı bölgedir verilen bütün desteklerde o bölgeyedir.

N.İ.: İş gücü demişken malum bir Suriyeli gerçeği var. Mültecilerin buralarda barınması ve istihdam edilmesi noktasında en uygun işlerden biri konfeksiyon... Maalesef bunu bazı iş adamları farklı noktada değerlendirip çok cüzi fiyatlara çalıştırıyorlar bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?

M.O.: Bu sıkıntı bugünün veya Suriyelilerin sıkıntısı değil ben bunu zaman zaman devlet kademelerindeki görevlilere sordum. Hepsinin de cevabı 'maalesef bu kanayan yaramızdır' dediler. Çünkü Bursa'da konfeksiyonda veya Türkiye’de kayıt dışı hala yüksektir. Yüzde ellinin üzerindedir ne kadar resmi rakamlarla  açıklarlarsa açıklasınlar pratiğe indiğiniz zaman yüzde ellinin üzerinde kayıt dışı vardır.Siz bunu önleyemeden mümkün değil. Belli bir hedefe yürüyemezsiniz sağlıklı olarak.Suriyeliler gelmeden önce yabancı krizi yok muydu, Laleli bir Pazar bütün dünyaya açılan bir kapımız ve bütün dünyaya her türlü ürün satılıyor. Burada satış yapan, çalışan insanların tamamı yabancı. Kaç tanesi TC vatandaşı belki yüzde 3 veya 5 i yüzde 95 i yine kayıt dışı bunu devlet biliyor millet biliyor herkes biliyor ama bir önlem alınamıyor veya bu bölgeye yeni bir tanım getirilemiyor., Getirilemediği zaman birkaç böle hareketle hadi geldik kontrol ediyoruz toplayın şu kayıtsız elemanları deyip işte sınır dışı etmekle nereye varabilirsiniz? Neticede buraya göz yumuyorsun niye çünkü burası bir katma değer oluşturuyor. Şehir için veya ülke için bunu biliyorsun çok fazlada üstüne gitmiyorsun. Çözüm mü çözüm değil...  Şimdi bu iş biraz daha büyüdü tabi Suriyelilerle ilgili emek yoğun bölgelerde işte Bursa'da, Gaziantep'te , Kilis'te  veya Malatya'da... Devlet olarak bunu kayıt altına alma adına hem de gelenleri kayıt altına alma adına bunlara bir özerklik veya bir çalışma izni vereceksin. Bunların bu sektörde neden bu kadar fazla çoğaldıklarını da söylemeden edemeyeceğim. son 5-6 yıldır bizim insanımız bu işleri yapmak istemiyor. Herkes daha kolay daha rahat işlere kaymaya çalışıyor. hal böyle olunca da buralarda yabancılar işe alınıyor.

N.İ.: Ocak ayında Asgari ücretin 1300 TL olması öngörülüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Biz üretim yaptığımız için rekabet edebilme adına ilk bakışta yani böyle bir maliyet kaldırılabilir mi kaldırılamaz mı bunu tartışmalıyız. Ne kadarı işverenin üzerinde kalacak  ne kadarını devlet kendi üzerine alacak bu önemli bir konu. Muhakkak  devletin burada bir hesabı vardır. Bunun tamamını işverenin üzerine bırakmayacaktır. 1300 lira çalışan için az bir rakam olabilir ama bide dünyanın gerçekleri var piyasanın gerçekleri var ve bu bugüne kadar verilebilecek olsaydı en güçlü hükümetler bunların dönemindeydi ve verilebilirdi niye verilemedi. tüm partiler seçim vaatleri arasına koyuyor. ama sorumlulukları yok seçilmezler ise... bu gene seçim sisteminin tıkanıklığına geliyor. Umarım bu hükümet bu konuda da aklı selim bir çözüm bulur. Yani çalışanlarda daha rahat imkanlara kavuşmuş olur diye düşünelim. Ben burada hükümetin yaptığını ya bu kadar hizmet ettikten sonra bu kadar merkez bankasının kasasını doldurduktan sonra herkesin belli bir gelir seviyesini refah seviyesini yükselttikten sonra tekrar işine devam ettirme veya yarım kalan işleri tamamlama adına bu vaatleri yapması siyaseten ben normal karşılıyorum. 

N.İ.: Batı Organize Sanayi Bölgesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu alan gerekli mi?

Bursa’daki organize sanayi bölgelerine baktığınız zaman veya yatırım yapmak için firmaların taleplerine baktığınız zaman böyle bir bölgeye ihtiyaç var. Belki olan organize sanayilerin biraz daha elden geçirilmesi düşünülebilir ama maalesef buralarda daha önce rant olarak yapılmış veya kullanılmış. Oradaki çoğu sanayici yaptığı işten değil de aldığı topraktan veya arsalardan para kazandığını düşünüyorum. Belli bir noktaya vardırılmış bunlar rant noktasına vardırılmış. Yani şu şudur demiyorum ama gittiğiniz zaman bugün bir organize sanayi bölgesinden milyon dolarlardan aşağı yer almanız mümkün değil. Bu daha önceki  düzen içersindeki yanlış oluşmuş bir durum. İnşallah zaten başkanımızın da açıkladığı bu organize sanayi bölgesinde böyle bir şeye fırsat verilmeyeceğini  aynı zamanda hatta toprak verilmeyeceği  toprak üzerinden arsa üzerinden gidilmeyeceği talep eden firmalara bina verileceği ve kira öder gibi bunların tahsilatının sağlanacağı söylendi. İleri teknoloji bir bölge yaratılmak isteniyor. Burada hatta içerisinde üniversitelerin olduğu ,alışveriş merkezleriniz olduğu ,sosyal konutların olduğu ,uydu kentlerin olduğu bir alandan bulmuş bir bölge oluşturulmak isteniyor. Tabi bunların prototiplerini örneklerini de Singapur'dan veya Honkong'dan örnek alınarak tiplenmiş bir bölgedir.Ben bursa için çok daha faydalı olacağını düşünüyorum.

N.İ.: Son olarak kendi markanız Bebetto'nun hedeflerinden bahseder misiniz?

 

Bebetto olarak hedefimiz muhakkak ki hep marka yapmak. Marka olmak tabi kolay değil buna büyük destekler verilmesi gerekiyor . İşte geriye dönüp baktığımız zaman bir nefeste geçen 20 yıl... Geldiğimiz nokta itibari ile nereye geldik nereye gitmemiz lazım işte bunlar gerçekten böyle bir bilim dalı gibi incelenmesi konuşulması işte üniversitelerle  beraber hareket edilmesi piyasalarla  hareket edilmesi gereken bir nokta. Marka olmak bir ulusal marka var birde uluslar arası global marka olmak var. Hedef insan gerçekten gönül istiyor her ikisini birden olsun ama bu kolay değil. İnşallah bakalım bebetto ile ilgili düşüncemiz şuan önümüzdeki beş yıl içersinde perakende ile ilgili mağazalara yavaş yavaş bir prototipe olsa açmaya başlayıp bunu sektöre entegre etmek... Aynı zamanda yurt içinde ne kadar bu talepler olsa da yurt dışında şuan açılan mağazalarımız var. Özellikle Azerbeycan, Rusya, İran aynı zamanda  bunun yanında Fas'ta mesela yaklaşık 8-10 tane Bebetto tabelasıyla açılmış mağazamız var. Daha doğrusu oradaki distüribitörlerimizin vermiş olduğu bayilikler. Bizden izin alarak bunların tabi çoğaltılması olacak. Belki çok daha teknik olarak hazırlanmış alt yapıyla kurgulanmış bir sistem yapmamız lazım ki bu bölgelerdeki büyümemizi hızla geliştirelim yapalım. Hem bölgemize hem uluslar arası dünyada bir marka oluşturalım diye düşünüyoruz ve gayret ediyoruz. Bunun alt yapısını da sistem olarak yerleştirmeye çalışıyoruz.

 

*Mesut   Okyay Kimdir?

1969 Yılında Bursa Mustafakemalpaşa ilçesinin Söğütalan Mahallesi'nde doğmuş bir zattır. İlkokul ikinci sınıfa kadar nahiyede okuduktan sonra, üçüncü sınıftan itibaren Bursa'ya gelmiş. İlkokul, ortaokul, lise öğrenim hayatını Bursa’da tamamlayan Okyay, Bursa İmam Hatip Lisesi mezunudur. Öğreniminin ardından yaklaşık 8 yıl Kapalı Çarşı'da havlucularda tezgahtarlık yapan Okyay, daha sonra kendisini ticaretin içinde bulmuş. Ticaret hayatında basamakları bir bir tırmanan genç girişimci bu süreçte birde dünya evine girerek 3 çocuğu ile yoluna devam etmiş. STK'larda çeşitli grevler üstlenen Okyay, BTSO başta  olmak üzere Çocuk Konfeksiyoncuları Derneği ve daha birçok STK'da çeşitli görevler üstlenmiştir. 

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0