Halen atıl halde bulunan arazi mahalleli için uzun süredir bir soruna dönüşmüş durumda. Mahalleli, sadece alana atılan çöplerin yarattığı pislikten değil, alanın uyuşturucu ticareti amacıyla kullanılmasından da şikayetçi.
Soruna çözüm arayan mahalleliler, Türkiye Halk Temsilcileri Mecilisi (THTM)’nin desteğiyle arazinin kreş ve anaokulu olarak kullanılması için mücadele başlattı.
Geçtiğimiz günlerde mahalleliler tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na ait bu araziye kreş ve anaokulu inşa edilmesi çağrısıyla bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanya kısa sürede 1500 imzaya ulaştı.
Dün de kampanyanın parçası olarak mahallelilerin katılımıyla bir halk toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda söz alan mahalle sakini ve THTM temsilcisi Ali Gezer, arazinin mahalleli açısından nasıl bir sorun yarattığını anlattı.
“Kreş yapılacağı söylenen bu araziye on yıldır hiçbir bina yapılmadı. Bizler biraz daha beklesek ve bu kampanyayı başlatmasak bu arazi bir tarikata da verilebilirdi. İmza kampanyasını başlatmamızla birlikte 1500 imza topladık. Kampanyamıza imza veren Harmantepeliler çocukları için her yerde kreş aradıklarını, bulabildikleri en ucuz kreşin aylık 12 bin 600 lira istediğini söyleyip bu çalışmayı başlattığımız için bize yürekten teşekkür ettiler. Bizler de bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz, Harmantepe’ye kreş ve anaokulunu yaptıracağız.”
THTM’nin ne amaçla kurulduğunu anlatan Gezer, Kağıthane’de de Kağıthane Halk Temsilcileri Meclisi’ni kurmak istediklerini, bu meclisin Kağıthane halkının tüm ihtiyaçlarını ele alacak bir yapı olduğunu belirtti.
THTM temsilcisi sanatçı Orhan Aydın da konuşmasında aynı gün içinde Harmantepe’de uyuşturucu satıcılarına şahit olduklarını aktardı. Aydın, çocukları ve gençleri hedef alan bu çürümenin kaynaklandığı bütünlüğün altını çizdi:
“Ülkemizin her yanı talan ediliyor ve bunu hizmet ettikleri sermaye grupları için yapıyorlar. Eğitim sisteminin paralı olması için yapmadıkları kalmadı. Eğitimin her aşamasını dinselleştirdiler. Her yerde imam hatipler, sıbyan mektepleri… Amaçladıkları halkı çaresizleştirmek, sadakaya bağımlı hale getirmek. Eğitim ekmek gibi, su gibi bir haktır. Bu hakkımızı tarikatlara teslim ettiler. Sesimizi çıkarmadığımız sürece yapmayacakları şey yok. Bugün Polonez’de, As Plastik’te, Anadolu’nun pek çok yerinde işçiler haklarını arıyor. Halkın ihtiyacı kendi mevzilerini genişletmek için örgütlenmek, hakkını aramak, yurdumuza sahip çıkmak. Yalnız değiliz.”
'3 yaşından itibaren çocuğun anneden ayrılması gerekir'
Toplantıda söz alan THTM temsilcisi psikolog Dr. Nevin Eracar ise okul öncesi çocuk gelişiminin bireyler ve toplum açısından kritik öneminin altını çizdi. Çocuğu bekleyen ortamın, çocuğun ileride sahip olacağı karakter için bir zemin belirlediğini söyleyen Eracar, sözlerine şöyle devam etti:
“Annenin çocuğu bir yere emanet etmesi anne için zordur. Güvenmesi gerekir. Araştırmalar gösteriyor ki güvenerek bırakıyorsa çocuk da bunu hissediyor. 3 yaşından itibaren çocuğun anneden ayrılması da gerekir. Anne çocuğu bırakamazsa bağımlılığını çocuğa geçiriyor. ‘Bensiz bir şey yapamaz’ düşüncesi kendine yetemeyen kişiler yetişmesine neden oluyor. Okul öncesi eğitim bu nedenle de çok önemli. Öte yandan buraya kreşi yaptırdığımızı, burada hep birlikte bir açılış yaptığımızı hayal edelim. Kim eğitim verecek? Çocuklarımıza dinsel eğitim mi verecekler? Soyut düşünme becerilerinin gelişmediği küçük yaşlarda dini kavramların öğretilmesinin çok tehlikeli olduğunu yine araştırmalar gösteriyor. Öyle örneklerle karşılaşıyoruz ki; çocuk günaha girmekten, cezalandırılmaktan öyle korkuyor ki, akademik başarı imkanı yok, madde bağımlılığı riski yüksek. Bu nedenlerle kreş açıldığında öğretmenleri de denetleyeceğiz.”