YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında hapis cezası verilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatları, istinaf aşamasındaki dosyaya bilimsel mütalaa sundu. Söz konusu mütalaada, TCK’nın 125 3-a maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülerek, bu hükmün iptali istemiyle dosyanın AYM’ye götürülmesi gerektiği savunuldu. Söz konusu gelişmelerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de "ahmak davası" gündemiyle olağanüstü toplanacağını açıkladı.
Davaya ilişkin gelişmeler gündemdeki sıcaklığını korurken İdeaPolitik Enstitü de İmamoğlu'na yönelik devam eden hakaret davası ve siyasi yasak ihtimalini değerlendirdi. Toplantıya Enstitü Genel Direktörü Doç. Dr. Can Kakışım'ın yanı sıra, hukukçular Prof. Dr. Hasan Sınar ve Doç. Dr. Tolga Şirin ile Siyaset Bilimciler Prof. Dr. Seda Demiralp, Doç. Dr. Berk Esen ve Doç. Dr. Pınar Erkem Gülboy katıldı.
“HİÇBİR HAKİME BU KARARI ALDIRTAMAZSINIZ”
Davaya ilişkin görüşlerini ifade eden hukukçulardan Prof. Dr. Hasan Sınar, “15 yıl hakaret davalarına baktım, böyle ceza görmedim. Bu tür durumlarda hakaret tespit edilse bile adli para cezası verilir. Bu tür bir kararı hiçbir hakime kolay kolay aldırtamazsınız. O yüzden de ‘Hukuka uygun olmayan kararı alamam’ diyen hakimi HSK aldı, Samsun'a gönderdi, onun yerine de bu kararı alabilecek birini getirdi” ifadelerini kullandı.
“CHP BU TAVRI KABUL EDERSE KARARI MEŞRULAŞTIRMIŞ OLUR”
“İçtihada göre verilen ceza çok ölçüsüz. HAGB'den yararlanılmasın diye ceza iki yılın bile üzerine çıkarılmış” diyen Doç. Dr. Tolga Şirin ise, “CHP bu tavrı kabul edip halen maça devam ediyorsa, biraz tepki verip çok da vermiyorsa bunun iki sonucu olur. Bir, kararı meşrulaştırmış olur, bu normal olur. İki, bu normalleşirse yarın diğer adaya da ceza verilebileceği sonucu çıkar” değerlendirmesinde bulundu.
“MUHALEFET PROAKTİF DAVRANMALI”
Toplantıda yer alan isimlerden Siyaset Bilimci Doç. Dr. Berk Esen ise, kararın siyaseti dizayn etmeyi amaçladığını belirterek “Bir futbol maçına benzetirsek hakemin yıldız forvet oyuncusunu, yani her an skor tabelasını değiştirebilecek oyuncuyu kırmızı kartla saha dışına çıkarmak istemesi gibi. Muhalefetin karar açıklanmadan önce proaktif davranması gerekiyor. Siyaset dünyasında İmamoğlu haricinde bu ceza konusunu yüksek sesle tartışan bir aktör yok” ifadelerini kullandı.
Kararı yorumlayan Prof. Dr. Seda Demiralp ise şunları kaydetti:
“İmamoğlu bir ceza durumunda insanların sokağa döküleceğini ve erken seçim talebinde bulunacaklarını söylemişti. Buna katılıyorum. Yasaların açık ihlali meşruiyetin bittiğine dair bir sinyaldir. Bu durumda siyasetin normal akışında devam etmesi beklenemez. Şimdi seçmene gidilmesi, doğrudan ilişki kurulması ve bunun kamuoyunca sahiplenilmesi gerekiyor. Hukuki süreci önemsiyorum, onun da bir tarafa bırakılmaması gerekir ama öte yandan seçmen kanalının açık tutulması, bunun seçmenlere anlatılması önemli”
Doç. Dr. Pınar Erkem Gülboy “Muhalefetin bir kişiyi feda edip farklı bir aday çıkartarak kendi çıkarlarının peşinden gitmesi tarzı küçük oyunlar toplumun siyasi iradesine karşı olur. Siyasi iradeyi sadece iktidar değil muhalefet de yok sayıyor demektir” değerlendirmesinde bulunurken, İdeaPolitik Enstitü Genel Direktörü Doç. Dr. Can Kakışım ise şöyle konuştu:
“Bu davaya karşı CHP'nin İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklaması gerekir. 14 Aralık 2022'de bu yapılmadığı için seçim kaybedildi. Ben, tanıdığım Özgür Özel'in bu demokratik olgunluğu göstereceğini düşünüyorum, hatta bundan eminim”
NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada karar açıklanmış, İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmişti. Mahkeme ayrıca, İmamoğlu’nun siyasi yasak içeren Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesinde belirtilen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına da karar vermişti. İmamoğlu ise kararla ilgili "Benim için yok hükmündedir" yorumunu yapmıştı.