O halde giyinmek medeniyetin gereğidir.Başörtüsü ise İslamiyet ile belirlenmiştir. 8.asırdan bu yana Müslüman olan Türklerde kadınların başörtüsü hiç bir zaman tartışma konusu olmamıştır,olamazda!
Niçin namaz kılmayı,oruç tutmayı, kurban kesmeyi tartışmaya açamayacağımız gibi...
Cenabı- Hakk'ın emri, peygamberimizin sünneti olan bir emri tartışamayız.
Televizyonlarda yapılan bu tartışmalar abesle iştigalden başka birşey değildir. İnanç ve ibadetler üzerine yapılan bu baskılar toplum hayatımızda büyük huzursuzluklara sebebiyet vermiştir. Bu gibi cahilce çekişmelerin bizlere hiç bir faydası yoktur. Ayete göre ''dileyen inansın, dileyen inkar etsin'''Kef Süresi 29.ayette dediği gibi.
İşte tesettür ayeti :''Ey peygamber hanımlarına, kızlarına ve mümin kadınlara dışarı çıktıkları zaman örtülerini üstlerine salmalarını söyle.Onların tanınmaması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur.''Ahzab Süresi 59.Ayet
Bu ayetten sonra inen Nur Süresinin 31 ayetinde ''Mümin kadınlara da söyle, gözlerine harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.Ziynetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının salsınlar.''yazılmıştır. Bu ayetin devamında erkeklerde gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar emri vardır.
Bu ayetler tavsiye niteliğinde değil emirdir. Peygamberimiz de kadının alımlı yürümesini dar ve şeffaf giyinmesini yasaklamıştır. Baldızı Esma yani Hz. Aise'nin kardeşi, Peygamberimizin huzuruna bilmeyerek ince şeffaf bir elbiseyle girmişti Peygamberimiz ''Ey Esma artık bu kıyafetler yasaklanmıştır, nefsin korunması İslamiyet'te öncelikli emirler arasındadır.''demiştir.
Nitekim kadının vücut yapısı daha zayıf, daha naiftir. Sıcaktan, soğuktan, rüzgardan daha iyi korunması için sağlık acısından da giyinmesi ve örtünmesi gayet doğaldır. Eğer giyinmemek medeniyet olsaydı, Aborjinler ve kızılderililer en medeni insanlar olurlardı. İslamiyet'te giyinmek için belirli bir kural yoktur. Örfe göre kadının vücüt hatlarına belli etmeyecek şekilde giyinmesi ve kapanması yeterlidir.
Son söz olarak ise dinin emirlerinden birisini hafife almak veya alay etmek kişiyi küfre götürmeye yeterlidir.
Bir kıssada bir gün bir filozof Hz Ali ile karşılaşır ve derki ''Sizin bu inanç ve ibadetleriniz namaz ve oruçlarınız eskilerden kalma hidayetlerde anlatılanlardandır''demiş.Hz Ali'de ''diyelim ki senin dediklerin doğru benim bir zararım olmaz.Ya benim yaptıklarım doğru ise senin halin ne olacak?diye söyler.
Selam ve dua ile...