Yıldırım, teknik direktör Ersun Yanal’ın istifasının ardından Milliyet Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu. Başkan Yıldırım, teknik direktör Ersun Yanal’ın, bayan arkadaşına göre antrenman programı hazırladığını ifade etti.
“BİR BİLGİSAYARDIR TUTTURMUŞ GİDİYOR”
“Antrenmanda neler yapıldığını, nasıl çalıştığını keşke bir görseydiniz” diyen Aziz Yıldırım, “Bir bilgisayardır tutturmuş gidiyor. İşte benim de önümde bilgisayar var. Bilgisayarla şampiyonluk falan olmaz. Biz yönetim olarak zamanında paraları ödemesek, primleri vermesek, sen istediğin kadar çalış olmaz. Bu bir ekip işidir. Şampiyonluk ekip işi ile gelir. Mesela Zico’yu neden gönderdiğim de sorgulanıyor. Ama bilmiyorlar ki taktikleri bile kardeşi Edu’dan alıyordu. Ta Brezilya’dan arıyordu. Şampiyon olduk, geldi iki misli para istedi” dedi.
“VERDİĞİ SÖZÜ YERİNE GETİRMEDİ”
Yıldırım, basında yanlış haberlerin yer aldığını belirterek, “Evet ben oyuncularla toplantı yaptım. Oyuncular istedi bu toplantıyı. Ben de ‘gidin hocanıza söyleyin’ dedim. Söylediler. Sonra futbolcularla konuştum. 25 kişi de aynı şeyi söyler mi? ‘Sabah selam veriyor, akşam başını çeviriyor. Kimseyle konuşmuyor’ dediler. Ama bir futbolcu dahi gelip de bana ‘Hocayı istemiyoruz gönder’ demedi. Onların tek istediği vardı, ‘Bize sevgi ve saygı göstersin. Liderlik yapsındı.’ Bu oyuncular karakterli çocuklar, onlara haksızlık ediliyor. Bu toplantı sonrası hocayı evime davet ettim. Kendisine oyuncuların rahatsızlıklarını isim vermeden anlattım. Bu şekilde oyuncuların talepleri var diye ilettim. O da bana ailesel sorunları olduğunu, en kısa süre içinde bunları çözeceğini söyledi, hatta ertesi gün oyuncuların bazıları ile diyaloglara girdi. Ancak bir şey değişmedi bana verdiği sözü yerine getirmedi” diye konuştu.
“BÖYLE DİSİPLİNSİZLİK OLUR MU”
Hazırlık döneminde Kopenhang’a gidildiğini hatırlatan Yıldırım, “Oyunculara izin vermiş, çarşıya göndermiş. Biri çıksa bir şey dese saldırsa, bizimkiler de genç insanlar karşılık verse, al başına belayı. Öğreniyorum ki çocuklara izin verdiğinde bir menajerle yanına bayan arkadaşını alarak bir kafeye oturuyor. Sonra çocuklar yanına gelince, ‘gelin siz de oturun’ diyor. Onlar da ‘biz oturmayız, yarın maçımız var’ deyip otele gidiyorlar. Takımın kaldığı otelde kendisi ve bayan arkadaşı için takım ayrıldıktan sonra yer ayırtıyor. İzinler veriyor, 2,5 gün. Sow oradan Fransa’ya, Kadlec ülkesine gitmiş. Holmen araba kiralayıp ayrılmış. Böyle disiplinsizlik olur mu? Ben devreye girip bütün izinleri kaldırıp İstanbul’a getirttim herkesi” şeklinde konuştu.
“KENDİ KERAMETİ DEĞİL, TAKIMIN KERAMETİ”
Yıldırım, Ersun Yanal’ın kendisinde hayal kırıklığına neden olduğunu vurgulayarak, “Aslında onunla çalışmayacağımı daha önce açıklamıştım ama araya hatırı sayılır dostlarım girdi. Ayrıca Ersun Yanal da geldi bana ‘ben değiştim, geçmiş geride kaldı’ dedi. Oysa hiç değişmemiş. Çok net ortaya çıktı. Etik olan benim onu çıkıp korumamdı. Basın toplantısında da bunu yaptım. Oysa yanıldığımız ortaya çıktı. Geçmişte milli takımını niye bıraktığına da bakalım. Orada ne başarısı var. Burada başarıyı o değil, oyuncular elde etti. Yani kendi kerameti değil, takımın kerameti” ifadelerini kullandı.
“SALİH İÇİMDE BÜYÜK YARADIR”
Genç futbolcu Salih Uçan’ı Roma’ya vermemek için çok direndiğini dile getiren Yıldırım, “Ama ben ne söylediysem ne istediysem Romalılar hep evet dediler. Benim içimde büyük yaradır bu transfer. Salih bu takıma dinamizm katardı. Bunu bile görmek istemedi. Sezon içinde ‘Salih’i oynat, oynat’ dedim ısrarla oynatmadı. Antalya’da devre arasında Salih’e ‘Seni hayatta oynatmam. Oynatıp da şampiyonluğu kaybedersem beni topa koyarlar’ demiş. Dönüşte Samandıra’da Salih’in yanına gittim. Resimler de var. Elimi omuzuna koydum. ‘Sen moralini bozma, bu takımın geleceğisin’ dedim. Ama oynatmadı” açıklamasında bulundu.
“ERKAN ZENGİN’İ İSTEDİ”
Başkan Aziz Yıldırım, Ersun Yanal’ın kendilerinden Erkan Zengin’i transfer etmelerini istediğini belirterek, şunları söyledi:
“Ben de ‘alırım ama bana nerede oynatacağını söyle’ diye sordum. Topu alıp hızlı dikine gidiyormuş. Elinde zaten Alper var. Bana yanıt veremedi. Biz de almadık. Listesinin ilk sırasında Kampl varmış. Biz çok daha önceden bu oyuncu ile görüşüyorduk zaten. 17 milyon Euro bonservis bedeli var. Daha başka yabancılar da istedi. Ronaldo’yu, Messi’yi listeye yazar ben de isterim. Zaten yabancı sınırlaması var. Ayrıca Topal ve Emre gibi önemli oyuncular mevcut. Bunları hiç düşünmüyor” şeklinde konuştu.