İşte Uğur Işılak’ın verdiği röportaj:
Gurbette doğmak maneviyatınıza, vatanseverliğinize, tarih sevginize neler kattı?
Hasrettir gurbet... Bu topraklarda doğmuş büyümüş hiçbir insan yoktur ki gurbetteki kadar vatanperver olsun. Ben Almanya'da bir vesile ile Türk bayrağı görünce yüzlerce defa ağladığımı bilirim. Gurbet, vatansever olmanın diğer adıdır.
Neden magazin haberlerinde 'Uğur Işılak' ismini görmeyiz?
İnşallah hiçbir zaman görmeyin de... Magazin, popülizme yelken açmaktır, satıh ile ilgilenmektir, yüzeysellikle uğraşmaktır. Sokakta kitap satan dikkat çekmez ama iki kişi kavga etse bu merak uyandırır. Kültür ve derinlik çok merak uyandıran şeyler değil maalesef.
Erdoğan'a 'reis, usta, devrimci' diyenler var. Kalbinizdeki sizin başbakanınız nedir?
Bugünkü konjonktürde 'reis ve devrimci' gibi kavramlar çok sığ kalır. 'Mücahid' demek bana daha doğru geliyor. Sadece milletimiz değil bir büyük coğrafya uzun yıllardır böyle bir lider için dua ediyor. Osmanlı'dan tevarüs ettiği değerlerle hemhâl olan bir lider tasavvuru oldu bu milletin... İşte bu lider profilinin içini dolduran Erdoğan, o milletin kabul olmuş dualarıdır. 1994'teki belediye başkanlığından beri insanlar Recep Tayyip Erdoğan'ı ülkenin başına yakıştırıyordu. Biz de onlardan biriydik...
Dombra ile tanındığınız söyleniyor. Bu 29 yıllık sanat hayatınıza haksızlık değil mi?
Hazımsız olanlar ancak beni 'bir şarkılık sanatçı' olarak lanse eder. Herkes kendine yakışanı yapar. İtibarsızların işi, itibarsızlaştırmaya çalışmaktır.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair tahmininiz nedir?
Cumhurun başkanı, 53 ve 55 arası oy bandı ile 'ilk turda' seçilir. Elbette Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan seçilir. Belki birkaç puanlık fark olabilir. Ama oylama ikinci tura kalmaz.
Muhalefetin 'büyük uzlaşma' adıyla ittifakı için neler düşünüyorsunuz?
Beni yalakalıkla yaftalıyorlar. Bir insan sevdiği adam ile yan yana duruyorsa yalaka olmaz. Fakat ezeli hasmınızla siyasi ikbal uğruna yan yana gelebiliyorsanız bunun adı riyakarlıktır, takiyyedir, omurgasızlıktır. Şimdi siz değerlendirin... En koyu laik ile en koyu antilaik, en koyu kemalist ile en koyu antikemalist, en koyu ateist ile en koyu dindar bir araya gelmiş; başbakanı devirmeye çalışıyor. Bunları görünce durduğum yerin ne kadar doğru olduğunu görüyorum.
CHP'ye şarkı verme meselesi var bir de... Bu eleştirilere ne diyeceksiniz?
'Haydi Anadolu', AK Parti kurulmadan önce yazılmış bir eserdir. Ben Erdoğan dışında, hiçbir partiye ve lidere eser yapmadım. CHP sadece benim daha önce yazdığım eseri kullanmak istedi. 2002'de Haydi Anadolu'yu kullanırken sözlerinde 'ak' kelimesi geçiyordu, bunu çıkarmayı dahi teklif etmişlerdi. Kabul etmedik. DYP'den Mehmet Ağar da meydanlarda eserimi kullandı ama ben onlara da yazmamıştım. 'Haydi Anadolu' Kürtçeye çevrildi ve okunuyor.
Siyasette bir gelecek planınız var mı?
Şu anda aktif siyaset yapmayı düşünmüyorum fakat bir boşluğu dolduracaksam ileride politikaya girerim. 30 yıl önce CHP'li olan '30 yıl sonra CHP ile ölürüm' diyor. Ben o partizanlardan değilim. Ben bir partiyi imani, itikadi mesele olarak görmem. Parti hedefe gitmek için bir araçtır. Hedef ise hakikâttir.
ALTI ÇİZİLESİ SÖZLER...
> Magazin, Hakikât'ten uzaklaşmaktır.
> Herkes tarafından sevilmemek gerekiyor bazen.
> Önüne gelenle değil ölüme gelenle yola çıkılır.
> Konserlere “uyuyarak” hazırlanıyorum.
> Taraf olmayan bertaraf olur.
> Dinleyen dinlenir.
> 'Fikir hürriyeti' diye bağıranların, fikri yok ki...
> Her kemâlden sonra bir zevâl, her zevâlden sonra bir kemâl olur.
Önümüzdeki 50 sene Türkiye'nin yılı olacak
10 Ağustos'tan sonra nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
2023'ün hazırlıklarını yapan bir ülkeyiz hamdolsun. Hüviyetine kavuştuktan sonra yönlendirilen değil de geçmişteki gibi yönlendiren bir ülke olunacağını umut ediyorum. Tanzimat'tan, Islahat'tan bu yana 200 yıllık keşmekeşten, bu çileden sonra Türkiye'nin bunu hak ettiğini düşünüyorum. Hasılı kelam; iki asırdır asıl kimliğine dönmeye çalışan bir toplum olarak çırpındıkça çırpınıyoruz. 12 yıl içinde yeniden umutlandık, dinamiklerimizi geri kazandık. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından 11 Ağustos sabahı ile büyük Türkiye'nin temelini atmış olacağız. Önümüzdeki 50 sene Türkiye'nin yılı olacak. 2071'de zirveye ulaşmış bir ülke olacağımıza yürekten inanıyorum. Biz göremeyiz fakat millet bahtiyar olsun, bizden sonrakiler rahat etsin, bu yeter...
“UFKUMUZU AÇTI”
ENVER BEY YOLUMUZU AYDINLATTI
“Yeni bir sanatçı olarak sağ tarafta olmak bir talihsizlikti hep” ifadesini kullanan Uğur Işılak, 'Çünkü' dedi ve devam etti: “Medyayı sol tandans yönetir, yönlendirirdi. 80 ve 90'larda karşı mahalle sanatkârlarının topluma tanıtılması, propagandası yapılırdı. Sağ kesim sanatçılarının duyulması, ekranda olması, varlık göstermesi çok zordu. Enver Bey gibi aydın, münevver iş adamlarının açtıkları ufuklar, yolumuzu aydınlattı. Ben inandığım yerde olmayı seçtim ve yolculuğum böyle devam edecek.”
NEŞET ERTAŞ YORUMU:
KARACAOĞLAN AYARINDA BİR OZAN
Bir 'Neşet Ertaş' tartışmasıdır sürüp gidiyor, nedir bu konuşulanların aslı?
Neşet Ertaş 'ozan değil' demedim. Bunları söyleyenler Neşet Ertaş'ı bilmezken ben onun bütün eserlerini 8 yaşımda bitirdim. Aynı ölçüde tekrar ediyorum; Neşet Ertaş, 'Karacaoğlan' ayarında bir ozandır fakat protest bir ozan değidir. Ben sadece bunu kastettim. Ozanlık hakkında iki kuruşluk fikri olmayanlar, bu konuda ahkâm kesip sağa sola çamur atmaya kalkmasın! Bu pazarda herkesin kumaşının kalitesi bellidir.
ŞİMDİ DAVA ZAMANI
ELE GÖZÜYLE ESER YAPILIR AMA...
Aşk şarkıları mı, gönül şarkıları mı, dava şarkıları mı?
Ruh hâli değişkendir. Ela gözlüye de eser yapılır. Ama zaman 'dava şarkıları' zamanıdır. İşte Gazze! Dünya döndükçe zalimler de alimler de olacak. Zalimlere karşı duranlar olacak. Adaletsizler, adiller olacak. Adillerin, adaletsizlerin yanında duranlar olacak. Dünyanın son gününe kadar bunlar olacak, siz de safınızı belirleyeceksiniz.
Güncelleme Tarihi: 03 Ağustos 2014, 12:57