Silivri Ceza İnfaz Kurumu, Duruşma Salonu’nda görülen duruşmada Mahkeme Başkanı, tutuksuz yargılanan 34 sanık erin, soruşturma aşamasında adreslerini Maltepe 2’inci Nurettin Baransel Kışlası 2’inci Tugay Komutanlığı olarak verdiğini hatırlattı. Tugayın Gaziantep’e taşınması nedeniyle aralarında terhis olanların da bulunduğu sanıkların adreslerinin sorulması için yazı yazdıklarını belirten mahkeme başkanı, birliğin El Bab’a operasyona gitmesi nedeniyle bu işlemi yapacak personelin bulunmadığı yanıtı geldiğini söyledi. Bu nedenlerle tutuksuz sanıklara tebligat yapılamadığı öğrenilirken, duruşmaya gelen 14 tutuksuz sanığın da tebligatla değil, e-devlet üzerinden bilgi alarak duruşma gününü öğrendikleri ifade edildi.
İddianamenin kabul kararı ve özetinin okunmasının ardından sanıkların savunmasına geçildi. Tutuklu sanık Yüksel Özdemir, uzman çavuş olduğunu söyleyerek, Sabiha Gökçen Havalimanı’na terör saldırısı olacağı şeklinde ihbar olduğunu bu nedenle emniyet güçlerine destek amacıyla gönderildiklerini belirterek “Görev tanımım içinde silah kullanmaya yetki ve hakkım yoktu” dedi.
“Karşımızda FETÖ olacağını sanıyorduk, meğer karşımızda halk varmış”
Uzman erbaş tutuklu sanık Yusuf Yaylaz, olay günü bölük komutanının bölük oluşturduğunu, mangalarda bir eksik olduğunu söylediğini belirterek, “Bölük komutanı bize Ankara’dan Kara Kuvvetleri Komutanları’nın geleceğini söyledi. Biz de katılmak zorunda kaldık. O gün bize 3’üncü Kolordu Komutanlığı’ndan tatbikat mesajı gelmişti. Cephaneliğe gidip üstümüze düşen mühimmatı aldık. Kışladan çıktık, E5’te ilerlerken polis bize eskortluk yaptı. Havalimanına vardık. Alana 100 metre kala bizi halk karşıladı. Karşımızda FETÖ olacağını sanıyorduk, meğer karşımızda halk varmış. Oraya vardığımızda vatandaş bize tepki gösterdi. İçinde bulunduğumuz araçtan hiç ateş açılmadı” ifadelerini kullandı.
“Darbeyi fidanlıktaki televizyondan öğrendim”
Tutuklu sanık Yavuz Türk, sözleşmeli uzman erbaş olarak görev yaptığını, 15 Temmuz’da bölükte normal mesaiye başladıklarını, öğleden sonra yarbay Şakir Çınar’ın kendilerine denetleme olacağını söylediğini hatırlatarak, “Akşam saat 21.00’i geçmişti. Kışladan çıktık. Sabiha Gökçen’e gidene kadar halk bizi alkışladı. Limana varmadan 1 buçuk kilometre önce trafik tıkanmıştı. Bir arkadaşımıza gelen telefonla olayı anlamaya başladık. Limanın önünden geri dönmeye çalıştık. Yakında bir fidancı vardı, oranın bekçisine durumu izah edip içeri girdik. Televizyondan darbe olduğunu öğrendik. Bir arkadaşımız yakınını arayarak yardım istedi. Bize sivil kıyafet getiren arkadaşımızın yakınının evine gittik. Geceyi orada geçirip ertesi gün birliğe döndük. Elazığ’da 1 Ağustos 2016 tarihinde resmi nikahım vardı. Ailem, nişanlım mağdur oldu. Beni bu duruma düşürenlere hakkımı helal etmiyorum” şeklinde konuştu.
Duruşma diğer sanıkların ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.