Ülkemizi sarsan deprem felaketinin yaralarını sarmak adına tüm yurtta adeta seferberlik ilan edildiğini
ifade eden Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, bir yandan da tüm
Dünyanın burada bir hesap peşine düştüğünü, algılarla oyunlar kurduğunu söyledi. Yazıcı, “Deprem
bölgesi şu an satranç tahtasına dönüştürülmek isteniyor. Herkes hamlesini yapıyor. Milletimiz uyanık
olmak zorunda” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem ile sarsılan ülkemizde, 11 il yıkıcı
etkilerle sarsıldı. 70 il ise deprem bölgesinin yaralarını sarmak adına adeta seferber oldu. Depremin
üzerinden geçen 2 haftalık sürede on binlerce vatandaş yaşamını yitirirken, 100 bini aşkın
vatandaşımız ise yaralı olarak depremden kurtuldu. Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği
Başkanı Turgay Yazıcı, şehirlerin yıkıldığı deprem afetinin üzüntüsünü yaşayan Türk milletinin çok
dikkatli olması gereken bir dönemden geçtiğine dikkat çekti.
“KULLANMAK İSTEYENLER İÇİN BU BİR FIRSAT”
Kahramanmaraş depremi sonrası farklı senaryoların ortaya çıktığını ve bu senaryoların göz ardı
edilemeyecek kadar tehlikeli olduğunu hatırlatan Turgay Yazıcı, “Depremin acısı hepimizin yüreğini
yaktı. Bu acıyı unutmamız, yüreğimizi soğutmamız yıllarımızı alacaktır. Ancak hayatın gerçekleriyle de
yüzleşmek zorundayız. Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Gerekirse bağrımıza taş basıp her ihtimali göz
önünde bulundurmak zorundayız. Tüm senaryoları ciddiye almalı, her ihtimali olabilecekmiş gibi
hazırlanmalıyız. İşte bu yüzden depremin acısını yaşarken vatandaşlarımızı uyanık olmaya, daha
dikkatli olmaya davet ediyoruz. Belki de deprem planın sadece bir parçasıydı. Öyle olmasa dahi, bu
durumu kullanmak isteyebilecek çokça düşmanımız olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi.
TÜRKİYE’Yİ SATRANÇ TAHTASINA ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYORLAR
Yaşanan depremin ülkemizin 100. Yılının kolay geçmeyeceğinin bir işareti olduğunu da vurgulayan
Yazıcı, “Deprem irkitilmiş olsun veya kendiliğinden oluşmuş olsun… Bu durum birilerinin ekmeğine
yağ sürdü ve harekete geçmeleri için fırsat oluşturdu. Görüyoruz ki depremden sonra birileri
Türkiye’yi adeta satranç tahtasına çevirme uğraşında. Farklı tatbikat senaryoları, devleti
itibarsızlaştırma çalışmaları, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin fırsattan istifade yardım bahanesiyle
kendini kabul ettirme çabası, Yunanistan’ın bir yandan yardıma gelirken bir yandan Navtex ilan edip
silahlı tatbikat yapması, ABD gemisinin bayraklarla verdiği mesaj, yine ABD’nin uçak gemisi hamlesi,
askerin sahaya indirilme ve sınırı boşaltma çabası, sınır ötesi operasyonları durdurmaya yönelik
zorlamalar… Bunlar bir çırpıda aklımıza gelenler. Planlı veya kendiliğinden oluşmuş bir deprem olsun
fark etmez. Bu durumdan faydalanmak isteyen onlarca ülke var. Her şartta ve koşulda uyanık olmak
zorundayız” diye konuştu.
ALGI OYUNLARI İFŞA OLUYOR
Tüm dünyanın dahil olduğu bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu vurgulayan Yazıcı, “Son günlerde
yaşanan algı operasyonları da bunun kanıtıdır. Örneğin küreselcilerin kuklası Madonna’nın
paylaşımları. Baktığımızda masum bir sosyal medya paylaşımı olarak gözüküyor. Yunan bir arama
kurtarma görevlisi, bir Türk çocuğu kucağına almış. Ancak resmi incelediğimizde, birilerinin bu
paylaşımlarla mesajlar ilettiği açık. Öncelikle bu görselin gerçek bir resim olmadığını görüyoruz.
Oluşturulmuş bir görsel. Yunan bayraklı arama kurtarma, Türk bayraklı çocuğu kurtarıyor. Burada
Yunanistan; büyük, şefkatli, güçlü, korumacı, kendinden emin ve uzman olarak gösteriliyor. Omzunda
Türk bayrağı bulunan çocuk ise aciz, morarmış ve zavallı olarak gösteriliyor. Görseldeki en dehşet
verici detay ise Yunan adamın 6 parmaklı olması. Bir mesaj olduğu açık. Türkiye ile arasındaki 6 mil
olan kara sularını değiştirme niyetinde olan Yunanistan’a bu manada bir mesaj mı yoksa başka
anlamları mı var bilemiyoruz. Belli ki küreselciler, kuklaları Madonna üzerinden şimdi tam zamanı
demek istiyor. Diğer yandan Almanya’dan gelen ve birilerinin bölgede misyonerlik faaliyetlerinde
bulunduğu ifşa oldu. Bölgedeki gönüllü ekipler Kahramanmaraş’ta bir okulun bahçesinde Almanların
“İsa sizi seviyor” kartları hazırladığını, burada çocukları oynattıklarını ve hiçbir izin belgeleri olmadığını
fark etti. Devlet olaya ek koysa da bunlar sadece fark edilebilenler. Deprem bölgesinde şu an herkes
hamlesini yapıyor. Milletimiz uyanık olmak zorunda” açıklamasında bulundu.
“BU TOPRAKLARDA DEVLET, MİLLETİN TA KENDİSİDİR”
İşte bu yüzden satranç tahtasına dönen Anadolu topraklarının bugün artık ihmali ve kardeş kavgasını
kaldıramayacağını dile getiren Turgay Yazıcı, “2600 yıldır yeryüzünde devletsiz kalmayan tek milletiz
biz. Çünkü bu topraklarda devlet, milletin ta kendisidir. Hayatta olan tek bir Türk, yeni bir Türk devleti
demektir. İşte bunu çok iyi bildikleri için depremi fırsata çevirenler bir yandan dışarıdan müdahale
hazırlığı yaparken bir yandan çocuklarımızın beynini yıkamaya, misyonerlik faaliyetleriyle benliğimizi
yitirmemizi sağlamaya çalışıyor. Bugün her şeyi bir kenara bırakıp bir olmamız gereken en mühim
gündür. Milletimizin Türk ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarına karşı en büyük silahı, birlik ve
beraberliğidir. Deprem olduğu andan bu yana bu birlikteliği en güzel şekilde sağlayarak gelen tüm
saldırılara mesajımızı verdik. Ancak senaryolar bitmeyecek. Planlar bitmeyecek. Satranç tahtasına
dönen Anadolu tüm hainlerden, iş birlikçilerden, istihbaratçılardan arındırılana kadar mücadelemiz
devam edecek” dedi.
MİLLİ HUKUK CEMİYETLERİ HER DAİM VARDIR
“Devlet uyanık, devlet her şeyin farkında” sözleriyle konuşmasını sürdüren Yazıcı, “Birileri bir
noktadan fitili ateşlemek, ülkede kaos ortamı oluşturmak istiyor. Fetöcü zihniyetin sosyal medyadan
özellikle üniversiteler üzerinden öğrencilerin sokağa dökülmesi için yönlendirme yaptığını, siyasi
kanadı harekete geçirmeye çalıştığını görüyoruz. Sarayın önünde buluşalım mesajlarının altında yatan
niyetin devlette farkında, aklı başında millette. Ancak milletimizin gönlü müsterih olsun, bu devlet o
tuzağa düşmez. Ayrıca şunun da altını çizmekte fayda var; Kurtuluş Savaşı ruhu ile mücadelede eden
Gizli Milli Hukuk Cemiyetleri her daim vardır ve var olmaya devam edecektir” ifadelerinde bulundu.